Kuzuluk benim doğduğum, büyüdüğüm ve halen de yaşadığım yer. Eskiden köydü, sonra belde belediyesi oldu. Büyükşehir yasası çıktığında ise mahalleye dönüştü. Önce Kuzuluk Mahallesi oldu. Sonra Orta ve Topçusırtı diye iki mahalleye bölündü. Son olarak da Kuzuluk’un en eski mahallesi olan Şose Mahallesi de yeniden ihdas edilince ve diğer mahalleden ayrılınca Kuzuluk’un mahalle sayısı eskiden olduğu gibi tekrar üçe çıkmış oldu.
Kapanana kadar Kuzuluk, kendi kendine yeten, borcu olmayan hatta kenarda parası olan, sınırları içinde bulunan insanların dışında kalan komşu köylerde yaşayan insanlara dahi hizmet götüren belde belediyesiydi. Yaşayanları da mutlu ve huzurluydu.
Bugün ise durum o noktada değil. Kuzuluk’ta yaşayanlar birçok sorunla boğuşuyor. En önemli sorunlarından biri sağlıklı bir içme suyuna sahip olmamaları. İkincisi ulaşım da yaşadıkları sorunlar. Büyükşehre devredilen mezarlıklarda ki düzensizlik. Mahalle Muhtarlarının kullanabilecekleri bir menkul ya da gayrimenkulün kalmamasından, kalanlarında başkaları tarafından kullanılıyor olmasının verdiği rahatsızlık gibi sorunlar.
Bu sorunları birkaç köşe yazıyla sizlerle paylaşmak istiyorum. O nedenle bugün ben içme suyu sıkıntısı ile ilgili düşünce ve görüşlerimi yazacağım.
Geçmişte sağlıklı ve yeterli içme suyuna sahip olan Kuzuluk ne oldu da bugün kalitesiz, sağlıksız içme suyu kullanmak zorunda kaldı. Ya da bırakıldı.
Yetkililer, çeşmelerden su aksın da suyun kalitesi, sağlıklı olup olmaması önemli değil derken, çeşmelerine hiçbir aparat takmadan akan suyu içen Kuzuluk Mahalle sakinleri, bugün içeceği ve yemeklerde kullanabileceği suyu komşu mahalleler olan Şerefiye ve özellikle de Reşadiye’den getiriyor olmalarının altında yatan gerçek sebep ne olabilir diye insan sormadan edemiyor.
Kuzuluklular bugün kullanmak zorunda bırakıldıkları suyun önemli kısmının artezyen suyu olduğunu biliyor. Her ne kadar mahalle muhtarları Kuzuluk fabrikalar mıntıkasından sağlanan suyun kaynağı olan artezyenin kapatılacağını, onun yerine Karaçalılık Mahallesinden açılacak olan yeni artezyenden sağlanacak olan suyun verileceğini müjde olarak veriyor olsalar da, bana göre asıl müjdenin geçmişte Keremali dağından gelen, hepimizin çekinmeden sakınmadan ve çeşmelerimize hiçbir aparat takmadan lakır lakır içtiği tertemiz suyumuz nereye gitti, o su kime ya da kimlere verildi sorusuna cevap bulmalarından geçtiğini kendilerine hatırlatmak isterim.
Bu konuda asıl mesele nüfusu her geçen gün yükselişte olan ve büyük ölçüde göç alan Kuzuluk ta yaşayanlar geçmişte olduğu gibi bugün de yarın da tertemiz ve sağlıklı su içmek istemektedir.
Bir artezyeni kapattık, yeni artezyeni açıp devreye soktuk deme yerine, tertemiz suyu bulduk, o suyu ana kaynağından asbest olmayan borulardan getirtip size içereceğiz müjdesi verseler daha iyi olmaz mı diye de muhtarlarımıza sormak isterim.
Not: Bir sonraki yazım Ulaşım konusunda olacaktır.