bir başka söylemle Ayşecik güreşlerini Türkiye tanırdı. Çünkü bu muazzam yağlı pehlivan güreşleri tarihi Kırkpınar güreşlerinden sonra en çok bilinen, tanına ve de ilgi gören bir güreş organizasyonuydu.
Akbalık güreşlerinin bir başka özelliği ise Akbalık veya Ayşecik güreşleri tarihi Kırkpınar güreşlerinden bir hafta öncesinde yapılıyor olmasıydı. Kırkpınar’da Er Meydanına çıkacak olan tüm yağlı pehlivan güreşçileri Akbalık’ta son kez er meydanına çıkarlar, güçlerini ve durumlarını bu organizasyonda görme imkanı bulurlardı. Bu nedenle Ayşecik güreşleri pehlivanlar içinde önem arz eden bir güreş organizasyonuydu.
Akbalık ya da Ayşecik güreşlerinin tarihçesine incelediğimizde başlangıç tarihinin 1956 olduğunu ve güreşlerin kurucuları olarak da Kırkpınar’ın unutulmaz başpehlivanları arasında yerlerini alan Akbalık’lı Zülküf Karabulut (Merhum) ile Ordulu Mustafa’yı (Bük) görürüz.
Ayşecik güreşleri nüfusu çok küçük ama yürekleri çok büyük olan Akbalıklı büyüklerin ve onların her sözünü emir telakki ederek yerine getiren o zamanın gençlerinin hiç bir karşılık beklemeden verdikleri katkılarla yapılmıştır. Başka yerden ya da kuruluştan hiç destek almadan yapılan bu organizasyon her zaman otoriterlerin haklı takdirini almayı da başarmıştır. Bu durum Güreş Federasyonunun resmi organizasyonuna dahil edilmesinden sonra da aynen devam etmiştir. Yani güreşleri Akbalıklılar düzenlemiş ve organizasyondan da başarı ile çıkmasını bilmişlerdir. Bu nedenle Akbalık’lı büyükleri ve gençlerini takdir etmemek elbette ki mümkün değildir.
Hazır yeri gelmişken güreşlerin kurucuları başta olmak üzere yapılan organizasyonlarda emek veren, katkı sağlayan herkese bir Akyazılı olarak teşekkür ediyorum ve hakkın rahmetine kavuşmuş olanlara Allah’tan rahmet, yaşayanlara da sağlıklı uzun ömürler diliyorum.
Bu çok önemli organizasyon yaşanan bir olumsuzluk sonrası bir kardeşimizin hayatını kaybetmesi nedeniyle uzun süre yapılamamıştır. Aradan yıllar geçtikten sonra bir kez yapılabilmiş olan bu organizasyon tekrar yapılamamış ve bugünlere gelinmiştir.
Bugün ise Akyazı Belediyesi Ayşecik güreşlerini tekrar hayata geçirmek için bir gayretin içine girmiştir. Yapılan çalışmalar sonrası azır yeri gelmişken Ayşecik güreşlerinin 30 Ağustos Cumartesi günü yapılması kararı alınmıştır.
Bu kararın alınması ile birlikte güreş alanı içinde ve dışında belediye tarafından bazı çalışmaların yapıldığını görmekteyiz. Bana göre bu çalışmalar yeterli değildir. Tekrar hayata geçirilmek istenen Ayşecik güreşlerinin başarıya ulaşması isteniyorsa düzenlenecek olan organizasyona Akbalık büyükleri ve gençleri dahil edilmelidir. Aksi takdirde bu organizasyon geçmişte elde ettiği başarıyı kesinlikle yakalayamaz.
Bunu neden yazma gereği duydum. Hemen anlatayım. Takip edebildiğim kadarı ile yapılmakta olan çalışmalarda Muhtarları başta olmak üzere Akbalık halkının olmadığını görüyorum. Belediye Başkanı Hasan Akcan bu organizasyonu ben sadece ekibimle yaparım diyorsa yanıldığını söylemek ve kendisine bir elin nesi var iki elin sesi var atasözünü hatırlatmak isterim.
Sonuç olarak Ayşecik güreşlerinin tekrar başlıyor olması beni ve güreş severleri memnun etmiştir. Akyazı’nın tanıtılması açısından çok önemli olduğuna inandığım bu organizasyonun sürekli olması en büyük temennimdir. Bu yolda Hasan başkana başarı diliyorum ama yine de Akbalıklıları unutma, onların bilgilerinden, fikirlerinden ve de tecrübelerinden yararlan demekten de kendimi alamıyorum.