Dün tarihi Akbalık güreşlerinin 58.si yapıldı. Şiddetli yağış ve yağış sonrası adeta çamur deryası haline gelen er meydanın da çimen yerine çamurların üstüne çıkan 37’si Baş olmak üzere 503 pehlivan öyle güreş yaptılar.
Birbirinden nefis güzelliklerle dolu güreşleri izleme şansına sahip olanlar dünü asla unutmayacak ve Pazar günü yapılan güreşi gelecekte tarih mutlaka yazacaktır diyorum.
Bu kadar olumsuz hava şartlarına rağmen güreşlerin neden yapıldığını herkes gibi bende sorguladım. Yaptığım araştırmanın sonunda şartlar ne olursa olsun güreşlerin yapılması gerektiğini, aksi halde bu yıl ki güreşlerin bir başka tarihte yapılamayacağını öğrendim.
Son yılların flaş sporları içine giren yağlı güreşte artık “güreşi ben ne zaman istersem o zaman yaparım” deme devri kapandı. Yağlı güreşte yasal bir çerçeveye oturtuldu ve güreşlerin yapılacağı tarihleri artık Yağlı Güreş Federasyonu belirliyor.
O nedenle organizasyon komitesi ya güreşten vaz geçecekti ya da olumsuz hava şartlarına rağmen güreşleri yapacaktı. Yapma fikri ağırlık kazanınca da güreşler yapıldı. İyi de oldu.
Durumu böyle özetledikten sonra gelelim Pazar günkü güreşlerin organizasyona ve katılan güreşçilere ve o güreşçilerin yaptıkları mücadelelere.
Yıllardan beri sporun her dalını yakından izlerim. Dünkü güreşleri de izledim. Size şu kadarını söyleyeyim. Akbalık Er meydanı güreşlerin yapılmaya başladığı1956 yılından beri böylesine olumsuz hava şartlarının yaşandığı bir ortama hiç mi hiç ev sahipliği yapmamıştır.
Yine Akbalık er meydanı, bütün bu olumsuzluklara rağmen mücadelelerin en üst düzeye çıktığı, güreş bittikten sonra “güreşi ben kazandım” demek ve isimlerini bir üst tura yazdırmak için cetvel hakeminin yanına giden her tarafı çamur içinde kalan güreşçilere, herkesi yakinen tanıyan cetvel hakeminin bile güreşçilere “sen kimsin” diye sorduğu bir güreş organizasyonuna da ev sahipliği yapmamıştır.
Güreşçiler önce şiddetli yağışla, ardından yağışın neden olduğu çamurla daha sonra da rakibi ile mücadele etmek zorunda kaldılar.
Bütün bu olumsuzluklara rağmen kıran kırana güreşmeyi asla bırakmadılar ve kendilerini izlemeye gelen güreş severlere unutulmaz bir gün yaşattılar ve yine unutamayacakları güzellikte güreşler izlettiler.
Büyük Orta da Alparslan Tekmen, Başta da Serdar Yıldırım’ın birincilikleri beni son derece sevindirdi. Her iki güreşçimizin de geleceğini hayli parlak görüyorum.
O çamur deryasında kıyasıya mücadele eden bütün güreşçileri tebrik ediyorum.
Güreşlerin bu yıl ki organizasyonu geçen seneye göre çok çok iyiydi. Başkan Soykan, organizasyonun başkan ve komite üyeleri derslerine iyi çalışmış. Arkalarına Mahalle Muhtarı Rüstem Bilgi’yi de (Ananba) alınca bütün işler tıkır tıkır yürümüş.
Belediyenin daire müdürleri ile birlikte güreşlerde görev alan bütün personelinin canla başla çalıştıklarını gördüm. Hele hele Erva Kuşdil ve Melike Aydoğdu isimli kızlarımız, onlara eşlik eden İlçe Spor Müdürlüğü personeli Recep Kodalak’ın, cetvel hakemi Ali İhsan Çokan ve arkadaşlarının, saha içinde görev yapan meydan hakemlerinin ne kadar güç şartlarda görev yaptıklarını ve çok yorulduklarını da gördüm.
Başta hanım efendiler olmak üzere Belediyenin daire müdürlerine kürsüye çıkan pehlivanlara ödüllerini verdiren aklı çok beğendim.
Bir de güreşlerin tamamlanmasının ardından belediye başkanı Bilal Soykan’ın sosyal medya üzerinden yaptığı aralarında basın mensuplarının olduğu teşekkürü de beğendim.
Sonuç olarak zorlu hava şartlarına rağmen başarılı bir güreş organizasyonunu geride bıraktık. İçlerinde unuttuklarımda olabilir. O nedenle bu organizasyonda emeği geçen herkesi tebrik ediyorum.
Seneyi tekrar buluşmak dileğiyle diyerek yazımı noktalıyorum.