17 Ağustos 1999 yılında yaşadığımız asrın depreminin üzerinden tamı tamına 21 yıl geçmiş. Saatler 03.02’yi gösterdiğinde yaşanan çok şiddetli, çok yıkıcı asrın depreminin üzerinden 21 yıl geçmesine rağmen o depremi yaşayanların hafızasında halen o korku mevcuttur.
Yaşadığımız asrın depreminde 74 canımızı kaybettik. Hepsi birbirinden değerli olan yarınlara umutla bakan o kaybettiklerimize bir kez daha yüce mevlamdan rahmet niyaz ediyorum. Mekanlarının cennet olması için dua ediyorum ve geride bıraktıklarına da bir kez daha sabır ve metanet diliyorum.
Asrın depreminde Akyazı hiç beklenmeyecek şekilde yaraların sarılması konusunda birleşiverdi. Yaşadığımız asrın depremi ne kadar büyük şanssızlık ise Cemalattin Özdemir’in İlçemiz Kaymakamı olması da bizim için 0 büyüklükte bir şanstı.
Adı efsaneye çıkmış olan değerli Kaymakamımızın Akyazı’mıza kazandırdıklarını bir kez daha yazıp sizleri yormak istemiyorum. Bilmeyenlerimiz varsa dışarı çıksınlar Akyazı’yı ve Mahalleleri bir turlasınlar yapılanları görecekler ve içlerinden de vay anasını Kaymakam ne hizmetler getirmiş diyeceklerdir.
Herkesin korkudan Sakarya’yı ve Akyazı’yı terk ederek gittiği o günlerde Kaymakamımızın görevi başında kalması ve tüm zorluklara göğüs germesi, yaraların sarılması için gecesini gündüzüne katarak çalışması, günlerce 24 saat içinde sadece 2-3 saat uykuyla bu çalışmalara katılması asla unutulacak bir olay değildir. Cemalettin Özdemir’i efsane yapan da işte bu duruşudur.
Cemalettin Özdemir elbette o yapılanları tek başına yapmadı. Yanında zamanın Belediye Başkanı, yardımcısı ve tüm Belediye çalışanları ile Belde Belediye Başkanlarımızı ve çalışanlarını, siyasi parti başkanları, sivil toplum kuruluşları, kamu personeli özellikle de sağlık çalışanları, Adli, Askeri ve Emniyetin üst düzey yöneticileri ve personeli, İlçede görev yapan gazeteciler ve duyarlı Akyazılılarında verdikleri katkıları unutmamak lazım.
Bunların dışında Sakarya Valimiz Cahit Kıraç’ı, Koordinatör Valimiz Kutluay Öktem’i, Vali yardımcılarımızı, İlimizde görev yapan Kamu personeli olan İl Müdürlerimizi, özellikle de kurduğu iyi diyalog sayesinde biz basın mensuplarına ç ok iyi çalışma rahatlığı sunan Valilik Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü Hüseyin Bahar’ı da unutmamamız gerekenler arasında göstermem gerekiyor.
Bunlara ilaveten Akyazı’ya kazandırılan eserlerin sahipleri olan Anadolu Kalkınma Vakfı, Fransa’dan gelerek stadımıza sahra hastanesi kuran Fransız Kızıl hacını ve o hastanenin kurulmasına katkı sağlayan zamanın Sağlık Grup Başkanı Dr. Yaşar Yılmaz’ı, Hastane Başhekimi Çetin Savcı’yı ve tüm sağlık çalışanlarını ve yine İlçemize mükemmel bir okul kazandıran Fransızlara ve onun Ankara Büyükelçisini, Singapurluları ve onların Dernek Başkanı Charles Carrollu, bize okul kazandıran Johnson Johnson firması yetkililerini, aklıma gelmeyenlerde dahil olmak üzere onları da unutmamak lazım.
Deprem sonrası ve toparlanma süreci içinde çevre İllerden ve çok sayıda hayırseverlerden de bir çok yardımlar aldık. Zamanın İçişleri Bakanımız hemşerimiz SadettinTantan’ı, deprem Dede diye gönüllerimizde taht kuran Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara’yı da unutmamamız gereken isimler arasında sayıyorum. O gün güç şartlara rağmen bütün imkanları zorlayarak canla başla çalışanlardan biri de Belediyemizin o günkü İmar Müdürü İrfan Gürel’di. Dün toprağa verdiğimiz bu değerimizi de asla unutmayacağız.
Yüce mevlam bize bir daha 17 Ağustosta yaşadıklarımızı yaşatmasın, yüce mevlamız hepimizi korusun ve kollasın diye her fırsatımda dua ediyorum. Sizlerin de dua etmesini istiyorum. Sonuç olarak çok büyük bir afetten kısa sürede toparlanıp çıktığımız için kendimizi şanslı sayıyorum ve bize her konuda destek verenlere sonsuz teşekkür ediyorum. Son teşekkürüm ise kuşkusuz efsanemize olacak. Cemalettin Özdemir’e de bir kez daha yaptıkları için teşekkür ediyorum ve bir Akyazılı olarak kendisinden helallik istiyorum.