Geride bıraktığımız hafta bizim haftamız oldu. Biz zorlanmamıza rağmen rakibimizi tek golle geçerken haftaya lider giren Sarıyer, bizim hemen arkamızdan gelen Keçiören, Samsun ve Kastamonu gibi rakiplerimizin rakipleri tarafından yenilmesi bize hem kaptırdığımız liderliği geri getirdi hem de ikinci sıradaki rakibimizle puan farkı ikiye çıktı.
Üç hafta aradan sonra tekrar galibiyetle tanışmak bize büyük mutluluk verdi. Rakibimiz zorluydu ve bir o kadar da sert futbol oynadı. Hakem de onların sertliklerine göz yumunca maç bir o kadar daha çetin geçti. Hakem eğer biraz iyi niyetli olsa ve rakibimizi gözetmemiş olsaydı Hacettepe daha maçın hemen başında 10 kişi kalabilirdi. Zira 8.dakikada Furkan’ın yaptığı o faulün karşılığı çıkan kart sarı değil kırmızı olmalıydı.
İlk yarıda üç pozisyon yakaladık bir pozisyon verdik. Yakaladığımız iki pozisyondan yararlanamadık ama ilk yarının son dakikası içinde yakaladığımız fırsatı Berk İsmail’le değerlendirdik ve İsmail’in attığı sert şut rakip oyuncu Rahmi Can’a da çarparak ağlarla buluştu v e ilk yarıyı böylece önde kapatmış olduk. Golde kaptanımız Ferhat’ın katkısı büyüktü. Verdiği milimetrik ara pası mükemmeldi. Rakibimizde bu yarıda kaptırdığımız topla çok önemli bir pozisyon yakaladı ama Mehmet’in karşı karşıya kaldığı pozisyonda kalecimiz mükemmel bir kurtarış yaparak rakibe gol şansı vermedi.
İkinci yarıda biraz da önde olmanın verdiği rehavet ve skoru korumanın verdiği tedirginlik bizim geriye yaslanmamıza neden oldu. Bu geriye yaslanışta topun sürekli olarak rakibimizde olduğu gördük. Zaman zaman da yakaladıkları fırsatlarda yüreğimiz ağzımıza geldi diyebilirim.
Sonuçta sahadan galibiyetle ve üç puanla ayrılan tarafın biz olduk ve aldığımız bu galibiyetle de iki hafta önce devrettiğimiz liderliği geri aldık ve koltuğumuza oturmayı bildik. Hacettepe karşısında aldığımız bu galibiyetin çok önemli olduğunu siz değerli okurlarıma bir kez daha anlatmama gerek yok. Çünkü futbolu seven ve takip eden özellikle de Sakaryasporumuzu seven ve tapi eden her sporsever aldığımız bu galibiyetin değerini iyi bilir.
Şimdi önümüzde yine zorlu bir deplasman maçımız var. Rakibimiz Uşakspor. Bildiğiniz gibi Uşakspor ilk yarı maçında bizi sahamızda 2-0 yenen takım. Bu hafta sonu gideceğimiz bu zorlu deplasmanda hem rakibimizi yenip rövanşı almalıyız hem de üç puanın sahibi olarak lider gittiğimiz bu deplasmandan yine lider dönmeliyiz. O bakımdan bu maçın önemli olduğunu ifade etmeye çalışıyorum.
Pazar günkü maçta eksikliklerini hissettiğimiz oyuncularımız vardı. Mesela cezalı sağ kanat savunucumuz Ferit ve sakat olan orta sahamızın dinamosu ve duran topların ustası Dilaver. Ferit bu hafta Uşak deplasmanında kadrodaki yerini alacak ama usta ayak Dilaverin durumu henüz bir netlik kazanmadı. İnşallah bu oyuncumuzda formasını giyer ve rakibimizin karşısına eksiksiz bir şekilde çıkar, yener geliriz. Bu dileğim hepimizin ortak temennisidir.
Pazar günkü maçın devre arasında takımımıza yıllar öncesinden katkı veren efsane oyuncularımızı, ilk ve tek Türkiye kupasını kazandığımız yılda kulübün başkanlığını yapan ve onun da adı efsane başkana çıkan Aydın Zengin’i sahada görünce inanın tüylerim diken diken oldu. Gördüğümüz o güzellik beni bir kez daha o yıllara götürdü ve o yılları bir kez daha hayalimde canlandırma şansı buldum.
Hele hele efsane başkan Aydın Zengin’in ellerinde bir kez daha havaya yükselen o müthiş kupamızı görünce yine bir kez daha duygulandım. Efsane başkan Aydın Zengin’in o sezonun sonunda Fenerbahçe’ye giden efsane oyuncularımız Oğuz ve Aykut’la ilgili olarak eski Atatürk stadında yapılan bir törende kürsüye gelip yaptığı konuşmasında “ Fenerbahçe size ne veriyorsa ben iki katını vereceğim” sözünü bir kez daha anımsadım ve gözlerin doluverdi. Çünkü o efsane takım yeni sezonda 7 efsane oyuncusunu kaybetmiş ve bir türlü kaybettiklerimizin yerlerini dolduramamıştık.
O yıllar küçük yaşta olanlar ve belki de doğmamış olup da Pazar günkü maçı izlemeye gelen Sakarya sporumuzun vefalı, cefalı taraftarları da gördükleri o manzara karşısında mutlaka duygulanmışlardır. Belki de göremedikleri ve izleyemedikleri efsaneleri saha içinde görünce onlarda benim gibi gözyaşlarına hakim olamamışlardır diye düşünüyorum.
Sonuç olarak şunu söylemek istiyorum. Pazar günü müthiş bir mücadele ve galibiyetimizle biten ve bize tekrar liderliği getiren bir maç izlemenin yanı sıra yıllar sonra o efsaneleri bir kez daha saha içinde görmek ve onları alkışlamak bana büyük bir mutluluk verdi. O mutluluğu bizlere yaşatanlara binlerce kez teşekkür ediyorum.