Tuncay Şanlının göreve gelmesiyle birlikte biri deplasmanda iki de iki yapan takımımız Ordu deplasmanında rakibiyle berabere kalarak iki puan kaybeden taraf oldu.
Maça baskılı başladık ama kurmuş göründüğümüz o baskı rakibi tedirgin edecek ve rakip kalede gol ya da golleri atacak seviyede bir baskı olmadığı için umduğumuzu bulamadık ve önümüzdeki haftalarda çok arayabileceğimiz iki puanı bu şekilde Ordu’da bırakmış olduk.
Orduspor bir defa bizim adımızdan ve son haftalardaki çıkışımızdan etkilenmiş olacak ki, oyunu sürekli olarak kendi yarı alanında kabul etti. İlk yarıda bir tek akın yaptı, kalemize geldi ve o pozisyonda gol oldu.
Yediğimiz golde Emre’ye orta yaptıran oyuncumuz kadar golü atan diğer Emre’ye o pozisyonda engel olamayan iki defans oyuncumuz da hatalıydı. Golü atan Emre Gemiciye defanstaki iki oyuncumuz nasıl oluyor da kadar rahat bir vuruşa izin verdiler hala anlamış değilim.
İlk yarı yediğimiz golle biter diye düşünürken 45 artı 2’de topun Asım Can’ın eline çarpması ile kazandığımız penaltıyı Serdar gole çevirerek soyunma odasına beraberlikle girmemizi sağlamış oldu.
İlk yarıya oranla ikinci yarıya hızlı ve tempolu başlayan taraf bizdik. Ne var ki, yakaladığımız fırsatları cömertçe harcadık bir türlü bizi galip getirecek ve bize üç puanı kazandıracak ikinci golü rakip ağlara gönderemedik.
Kaçırdığımız fırsatlar gerçek manada saç baş yolduracak düzeydeydi. Maçın son dakikaları içinde önce Canberk sonra da H.Ömer’le yakaladığımız fırsatları o oyuncularımız nasıl değerlendiremediler diye şaşkınlıktan dona kaldım.
Birde sahaya çıkan 11’i biraz tartışmak isterim. Şampiyonluğa giden bir takım her maça oturmuş kadrosu ile çıkmalıdır. Takım kaptanı usta ayak Murat ile iyi oynadığında skoru değiştirebilecek özelliklere sahip Talha’yı kenarda oturtmak bana göre yanlış bir karardı. Umarım teknik patron bundan sonraki maçlarda bu hususa özen gösterir ve oturmuş kadroyu sakatlık veya cezalı bir durum söz konusu değilse bozmaz.
Maçın İzmir bölgesi hakemi iyi bir yönetim gösterdi diyebilirim. Gördüğünü çaldı. 90 dakika içinde tek kusuru sürekli yatan ve zaman çalmak için en küçük temaslarda bile yerlerde sürünen, bir müddet sonra ayağa kalkıp bir şey olmamış gibi koşmaya başlayan Ordusporlu oyunculara kart göstermemesi oldu.
Elbette ki Ordu maçı artık geride kalmıştır. Şimdi önümüze bakma zamanıdır. Çarşamba günü 18 puanlı Diyarbekirsporla sahamızda, Pazar günü de deplasmanda bu gurubun iddialı bir başka takımı Tarsus İdman Yurdu ile deplasmanda karşı karşıya geleceğiz.
Her iki maç bizim için çok önemlidir. Bizim hedefe ulaşabilmemiz için iki maçı da kazanmak zorunda olduğumuzu bilmem ki hatırlatmam gerekir mi? Ancak Ordu karşısında ve özellikle de ilk yarıda ortaya koyduğumuz futbolu sürdürürsek her iki maçta bizim için zorlaşacaktır.
Hele hele yakaladığımız pozisyonları oyuncularımız yine Orda maçındaki gibi cömertçe harcarsa bize de vay halimize demek düşer.
Takım olarak bir an önce toparlanmalı ve her maçı final maçıymış gibi oynamalı ve de kazanmalıyız ki, belirlediğimiz şampiyonluk hedefine varalım. Aksi takdirde sezonunun sonunda ah vah diyen taraf yine biz oluruz.