Çarşamba günkü rakibimiz Gümüşhanespordu. İzlediğim rakibimizin geçmiş yıllara göre bir hayli güç kaybettiğini bu maçta gördüm. Bizim takım maçı ilk 20 dakika içinde bitirdi diyebilirim. 8. Dakikada kazandığımız penaltıyı duran topların usta ayağı Dilaver topu kaleciyi ayrı ayrı köşelere göndererek golümüzü atarken, bu golden 10 dakika sonra Ümit Yasin’den harika bir kafa golü izledik. Bu golün ortası da harikaydı.
İkinci yarıya da golle başladık diyebilirim. Nitekim 58. Dakikada kazandığımız penaltıyı yine usta ayak Dilaver’in kullanması beklerken onun yaptığı jest kazandığımız penaltının ve penaltıdan attığımız golün önüne geçti. Dilaver elindeki topu uzun zamandan beri kadroda fazla yer almayışından kaynaklı golle tanışamayan Tevfik’e vermesi ve penaltıyı ona attırması gerçekten büyük incelik ve jestti. Dilaver kardeşimi yaptığı bu jest nedeniyle yürekten kutlamak isterim. Tevfik de usta ayaklı arkadaşı Dilaver gibi topu bir tarafa, kaleciyi de diğer tarafa yatırmak suretiyle takımımızın üçüncü golünü kaydetti.
Daha 4-5gün önce büyük badireler atlatıp daha sonra lig maçına çıkan takımların çabuk toparlanamadıklarına ve yaşadıkları o travmayı atlamadıklarına sürekli şahit olmuşuzdur. Bende içimden rakip zayıf ama inşallah bu maçta tökezlenmez ve üç puanın sahibi biz oluruz diye geçirdim ve endişeyle stada girdim. Ama korktuğum olmadı ve rakibimizi iyi bir oyun çıkararak farklı yendik ve yolumuza devam dedik.
Görüldüğü gibi bu durum her zaman karşılaşabileceğimiz bir durum değildir. Bunu ancak büyük takımlar başarır. İşte Sakaryasporumuzun ne kadar büyük bir takım ve kulüp olduğunu bu maçta dosta düşmana bir kez daha göstermiş olduk. Pazar günü oynayacağımız Sancaktepe maçını da düşünerek 3-0 dan sonra oyunu rölantiye alıp maçı tamamlayan ve bize bir galibiyet mutluluğu daha yaşatan oyuncularımızı da kutlamadan geçmek istemiyorum.
Pazar günü deplasmanda oynayacağımız Sancaktepe maçının önemli olduğunu belirtmekte yarar görürüm. Bu maç ve bundan sonra oynayacağımız tüm maçlar bütün takımlar için zorlu geçecektir. Özellikle de bizim gibi hedefi olan takımların oynayacağı maçların daha zorlu geçeceğini söylemekte yarar görürüm.
Şartlar ne olursa olsun bizim takımın rakibini yenme gücü vardır. Allah’ın izniyle biz bu maçı kayıpsız atlatırız diye umut edenlerdenim. İnşallah Sancaktepe’yi yener üç puanı hanemize yazdırır ve yolumuza da kaldığımız yerden kayıpsız devam ederiz. Çünkü bizim bundan sonra kaybetme lüksümüz kalmamıştır.
Gümüşhane maçımız hafta içinde oynandığı için beklediğim seyirci kapasitesine ulaşamadık. Ancak izinli olarak bu maça gelen öğrenci kardeşlerimin bitmek tükenmek bilmeyen enerjileriyle yaptığı tezahürat tatangalardan aşağı kalmadı ve maça gelmeyenleri de aratmadı. O gençleri gördüğümde içimden bu çocuklarımız var olduğu müddetçe bizim sırtımız yere değmez geçirdim. Yanılmayacağımdan adım kadar da eminim. O nedenle gençlerimizi de tebrik ediyorum.
Gümüşhane maçını bir grup taraftarda kendilerine ayrılan yerden izledi. Az olmalarına rağmen yaptıkları tezahürat güzeldi. Özellikle de ellerinde al kanlı bayrağımızolduğu halde stada gelmeleri ve maç başlar başlamaz da büyük boy bayrağımızı açmaları beni ziyadesiyle duygulandırdı. Onlara da buradan sevgilerimi gönderiyorum.
Diyarbakır’dan büyük hasarla dönen takımımıza yapılan geçmiş olsun ziyaretlerini dikkatli bir şekilde takip ediyorum. Özellikle de siyasilerin yaptığı ziyaretler önemliydi. Ancak bu iş yapılan ziyaretle kalmamalı. Onlar Diyarbakır’dan adeta savaştan çıkan takımımıza tam olarak sahip çıkmak istiyorlarsa bu işin peşini kesinlikle bırakmamalı ve suçluların cezalandırılmaları konusunda bütün imkanlarını seferber etmelidirler.
Ben bu yazıyı yazarken henüz maçla ilgili alınan karar ya da kararlar açıklanmamıştı. Nasıl bir karar alındı bilmiyorum. Bildiğim tek şey var o da açıklanacak olan kararlar bizi tatmin etmiyorsa Milletvekillerimizin özellikle de iktidar partisine mensup parlamenterlerimize bu işin peşini bırakmamaları çağırımı bir kez daha yineliyorum.