Son günlerde silah atışları aldı başını gidiyor. Dur demesi gerekenler ne yapıyorlar bilmem ama bildiğim tek şey silahla atışların her geçen gün artarak devam ediyor olmasıdır.
Ben Kuzuluk Mahallesinde ikamet ediyorum. Mahallem sınırları içinde birkaç tane düğün salonu ve çok sayıda da düğün yapılabilecek evsafta çay bahçeleri var. Gerek düğün salonlarında gerekse kır bahçelerinde ya da eğlence sahibinin bahçesinde hemen hemen haftanın her günü bir düğün yapılıyor. Bu düğünlerde bir taraftan havai fişek gösterileri yapılırken diğer taraftan da belinde silah taşıyanlar silahlarını çıkarıp sağa sola ateş etmeyi marifet sayıyorlar.
Bu olumsuzluk yetmiyormuş gibi konvoylu geçişler esnasında ve araçlar hareket halindeyken camları açarak sağa sola dikkatsiz bir şekilde ateş edenlerin sayısı da son günlerde hayli artmış durumda. Her iki atış şeklinde de karşı taraf için hayati tehlike vardır. Şayet o atışlar sırasında (Allah göstermesin ama) bir can kaybı yaşanırsa, ya da yaralanma olursa adına KAZAdiyorlar. Bana sorarsanız onun adı taammüden adam öldürmedir. Bunun başka izahı yoktur.
Sen kafayı bulacaksın, zevklenerek silahını çıkarıp sağa sola atış edip kendini eğlendireceksin. O atışlar sırasında silahından çıkan bir kurşun evinin balkonunda oturana, ya da yolda yürümekte olan birine isabet edip onu yaralayacak veya öldüreceksin adına da KAZA diyeceksin. Hadi oradan. Onu adı bal gibi bilerek isteyerek yani taammüden adam yaralamak veya öldürmek olur.
Ben şahsen ikamet ettiğim Mahallemde yapılan silahlı atışlardan dolayı rahatsız ve tedirgin oluyorum. İstirahat ettiğim evimde ve çayımı yudumladığım balkonumda hiçbir olumsuzluk yaşamadan rahat bir şekilde oturmak istiyorum. Birileri eğlenecek ya da egolarını tatmin edecek diye ben yukarıda belirtiğim yerlerde diken üzerinde oturmak istemiyorum.
Artık yeter diyorum ve bu konuda önlem almaya birkaç kez göreve davet ettiğim yetkilileri bir kez daha davet ediyorum. Buna da hakkım olduğuna inanıyor ve de savunuyorum.
AKCAN MÜJDE VERMİŞ?
Akyazı’nın eksiklerini saymakla bitiremeyiz. Şu anda Akyazı’yı yönetmekte olan yerel yönetimin vatandaşın hayrına hiçbir şey yapmadığını söylersek kimseyi de yanıltmamış oluruz. Yerel yönetim her ne kadar Orman Parkı, Sosyal Geliş Merkezini, Karacasu ıslah projesini biz yaptık, Mahallelerin asfaltlarını biz döktük diyorsa da inanmayın. O saydıklarımı Büyükşehir ve DSİ yaptı.
Yerel yönetimin başındaki zatı muhterem işbaşına geldiği ilk günlerde ortaya koyduğu projelerin hiçbiri gerçekleşmemiştir. Şimdi Belediye basından geçilen bir haberin başlığı şöyle atılmış “Hasan Akcan’dan Akyazı’ya müjde”
Bu başlığı taşıyan yazıyı okuduğumda gülmedim desem yalan olur. Yapılan bir işe müjde diyebilmek için o yapılan işin olağanüstü özellik taşıması gerekir. Halbuki bize servis yapılan haberde verilen müjde Hayvan pazarı ve kesimhane ile ilgilidir.
Akyazı’da yaşayan herkes biliyor ki, hayvan pazarı ve kesimhanenin yıkılmasının üzerinden aylar geçmiştir. O günden bu güne kadar Akyazılı kasaplar hayvanlarını Sakarya’ya götürüp kestirmektedir. Bu da et fiyatlarının yükselmesine neden olmaktadır. Çünkü kasap Sakarya’ya gidiş v e gelişi ile kesim ücretini de satışı yaparken et alıcılarına yüklemektedir. Et alım gücü zaten en düşük seviyede olan Akyazılı için bu durum kuşkusuz önemli bir olumsuzluk ve kırmızı eti yiyemeyeceği anlamı taşır.
Hasan Akcan’ın müjde diye verdiği o tesislerin eskisi yıkılmadan yapılması gereken bir hizmettir. Aradan geçen bunca zamandan sonra görevinin son aylarında bu konuyu müjde olarak Akyazılılara sunması tam bir ifadeyle bizimle dalga geçmektir. Bize servis edilen bu haberi ben böyle değerlendiriyorum.
SON SÖZ
Dilimizde zenginin keyfi gelene kadar fakirin canı çıkarmış şeklinde bir tekerleme vardır. Bu tekerlemeyi Belediye başkan yardımcısı M.K. A’ya atfediyorum. O benim ne söylemek istediğimi anlar.