futbol adamları bile bizim takım için mahalle takımı gibi bir takım bu ligde böyle bir takımın işi ne demeleri ve bu sözü sık sık tekrarlamaları inanın benim canımı son derece sıktı.
İşin gerçeği de o futbol adamlarının söylediği gibiydi. Zira bizim takım 90 dakika boyunca ilk yarıda tek bir atak, ikinci yarıda da frikikten bir şutla rakip kaleyi yoklayabildik.
Kalecimizden tutun, defansımızın her bloğunda yer alan oyuncumuza ve orta alanımızdan olmayan forvetimize kadar Pazar günü sahada adeta yoktuk. Yoktuk çünkü söylediğim gibi 90 dakika içinde sadece ve sadece iki kaleyi bulan şut atabildik ve yine 90 dakika içinde 9 korner atışı kullanırken biz sadece iki korner atabildik. Sahada olmadığımız kazanılan korner sayılarına baktığımızda da anlaşılabiliyor.
Pazar günü gerçekten çok kötü bir futbol ortaya koyduk ve bunun sonucu olarak da farklı bir skorla yenilip Akyazı’ya geri dönmek zorunda kaldık.
Bir önceki hafta ile Pazar günkü maçı karşılaştırdığımda arada hayli fark olduğunu gördüm. Çatalca maçında en azından futbol oynamaya çalışan bir takım görüntüsündeydik. Özellikle de kalecimiz ve defansımızın göbeğinde yer alan iki oyuncumuz Muhammet Çetin ile Ahmet uyum içindeydiler ve 90 dakika boyuncu tek bir top bile sektirmemişlerdi. Ayrıca kaptanımız çalışkan ve 8 numaralı formayı giyen oyuncumuz Tamer ise mükemmele yakın bir futbol ortaya koymuştu.
Bu maça baktığımızda kalecimiz öyle acemice hareketler yaptı ve öyle yenilmemesi gereken goller yedi ki, bu durum kuşkusuz farklı yenilgimizi hazırlayan en önemli etkendi. Yenilgimizi hazırlayan diğer etken ise defansımızdı. Özellikle de formayı ilk kez giyen Vedat inanın bana saç baş yoldurdu. O boya rağmen bir tek hava topu alamadığı gibi hiçbir topu da olumlu olarak oyuna sokamadı. Bir sakatlık söz konusu değilse bir önceki haftanın iyilerinden biri olan Ahmet’in neden oynatılmadığı da bende merak konusu oldu.
Kalecimiz ve defansımız kötüydü de orta alanımız iyimiydi. Maalesef orta alanımızda çok kötüydü. Doğru dürüst tek bir pas bile yapamadık ve ayağımıza gelen tüm topları rakibe atarak onlara sürekli olarak avantaj sağladık. Yine de orta alanda bir şeyler yapmaya çalışan tek oyuncumuz Tamer’di. Kaptanımızda bu maçta kendisinden beklenen oyununu ve performansını gösteremedi.
Atakan, Sercan ve özellikle de Okan. Pazar günü sahada hiç yoklardı. Takımımız adeta forvetsiz ve eksik oynadı. Teknik heyetin artık bu duruma el koyması lazım. Bunun şunun için söylüyorum. Maçı izleyenler arasında olan kulüp ve belediye başkanımız Yaşar Yazıcı bile üçüncü golü yedikten sonra daha fazla dayanamadı ve kalkıp gitti. Başkan bu kötü futbolun hesabını mutlak surette sorar diye düşünüyorum.
Rakip bize dört gol attı ama o kadar da iyi bir takım değildi. Biz çok kötü olunca görüntüye onlar çıktı. Tabi sadece görüntü değil, ellerini kollarını sallayarak kale içine kadar da gelip gollerini sıraladı. Hal böyle olunca da farklı yenilgi kaçınılmaz oldu.
Pazar günü rakip takımda üç oyuncu izledim ve her takıma böyle üç oyuncu gerek diye düşündüm. Bunlar 3 numaralı formayı giyen Çağlar, bize ikişer gol atan Tuna ve kaptanları Bahadır. Bu oyuncunun attığı kendisinin ilk, takımının ikinci golü mükemmeldi.
Pazar günü oynadığımız futbol maçı izleyen hiç kimseyi mutlu etmedi. 90 dakika içinde sahada futbol adına olumlu tek bir hareket bile yapamadık. Bu duruma acil bir çözüm bulunması lazım. Aksi halde bu ligden düşen ilk takım biz oluruz.