Mudurnu deresi kenarında sürmekte olan ağaç kesimine ilişkin bir haber yaptık. Haberde ağaç kesimini kim yaptırıyor, kesim eğer yasalsa ihalesi yapılmış mı? İhaleyle veya başka bir yolla o kesimi alan kişi ya da kişiler ne kadar para ödedi kısaca o kesimi yapan kesim yetkisini nasıl aldığını sorup alacağımız bilgileri de kamuoyuyla paylaşma adına o haberi yapmıştık.
ABA ALTINDAN SOPA GÖSTERMEK
Haber site ve gazetelerde yayınlandıktan sonra o haberle ilgili açıklamayı biz DSİ, Orman İşletmesi ve Malmüdürlüğünden beklerken açıklama ağaçları ben kestim, yaptığım kesim işlemi tamamen yasaldır diye bir siteye açıklamada bulunan şahıstan geldi.
Sitedeki açıklamaya baktığımda isminin İbrahim Aygün olduğunu öğrendiğim ağaçları ben kestim ya da ben kesiyorum diyen şahsın açıklamasının sonlarında bir de biz yalan haber yapmakla suçladı ve hakkımızda yasal işlem başlatacağını (dava açacağını) belirterek sözüm ona bize aba altından sopa göstermek istemiş.
Öncelikli olarak İbrahim Aygün’e (adı sitede yer aldığı için yazıyorum) birkaç sözüm var. İlk sözüm hiç beklemeden yasal işlem başlatabilirsin. İkinci sözüm bunu bir tehdit olarak değerlendiriyorum ve bu tür tehditlere biz papuç bırakmayız onu da bilmelisin. Üçüncü sözüm açıklamayı yapması gereken yetkililer dururken senin ortaya çıkıp ağaçları ben kesiyorum demenin altında yatan telaş nedir. Bunlara ilave olarak da bir soru sormak istiyorum. Sorum şu; Bu tür olaylarda hakkını arayan kişi öncelikli olarak haberi yayınlayan site ya da gazetelerin temsilcileri ile görüşüp derdini onlara anlatması gerekirken neden haberle hiç ilgilisi olmayan bir yayın organına gidip o açıklamayı yapma gereği duydun. (Sen mi gittin. Yoksa onlar mı seni buldu. Bu durumunda aydınlanması lazım) Özellikle bu soruma cevap bekliyorum.
Geriye dönüp tekrar yazdığımız o habere gelirsek, o haberde yapılan kesimin yasal olup olmadığından hiç bahsedilmemiştir. Sadece o kesimi kim yaptırıyor, kesimi yapanlar o kesim işini nasıl almıştır, kesimden ötürü çevre bir zarar görür mü? Kesimi yapanlar ilgili daireye ne kadar para ödemişlerdir? gibi sorular sorulmuştur. Bu soruların neresinde yalan vardır ben de merak ediyorum. Ayrıca bizi yalan haber yapmakla suçlamak o kişinin haddine değildir. Bunun da bilinmesini istiyorum.
İlgisi olmayan haber sitesinde yayınlanan açıklamanın bir bölümünde Kazancı ve Akbalık Mahalle Muhtarları “biz kesimin yapılacağını biliyorduk” demişler. Güya yine o muhtarlar ortak açıklamalarında “Her şey resmi damgalı ve Devletin izniyle yapılıyor. Bazı gazeteciler (bizi kastederek) haberi kesimden haberimiz yokmuş gibi yansıtarak etik olmayan bir davranış sergilediler) demişler. (Tabi demişlerse)
Biz sadece Kazancı Muhtarı Mustafa Demir’le görüştük. Kendisine kesimden bilgin var mı? Kim kesiyor. Kim kestiriyor diye sorduk. Muhtar Demir’de “Yanlış bilmiyorsam kesimi Milli Emlak, DSİ ve Orman Müdürlüğü birlikte yapıyor. Benim de kesim başladıktan sonra bilgim oldu. Daha önce biliyor olsaydım ihaleye ben de girer ve Muhtarlığım adına o kesim işini alırdım” cevabını vermişti. Şimdi Muhtar kardeşimin her ne hikmetse birden bire U dönüşü yapmasına bir anlam veremedim. Verebilen varsa bana da anlatırsa sevinirim.
Bir sözümde meslektaşlarıma olacak; Yapılan haberle hiçbir ilginiz olmamasına rağmen o şahsın yaptığı sözde açıklamayı yayınlama gereğini neden duydunuz. Anlamış değilim. Bizim meslekte etik durum vardır. Okullu olanlar bunu ilk derste, alaylı olanlarda ustalarından bu hususu ilk günlerde öğrenirler. Öğrendikleri şudur “ Konu sizinle alakalı değilse, size şikayete ya da açıklama yapmak için gelen kişileri alakalı olanlara yönlendirmek etik bir davranış olur” O nedenle ben güzel kardeşlerime yarım asra yakın bu mesleği yapmakta olan bir kişi ve onların bir büyüğü olarak,”Başkalarının yaptığı sizin yapmadığınız bir haberle ilgili olarak size müracaat eden şahsın yaptığı o açıklamayı yayınlamadan onu haberi yapanlara yönlendirmiş olsaydınız daha etik davranmış olurdunuz” diye de sitem etmek istiyorum