Hem de farklı. Kaybettiğimiz sadece bir maç değil. Maçla birlikte öz güvenimizi de kaybediyoruz ki, işte en büyük tehlike bu.
Evrenseki maçında futbol adına ortaya bir şey koyamadığımız gibi hem geri dörtlümüz hem de kalecimiz bu maçta yaptıkları akıl almaz hatalar farklı skoru da beraberinde getirdi.
SOS veren sadece kalecimiz ve geri dörtlümüz değildi. Takım halinde SOS verdik. Zira ne orta sahamız ne de forvetimiz bu maçta varlıklarını gösteremedi. Tüm geri dönen topları orta alanda rakip oyuncular aldı ve aynı oyuncular orta alandan sahamıza ve ceza alanımıza adeta ellerini kollarını sallayarak girdi. Bu durumu izledikten sonra tehlike büyüyor ve böyle gidersek bizim takım küme düşer diye içimden bir düşünce geçti ve o düşünce inanın beni son derece rahatsız etti.
Bizim takım sadece ve sadece maçın başlarında sahada var olduğunu izleyenlere gösterdi. Maçın başlarında A.Kadir’in güzel kafa şutunu kaleci de aynı güzellikte kurtardı ve 10.dakikada da sol kanattan geliştirdiğimiz ve güzel hareketler izlediğimiz o pozisyonu golle taçlandırmamız lazımdı. Ama olmadı. İlk yarı başladığı gibi biter diye düşünürken Doğan Seçkin’in güzel golü geldi ve bu gol bizim takımın soyunma odasına gitmesine neden oldu ve bizi de umutlandırdı.
İlk yarının son saniyelerinde gelen golle umutlandık ama bu umudumuz ikinci yarının hemen ilk saniyelerinde yerini umutsuzluğa bıraktı. Zira kalecimiz öyle bir gol yedi ki evlere şenlik cinstendi. Formsuz olduğunu gözlemlediğim kalecimiz yediği diğer iki golde de hatalıydı.
Rakibimiz Evrenseki öyle ahım şahım bir takım değildi hüviyetinde değildi. Zaten öyle olsalardı bu maçın sonucu daha farklı olurdu. Zira maç boyu önemli pozisyonlar yakaladılar ama beceriksizlikleri nedeniyle o fırsatları golle sonuçlandıramadılar.
Maçın hakemi felaketti. Çaldığı düdüklerin tamamına yakını yanlıştı. Doğru çaldığı 4 düdük vardı onlarda atılan gollerden sonra çaldığı düdüklerdi. İşte küme düşersen ve hiç olmaman gereken bir ligde oynarsan böyle kalitesiz hakemler gelir senin maçını yönetir ve canına da okur.
Takımın başında olan teknik heyete de bir çift söz söylemek isterim. Söylemek istediğim sözüm şudur “ Bu takıma bugüne kadar hiçbir şey verememişsiniz. Daha doğru dürüst iki pas yapmasını, topu istop etmesini bile bilmiyor oyuncularımız. Gençlerle oynuyoruz ama hiç olmazsa o gençlere kendi gelecekleri için bir şeyler öğretin ki, onlarda gelecekte bu öğrettiklerinizden yararlansın”
Sonuç olarak bu gidişat iyi değil. Hal ve gidişimiz bizi uçuruma doğru götürüyor. Ne yapıp yapıp ilk önce transferin önünü açmalı ve takımımızı güçlendirmeliyiz. Bu zorlu işi başarana kadar da eldeki oyuncularımızdan gereği şekilde yararlanmak için yapılması gereken ne ise onu yapmalıyız. Aksi halde sezon sonunda bizde üzülenler arasında oluruz.