İl Milli Eğitim Müdürü Fazilet Durmuş hanımı yakinen tanımam. Hanımefendi Müdürümüzü de iki kez gördüm. Kuzuluk Mahallemize kahveli saatler adını koyduğu projesinin tanıtımı için geldiğinde ilk kez görme şansım olmuştu. Bende Kuzuluk Mahallesi sakini olduğum için kendisine ve ekibine hoş geldiniz demiş ve çalışmalarında başarılar dilemiştim.
Sayın Müdürümüzü ikinci kez Milletvekili ve dünya şampiyonu motosikletçi Kenan Sofuoğlu’nun gençlere yönelik projesinin startına ilişkin düzenlenen programa katılmak için geldiği Pazarköy’ünde gördüm. Fırsat bulup da kendisine hoş geldiniz bile diyememiştim. Kısaca benim Fazilet hanımı tanımam bu kadarla sınırlı. Ancak, hanımefendi Müdürenin çalışmalarını ise dikkatli bir şekilde takip edenlerdenim. Kısa sürede elde ettiği başarılar ve Sakarya’nın plaka numarasından kurtularak üst sıralara tırmanmasını sağlayan çalışmalarından ötürü de kendilerini takdir ederim.
İl Milli Eğitim Müdürümüz Fazilet Durmuş bugünlerde sıkıntılı. Sebebi bir Sendikanın başörtüsü üzerinden kendisine ağır eleştirilerde bulunması. Konunun kendisiyle ilgisinin olmamasına rağmen böyle bir iftiraya kurban gidiyor olması düşündürücü. Asıl düşündürücü olan ise o ithamı bir sendikanın yapıyor olması.
Olay şu; Serdivan Rehberlik Araştırma Müdürlüğü ile bir özel okul ortaklaşa düzenlediği konferansa psikolojik danışma ve rehberlik alanında uzman olan ve halende Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyeliği yapan Prof. Dr. Üstün Dökmeni konuşmacı olarak davet ederler.
Serdivan Belediye kongre merkezinde gerçekleşen konferansta konuşmacı Prof. Dr. Üstün Dökmen “Başörtülü rehber öğretmen olmaz” demiş. Bu açıklamaya Serdivan Rehberlik Araştırma Merkezi Müdüründen itiraz gelmiş. Sonra olay yapılan karşılıklı açıklamaların neticesinde tatlıya bağlanmış.
Bu konuşma yapıldığında İl Milli Eğitim Müdürü Fazilet Durmuş Milletvekili Kenan Sofuoğlu tarafından hazırlanan proje startını takip ve programa katılmak için Akyazı Pazarköyü Mahallesindeydi.( En yakın görgü tanıklarından biriyim.) Serdivandaki programla Akyazı’daki programın saatleri aynıydı. İl Milli Eğitim Müdürü Akyazı’da iki saatten fazla kaldı. Program bitince de Sakarya’ya geri döndü. Fazilet hanım Serdivan’daki programa ancak konferans bittikten sonra katılabilmiştir. O nedenle Üstün Dökmenin başörtüsü ile ilgili sözlerini duymamıştır. Fazilet hanım da başörtüsü takıyor. Böyle bir konuşmayı duysa karşı çıkmaz mı. Elbette çıkar. Ama salonda o anda kendisi yok. İşte Sendika bunları biliyor olma sına rağmen bu iftirayı İl Milli Eğitim Müdürüne atmayı uygun görmüş. Hani çamur at izi kalsın derler ya. Bu durum aynen böyle.
İl Milli Eğitim Müdürü göreve geldiği günden beri Sakarya’da gece gündüz demeden ve bıkmadan usanmadan çalışıyor. Bu durumu kör olanlar bile görebiliyor. Yerlerde sürünen sürekli olarak son sıralarda yer alan Sakarya’yı Milli Eğitimin başarı sıralamasında üst sıralara taşımayı başarmış. Böylesine başarılı bir Müdüre böyle bir iftiranın atılıyor olmasının altında yatan sebepler vardır. Bana göre en önemli sebep bahse konu olan sendikanın Sakarya’da istediğini yapamıyor olmasıdır. İktidara yakınlığı ile bilinen sendikanın Milli Eğitimin ipleri benim elimde, ben ne dersem ve ne is tersem o olsun isteğinde ama Fazilet hanımda anlayabildiğim kadarı ile o fırsatı onlara vermiyor olsa gerek.
Milli Eğitimi o kurumun başı olan Milli Eğitim Müdürü idare eder. Sendika değil. Fazilet hanımın tutumu, elde ettiği başarılar, ilkeli ve dik duruşu aslında takdir edilmesini gerektirir. Ne var ki, tam aksi olmuş kendisi atılan iftira ile sindirilmek ve yıpratılmak istenmektedir. Bunu yapmaya kimsenin hakkı da yoktur, haddine de değildir.
Konuyla ilgili olarak mesleki kurumlarımız ve çok sayıda meslektaşımız Fazilet hanımın yanında olduklarını gerek yazdıkları yazılar, gerek yaptıkları açıklamalar ve gerekse yaptıkları ziyaretlerle deklere etmişlerdir. Baktığınızda ortada bir iftira var. O nedenle suçsuzun yanında yer almak benim inancım gereğidir diyor ve bende Fazilet hanımın yanında olduğu ifade ediyorum.
Aldığım bilgilere baktığımda iktidar partisinin de Fazilet hanımın yanında yer aldığını ve kendisine sahip çıktıklarını görüyorum. Bunu memnuniyet verici bir gelişme olarak değerlendiriyorum.
Olayla ilgili son sözüm şudur; İftira atanlar attıkları iftiranın karşılığı olan cezayı almalıdırlar. Onun için Fazilet Hanım bu konuda mutlaka adım atmalıdır.