Akyazı Belediye Meclisi son toplantısını bugün yaptı ve böylece süresini de tamamlamış oldu.
31 Mart 2014 de göreve gelen Belediye Meclisi seçilmesinin üzerinden 5 yıl geçmiş. Ne kadar da çabuk geçti değil mi? diye meclis üyelerine sormak lazım. Ama sayılı gün olunca çabuk geçiyor. Hem de hiç anlamadan.
İlk toplantıyı yöneten Belediye Başkan Akcan, son grup toplantısına katılmadığı gibi son meclis toplantısına da katılmadı. Son toplantıyı yönetmek de Başkan yardımcısı Mehmet Çakmak’a kaldı. O da geldi salona ve toplantıyı yöneterek görevini eksiksiz bir şekilde yerine getirdi. ( Tekrar Meclis üyesi olabilmek için görevinden istifa eden Mehmet Çakmak için hala başkan yardımcısı diyorum. Çünkü istifa etti ama görevi yine o yürütüyor. O nedenle o sıfatı kullanıyorum. )
Başkan Akcan bu toplantıya katılmayarak 5 yıldan beri birlikte çalıştığı meclis üyesi arkadaşlarına da veda etme şansını kaybetmiş oldu. Öyle ya, iyi ya da kötü geçmiş kocaman bir 5 yıl birlikte çalışmışsın, birçok karara birlikte imza atmışsın ama son toplantıya katılmayarak onlara veda bile etmemişsin. Akıl alacak gibi değil. Ama gerçekte bu. Ne yapacaksın.
Son toplantıda bazı meclis üyeleri kürsüye gelip konuşma yaptı. Konuşma yapanlar adeta günah çıkardılar diyebilirim. Ruhi Yılmaz (MHP) Abdurrahim Atmaca, Çetin Sarı ve Alim Gül konuşma yapan isimlerdi. Ruhi Yılmaz ve Abdurrahim Atmaca konuşmadan sonra meclis üyesi arkadaşlarından helallik istediler. Çetin Sarı ile Alim Gül ise istemedi. Özellikle Çetin Sarı’nın “Helalleşmek gibi bir talebim yok. Gerek de görmüyorum. Yaptıklarımızın hesabını mahşerde vereceğiz” sözünü tuttuğumu söylemeliyim. Doğru bir söz. Doğru söze de başka bir şey eklenmez.
Meclis üyeleri şayet helallik almak istiyorlarsa helalliği kendi aralarında alacakları gibi Akyazılılardan da almaları gerekir. Eğer bu 5 yıllık zaman içinde verdikleri kararlar, o kararlara kaldırdıkları eller ve attıkları imzalar için helallik alacaklarsa mutlaka helalliği Akyazılılardan almalıdırlar. Çünkü o icraatları ile bazı kişileri mutlu ettikleri gibi birçok insanın canlarını yakmış da olabilirler.
Hele hele parsel parsel satılan yerlerin gerçek sahiplerinden kesinlikle helallik almaları gerekiyor. Çünkü o satışlarla ilgili kullandıkları “evet” oyları, “onaylıyorum “diyerek attıkları imzaların hesabını verecekleri merci önce Allah sonra da o yerlerin gerçek sahipleri olanlardır. Helalliği işte onlardan almak lazımdır derim ben.
Doğrusu ve yanlışları ile, acısıyla tatlısıyla bir dönem artık sona ermiştir. 1 Nisan gününden sonra yeni dönem başlayacak ve bu yeni dönemde de bazıları yeni bazıları ise eski meclis üyeleri görev yapacaklardır. Burada asıl olması gereken husus doğruluktur, dürüstlüktür ve de milletin parasını çarçur etmemektir. Yeni Meclis bunu başardığında hesap verirken zorlanmaz. Bu düşüncem görevi bırakanlar içinde geçerlidir. Dürüst davrananlar, doğruluktan şaşmayanlar ve milletin parasını çarçur etmeyenler, harama el uzatmayanlar ve yetim hakkı yemeyenler hesaplarını çok kolay vereceklerdir. Aksi olanlar ise hesap verirken “Yandım Allah” diye bağıracaklar ama iş işten geçmiş olacaktır. Bu iş kolay değildir. Hele hele Başkan Akcan’ın bir toplantıda meclis üyelerine hitaben söylediği “Hiç korkmayın bize Allah bile hesap sormaz” demesi de ne kendini ne de meclis üyelerini kurtarmaya yetmeyecektir.
Ben görevleri sona eren meclis üyeleri içinde doğru, dürüst ve milleti gözeten, milletin menfaati için görev yapan ve oy kullananlara teşekkür ediyorum. Bunlar arasında Meclis üyeliği sona erenlere yeni hayatlarında başarılar ve sağlıklar diliyorum. Devam edenlere de aynı düsturla görevlerini sürdürmeleri çağrısı yapıyorum.