Yaşadığımız şu devirde dost bulmakta zordur kaybetmekte. Dün kaybettiğimiz Naci Fazlıoğlu (Oflu) da kaybettiğim ender dostlarımdan biridir.
Naci abi kendini futbola adamış biriydi. 73 yıllık ömrünün önemli bölümünü futbolla haşır neşir olarak geçirmişti. Naci abi tabiri yerinde ise tam bir futbol adamıydı ve o bir duayendi.
O hep Akyazı’yı ve Akyazılı gençleri düşünür dururdu. Gençlerin iyi eğitilmesi, iyi yönlendirilmesi gerektiğini savunur ve gençlere verilecek en iyi eğitimin ise spor ve özellikle de futbol olduğunu söylerdi.
Gençlerine iyi bir gelecek sağlayamayan ülkelerin geleceklerinin karanlık olduğunu söylerdi Naci Abi. Onun için genç demek gelecek demekti ve o gençlerin önce anne ve babasına, sonra da yaşadığı şehre ve son olarak da ülkesine yararlı biri olmalıdır tezini savunurdu.
İşte o düşünce sonrası Naci abi, babadan kalma tarlasını gençlerin yararlanabilmesi için futbol sahası yapmış bu şekilde bir çok gencin spor yapmasına imkan sağlamıştı. Çünkü o gençlerin spor yapması halinde kötü düşüncelerinden arınacaklarını savunurdu.
O Akyazı’da ilk profesyonel futbolcu unvanına sahip biriydi. PTT de profesyonel olarak futbol oynarken ortaya koyduğu başarı bugün bile dilden dile söylene gelmiştir.
Bugün Akyazılı olup da futbol piyasasında adını duyurmuş ve elde ettiği başarılarla kendini kabul ettirmiş olan bir çok futbolcu onun elinden geçmiştir.
Oflu Naci disiplini seven ve kendine göre doğru olarak kabul ettiği prensiplerine bağlı biriydi ve şartlar ne olursa olsun o disiplininden ve prensiplerine olan bağlılığından taviz vermezdi. Yetiştirdiği sporculardan da aynı şekilde disiplinli ve prensipli olmalarını isterdi.
Naci abi ikinci bir Nasrettin Hocaydı. Esprileri ile etrafını kırıp geçirirdi. Nükteleri ile de Nasrettin hocayı asla aratmazdı.
Naci abi iyi bir dost ve dostluğuna sadık biriydi. Bir de dobralığı vardı ki sormayın gitsin. Babasının oğlu olsa onu doğruyu söylemekten men edemizdi. Öylesine dürüst ve dobraydı.
Sadeliği severdi. Şatafata ve şaşaaya karşı idi. Giyim kuşamı da sadeydi. Eşi ile birlikte müthiş misafirperverdiler. Dostları ile birlikte olmaktan ve onları ağırlamaktan son derece mutluluk duyardı. Eşinin ve Naci abinin yemeğini yemeyen, çayını kahvesini içmeyen dostu yoktu desem asla abartmış olmam.
Naci abi insanları sevdiği gibi insanlarda onu candan severdi. Nitekim rahatsızlığını duyup evine gelmeyen dostu kalmamıştı. İlçemiz Kaymakamı Erdoğan Beypınar, onun elinde yetişmiş tik tak Ahmet, Sait Okur’unda aralarında bulunduğu dostlarından oluşan bir ekiple ziyaretine gittiğimde her zaman olduğu gibi yine bana takılmadan edememişti.
As Akyazıspor’un son yaptığı kongrede divan başkanı olarak kendisine söz vermiştim. Kısa ama öz konuşmasında söyledikleri çok önemliydi. Onun en çok isteği gençlerin önünü açacak, onların iyi yetişmesine yardımcı olacak spor tesisleri ve spor okullarını hayata geçirmekti. Zaten tarlasını da bu düşünce ile spor alanı haline getirmişti.
Naci abinin o kongrede söylediği sözlerden bana göre en önemlisi futbol takımlarını yönetmekte olan yöneticiler için söyledikleriydi. O yöneticilere özellikle de As Akyazı spor başkanı ile yönetim kurulunda görev alanlara “ Tonlarca para akıtarak dışarıdan oyuncu getireceğinize, her tarafından futbolcu fışkıran Akyazı’dan gençleri bulup ortaya çıkarın ve kadronuzu da onlardan kurun” sözleri aslında işi spor yöneticiliği olanların kulaklarına küpe olarak takmaları gereken açıklamalardı.
Gerek evinin bahçesinde ve gerekse namazının kılınacağı Gazi Süleyman Paşa camiinin avlusuna şöyle bir baktım.Gördüm ki onu sevenlerin büyük bölümü oradaydı. Buda gösteriyor ki, Naci abi insanları ne kadar seviyor ise onlarda onu o kadar seviyorlardı.
Naci abi yüreği insan sevgisi ile dolu olan, yardım yapmayı seven ve ömrünü futbola adamış biriydi. Naci abinin ölümünün Akyazı için önemli bir kayıp olduğunu düşünüyorum. İyi bir insanı, bir futbol duayeneni ve de çok iyi bir dostu kaybetmenin derin acısını yaşıyorum. Naci abiye yüce mevlamdan rahmet, kederli ailesine, yakınlarına ve tüm sevenlerine başsağlığı diliyorum. Hepimizin başı sağolsun.