Selçuk Yaşar belediye basın müdürüdür. Geçtiğimiz Cumartesi ve Pazar günleri Güzlek Mahallemizde yapılan “kızak şenliğine” ilişkin haberi Cuma’yı Cumartesi gününe bağlayan gece saat 21. 59 da biz gazetecilere atmasına “Bu saatte atılan bu haber bana yaramaz. Benim gazetem bu saatte çoktan baskıya gitti. Bu haber yarına giremez. Çünkü ben yazılı basında çalışıyorum. Neden daha erken atmadın” şeklindeki gayet samimi bir şekilde yazdığım cevaba verdiği karşılık öyle küçük bir özürle af edilebilecek bir suç değildir. O nedenle yapılan özrü kabul etmiyorum.
Özür samimiyetle dile getirilir ve o samimiyet o özrün kabul edilmesini sağlar. Eğer özür samimiyetle değil de zorlama ile yapılmışsa o özrün hiçbir değeri olmaz ve de kabul edilmez. Selçuk Yaşar’ın özrü de zorluma özürdür. O zorlamayı anlayabilmek için kahin olmak gerekmiyor. Özür yazısına bakıldığında o zorlamayı çok net görebilirsiniz. O nedenle işin içinde samimiyet olmayan ve de bir hafta beklendikten sonra yapılan o özrü kabul etmiyorum.
Sen, beşeri ve insani ilişkilere ne kadar dikkat edersen etbir musibet gelecekse yenden yemenden de olsa yine gelir ve seni bulur. Sinek küçük ama mide bulandırır derler ya, gerçekten yerinde ve de çok doğru söylenmiş bir sözdür. Bizim durum işte aynı o söz gibi oldu. Yani sinek küçüktü ama benim midemi bulandırdı.
Bu konuda Belediye başkanı Bilal Soykan’ın da tutumu beni bir hayli üzdü. Başkanı bu konuda samimi bulamadım. Bende sanki başkanla basın müdürünün danışıklı bir dövüş içinde oldukları hissi uyandırdı. Gerçekten durum bu noktadaysa çok üzülürüm. İnşallah yanılırım.
Belediye Başkanı birini bir işin başına getirmeden önce o kişinin ahlakına, liyakatına ve tecrübesine bakması lazım. Bir de yine o personeli göreve getirmeden önce genel bir muayeneden geçirtip sağlık raporu aldırması lazım. Basın Müdürünün bana göre önemli bir tedaviye ihtiyacı var. Bu konuda madem müdürünün yanında yer aldın bari sağlığını da kontrol altında tut ki, yarın senin de başın ağrımasın diye uyarıda bulunayım.
Her kurum adama göre iş değil, işe göre adam ataması yapması lazım. Bu atamada başkanın yanıldığını çok net söylemeliyim. Basın müdürlüğü belediyelerde çok önemli bir unvandır. Üstlenilen o görevi başarıyla yapabilmek için her şeyin başında tecrübe, samimiyet ve karşılıklı iyi niyet gerekir. Ataması yapılanda o meziyetler var mı yok muyu kamuoyunun takdirine bırakıyorum.
Sonuç olarak şunu söyleyeyim; Belediye basın müdürü o paylaşımları yaparken başkan dahil kimseyi dinlememiştir. Aklına eseni estiği gibi yazabilmiştir. Başkan yardımcısı tarafından gruptan çıkarılan basın müdürü üç gün sonra başkan tarafından taltif edilerek tekrar gruba dahil edilmiştir. Son olarak da çocuk kandırır gibi ortaya zorlama bir özür konulmuş ve benden de bu işi noktalamam istenmiştir.
Sayın başkan bu isteğini yerine getiremeyeceğim. Ben yazmaya devam edeceğim. Ha Unutmadan yazayım. Madem ki yazdıkları yanında kar olarak kalsın diyerek basın müdürünü af edip ve gruba dahil ettin. O zaman ben de, o grupla hiç işim olmaz diyerek ayrılıyorum. Ayrıca iki yıl altı ay sonra her geçen gün önemli hizmetlere imza attığın şu günlerde, borçlar bitirilerek rahata kavuşup yürütmeye çalıştığın belediye tekerine çomak sokarak yürütmemeye çalışanları bakalım daha ne kadar koruma altına alacaksın. Sormam merakımdandır.