Akyazı’da basının güçlü olduğunu herkes biliyor. Basının güçlü olduğu yerlerde kamu görevi yapanların daha rahat olması gerekir ama her nedense tedirgin oldukları da görülür. Bu tespitim bizim Akyazı için de geçerlidir.
Kaymakamlık, Belediye, Adliye, Jandarma, Emniyet, Muhtarlar, Sivil Toplum Kuruluşları, Siyasiler ve elbette ki okurlarımız bizim yani basının en önemli haber kaynaklarıdır. Basın mensupları çoğunlukla bu kaynaklarını kullanarak haberlerini oluşturur. Onun için biz haberciler onlar için en önemli haber kaynaklarımızdır deriz.
Biz habercilerin önemli görevlerinden biri de doğru haber yapmak ve o doğru haberi doğru bir biçimde okurlarına ulaştırmaktır. Doğru haber yapabilmek içinde o kurumların yaptıklarını bilmek gerekir. Yani Kaymakamın, Belediye Başkanının, Muhtarların, Siyasetçilerin, Sivil Toplum ve diğer kuruluşların ne yaptıklarını bilmek içinde onları takip etmesi gerekiyor.
Son zamanlarda biz haberciler yukarıda sıralamaya çalıştığım haber kaynaklarımızdan yeteri kadar yararlandığımızı söyleyemeyiz. Çünkü isimleri geçen kurumların başında olanlar her ne hikmetse biz habercilerden kaçmayı marifet olarak kabul ederler.
İşin aslı öyle değildir. İşin aslı onlar kaçarsa habercilerin onları kovalaması farz hale gelir. Takdir edileceği gibi bu kovalamaca zaman zaman istenilen sonucu veremeyebilir. Yani haber için yapılan kovalamaca bazen başarıyla sonuçlanmayabilir.
Burada asıl olan kaçmalar ve kovalamacılardan ziyade haberin doğru yapılması ve yine doğru şekilde okurlarla paylaşılması ve bilgi kirliliğinin önlenmesidir. Bunun gerçekleşebilmesi yukarıda ismi geçen Kurumların başında bulunanların yaptıkları çalışmaları habercilerle paylaşmalarından geçer. Onlar çalışmalarını habercilerle paylaşmazlarsa, haberciler o haberi yaparken yanlış bilgilendirildiği için haberi de eksik yapabilirler. Yanlışta olsa eksikte olsa yapılan haberin düzeltilmesi bazen mümkün olmayabilir.
Akyazı’ya bir misafir geliyorsa (O misafir Bakan, Vali, Milletvekili, Genel Müdür ya da üst düzey yetkili biri olabilir) habercilerin o gelenden haberdar olması onlar için doğal bir haktır. Ama çoğu zaman bilgi verilmediği için bu haktan haberciler yararlanamazlar.
Birde İlçede görev yapan üst düzey yöneticiler zaman zaman bazı etkinlikler yaparlar, ya da yapılan etkinliklere katılırlar. Yine biz habercilerin bunlardan haberi olmaz. Şöyle bir örnek vermek istiyorum. Geçtiğimiz günlerde Kaymakamlık 1974 Kıbrıs Barış Harekatına katılıp gazi olanlara Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti tarafından gönderilen berat ve madalyaları düzenlediği bir törenle hak sahiplerine dağıttı. Bu törenden habercilerin haberi bile olmadı. Haberciler bu etkinliği sosyal medyadan öğrendi. Böyle bir şey olabilir mi diye sormak istiyorum. Olmaması lazım ama işte görüldüğü gibi oluyor ve biz haberciler çoğu zaman es geçiliyor. Burada sadece Kaymakamlık değil madalya ve beratları alanların mensubu oldukları Gaziler Derneği ve onun başkanınında dakusur aramak lazım.
Yine Kaymakamlık zaman zaman Mahalleleri gezip dert dinleme toplantıları yapıyordu (şimdi yapıyor mu bilmiyorum) O toplantılar sürekli olarak basından gizli yapıldı. Belediye güzel bir çalışma yapıyor. Haberciler o güzelliği yine sosyal medyadan öğreniyor. Muhtarlar Derneği her ay mutat toplantı yapıyor (şimdi yapıyor mu bilmem) biz habercilerin haberi bile olmuyor. Onlarda sosyal medya üzerinden iki satırı geçmeyecek bir şekilde bilgi paylaşımı yapıyorlar. Bunlara siyasileri, sivil toplum ve diğer kuruluşları da dahil edebiliriz. Kısaca o kurumlarda gizlilik kervanına katıldı ve habercileri onlarda es geçmeyi marifet sayıyorlar.
Belediyeye gelince; Biz habercilerin haber açısından en çok yararlandığı kurumdur Belediye. Üzülerek ifade etmeliyim ki, Belediyeden de haber konusunda beklediğimiz desteği alamıyoruz. Onlarda sadece yaptıklarını sosyal medya üzerinden ve sadece iki satırla aktarıyorlar. Bu tür olumsuzlukları daha da genişletebilirim ama burada kesiyorum.
Merakım şudur; Yukarıda isimlerini yazdığım kişi ya da kurumlar yaptıkları etkinliklerden ya da çalışmalardan bizi haberdar etseler, bizde o etkinliği takip edip haberleştirsek ne kaybederler. Bana göre hiçbir şey kaybetmez bilakis çok şey kazanırlar.
Biz habercileri es geçenlere şunu hatırlatmak isterim. Basın size her zaman lazımdır. Yaptıklarınızı, yapamadıklarınızı sosyal medya hesabınızdan aktarırsınız ama her zaman geniş kitlelere duyuramazsınız. Sizi geniş kitlelere ancak bizler ulaştırırız. Bunu hiçbir zaman unutmayın derim.
Bize gelince; Bizler haberi her yerde buluruz. Onlarla ilgili de haberler bize Sakarya nehri gibi akıp geliyor. Bizler haber konusunda sıkıntı çekmeyiz çekmiyoruz da. Bu husus bilinmeli. Biz haberciler Akyazı için varız. Akyazı’ya kim bir çivi çakmışsa onu başımızda taşırız. Koltuğa oturup yan gelip yatanları sevmeyiz ve o tipleri de bundan böyle ve sürekli olarak kamuoyuyla paylaşacağımızı da onların bilinmesini istiyoruz. Şunu da açıklıkla söylemeliyim ki, bize bir adım atana biz birkaç adım atmasını biliriz. Yani biz haberciler ahde vefanın ne demek olduğunu en iyi bilenlerdeniz.
Son olarak şunu ifade edeyim. Birileri istemiyor da olsa biz görevimizi yapmaya devam edeceğiz. Önümüze nasıl engel çıkarırlarsa çıkarsınlar aşar geçeriz. O güç ve azim bizde fazlasıyla var. Biz istiyoruz ki, dostlar sadece alışverişlerde değil her zaman görüşebilsinler.
Yazımı bir kutlamayla tamamlamak istiyorum. 2019 yılını acısıyla tatlısıyla, eksiğiyle fazlasıyla artık geride bıraktık ve 2020 yılına girdik. Yeni yıldan büyük umutlarımız var. İnşallah bu umutlarımız gerçeğe dönüşür.
Ben 2020 yılının Ülkemize, İlimize, İlçemize ve tüm insanlık alemine hayırlar, bolluk, bereket, barış, huzur ve mutluluk getirmesini temenni ediyorum ve bütün okurlarımın yeni yıllarını tebrik ediyorum.