Bayrama iki gün kala Kuzuluk Mahallemizde faaliyetini sürdürmekte olan Agua parkta elektrik kaçağı nedeniyle meydana gelen faciada 3’ü çocuk 5 kişi hayatını kaybetmişti. İşte bu olay bırakın Akyazı’yı tüm Türkiye’nin kalbinde derin üzüntü yaratmıştı.
Bu olayla birlikte Akyazılılar buruk bir bayram yaşadılar. Bu burukluk gerek protokol bayramlaşmasında gerekse diğer bayramlaşmalar aynı burukluk içinde gerçekleşti. Kısaca bayram öncesi meydana gelen o facia herkesi derinden üzdü.
Meydana gelen olayın teknik tahlilini yapacak değilim. Sadece bu olayda bir ihmal var mı? yok mu? şeklinde de bir soru soracak değilim. Çünkü olayın analizini yapsam, ya da ihmal varmıydı yokmuy du diye bir soru sorsam bu sorularım giden canları geri getirmez. Zaten bu iş tamamen teknik ve de adli bir iş. Onlarda olayla ilgili olarak çalışmalarını yürütüyor.
Benim bu olayı gündeme getirip sizlerle paylaşmak istememin birkaç nedeni var. Birincisi Adli Tıp Kurumundan cenazelerin alınması konusudur. Bilindiği gibi olay Cuma günü akşam saatlerinde meydana gelmiş ve cenazeler ölüm nedeninin belirlenmesi için Cumhuriyet Savcımız tarafından İstanbul Adli Tıp Kurumuna gönderilmişti.
Herkes bilir ki Adli Tıp Kurum mesai saatinden sonra çalışmaz. Gönderilen cenazelerin incelemesi ise ilk mesai günü yapılır. Bu da gösteriyor ki, cenazelerin bayram tatili sonrasına kalmaması için yapılması gereken iş bir adamını bulmak ve incelemeyi yaptırıp ertesi günü cenazelerin defnini sağlamaktı.
Cenazelerle birlikte İstanbul’un yolunu tutan Kaymakamımız Ömer Kalaylı ve Belediye Başkanımız Hasan Akcan’da benim gibi düşündükleri için yol alırlarken efsane Kaymakamımız ve şimdi İstanbul Vali Yardımcılığı görevini yürütmekte olan Cemalettin Özdemir’e ulaşarak kendisinden yardım talebinde bulundular.
Herkes bilir ki, Cemalettin Özdemir her zaman zor günlerin dostudur ve zorda kalanlara yardım yapmak da onun özelliklerinden sadece biridir. Akyazı’nın iki önemli ismin aktardığı bilgi üzerine harekete geçen Sayın Özdemir, incelemeyi yapacak ve raporu verecek olanları bir bir bulup Kuruma getirmiş ve incelemelerini de yaptırdıktan sonra cenazelerin sabaha karşı 02.20 civarında Akyazı’ya sevkini sağlamıştır.
İnsanlık ve adamlık işte buna denir
Cemalettin Özdemir Akyazı’ya gelip görev yapan, iz bırakan, ismi yıllar boyu unutulmayacak Kaymakamlarımızdan biridir. Yaşadığımız asrın depreminde şayet Cemalettin Özdemir bizde Kaymakam olmamış olsaydı Akyazı’nın iki yıl gibi kısa bir zamanda ayağa kalkması asla mümkün olamazdı. Onun sayesinde kısa sürede toparlandık ve bugünlere geldik.
Cemalettin Özdemir için ne söylesek ve ne yazsak azdır. Onu gerçek anlamda anlatabilmek ve anlayabilmek için onunla birlikte çalışmak lazımdır. Akyazı’ya bunca eser kazandıran, asrın depreminde tamamen çöken bir İlçeyi ayağa kaldıranın ismi Cemalettin Özdemir olmayıp bir başka isim olsaydı inanın kendisi adını Keramali dağına ya da Aksartepeye altın harflerle yazdırırdı. Ama adı Cemalettin Özdemir olduğu için mütevaziliği ön plana çıktı. Yaptıklarını normal kabul etti. Asla yaptıklarınla ve Akyazı’ya kazandırdıkları ile övünmedi ve yaptıklarım üstlenmiş olduğum görevim icabıdır diyecek kadar alçak gönüllülük gösterdi. Ben buna sadece ve sadece insanlık ve adamlık budur derim.
Teşekkür etmem gereken isimler
Öncelikli olarak Kaymakamımız Ömer Kalaylı ve Belediye Başkanımız Hasan Akcan vahim olayı haber alır almaz koşarak geldikleri olay mahallinde gördükleri manzara karşısında onlarda hayli etkilendiler. Havuzun içinden çıkan 5 cenazeyle birlikte önce Devlet Hastanesine, sonra da İstanbul Adli Tıp Kurumuna gittiler. Tatil olmasına rağmen cenazelerin işlemlerini tamamlattılar ve sabaha karşı da Adli Tıp Kurumundan çıkarak Sakarya’ya geldiler ve Yorgalar mezarlığında cenazeleri tek tek yıkatıp kefenlettikten sonra da Akyazı’da ailelerine bir bir teslim ettiler. Kendilerine hem şahsım ve hem de cenaze sahipleri adına teşekkür ediyorum. Onlar içinde insanlık ve adamlık işte budur diyorum.
Teşekkür etmem gereken bir başka isim ise Kuzulukluların bağrından çıkan ve şu anda Gebze İlçesinde Cumhuriyet Başsavcılığı görevini yürüten ve Bayram nedeniyle de olay günü Kuzuluk’ta olan Cemil Kuyu için olacak. Çünkü bizden biri olan Baş Savcımızda telefonuna sarılıp meslektaşlarını arayıp cenazelerin tatil sonrasına bırakılmaması için gayret gösterdi. Savcımız Cemil Kuyu’ya da teşekkür ediyorum ve onun için de insanlık ve adamlık işte budur diyorum.
Tabi ki en büyük teşekkürüm Cemalettin Özdemir’e olacak. Onun yaptığını herkes yapmaz ve de yapamaz. Onun için bu satırlardan sevgili Valime sonsuz teşekkürlerimi gönderiyorum. Onun için de aynı ifadeyi kullanıyor ve insan ve adam olarak anılmak isteyenler onu örnek alsın diyorum.
Magandalar iş başındaydılar
Kuzuluk Mahallemizde o vahim olay Bayrama iki gün kala meydana geldi ve 5 canımızı kaybettik. Kaybettiğimiz canların üçü daha delikanlılıklarını bile yaşayamamış çocuklarımızdı. Hayatını kaybeden çocuklarımızdan biri de Kuzuluk Mahallemizde yaşıyordu.
Böylesine acılı bir günde aklı başında olan herkes bayramı bile buruk ve üzüntü içinde kutlarken, aklı başında olmayan magandalar ise işbaşındaydılar. Bayram namazı çıkışından itibaren başladıkları atışlarını bayram sonuna kadar sürdürdüler.
Böyle bir olayda insan olan çocuklarını veya yakınlarını kaybeden aileler kadar üzülür. İnsanlık bunu gerektirir. Birkaç dakikalık zevk için silahına sarılıp ateş ederek etrafını ve komşularını rahatsız etmek insanlıkla bağdaşmaz. Önce bunun altını çizeyim.
Özellikle bayramın ilk günü cenaze evine çok yakın bir mesafeden (Topçu Sırtı Mahallesinde) silah atarak acılı aileleri rahatsız eden kişilere benim insan demem asla mümkün değildir. Sadece belirttiğim Mahallede değil diğer mahallelerde de silah sesleri üç gün boyunca kesilmedi gitti.
Üç gün boyunca silahına sarılıp komşularını rahatsız eden ve acılı ailenin acısını daha da arttıran magandalara yapılan bekdualar inşallah tutmaz diyorum. Ben bekdua etmiyorum ama onları şiddetle ve nefretle kınıyorum. Yetkilileri de magandalarla ilgili bir kez daha etkin tedbir almaya davet ediyorum.
Yazımı şöyle tamamlamak istiyorum. Çocukluğumuzda Kuzuluk'ta biri vefat etti mi bizim evde 40 gün radyo açılmaz, matem tutulurdu. Şimdi yanı başlarında cenaze var ama onlar silahlarına sarılıp etraflarını rahatsız ediyorlar kimsenin de gıkı çıkmıyor. Nereden nereye geldik. Bende buna yanarım.