Yaşar Panga geçtiğimiz günlerde Akyazı Kuzuluk Mahallesinde asker uğurlaması YAPAN konvoydaki bir magandanın silahından çıkan mermi ile hayatını kaybetti. Yaşar Panga sabah saatlerinde yakınlarındaki marketten ekmek almak için evinden çıkmıştı. Magandanın kurşununa hedef olan talihsiz Yaşar hayatını olayın olduğu yerde kaybetti.
Yaşar Panga henüz 60 yaşındaydı. Yaşar’ı, bırakın Kuzuluk Mahallesinde Akyazı’da Sakarya’da,kısaca tanındığı her yerde sevilen ve sayılan bir insandı. Hani özü sözü doğru adam gibi adamdı derler ya işte Yaşar Panga böyle bir insandı. Talihsiz olay sonrası hayatını kaybetmesi ile ben de dahil olmak üzere tanıyan tanımayan herkesi derinden üzdü.
Yaşar Panga bir magandanın açtığı ateş sonucu kendisine isabet eden bir kurşunla hayatını kaybetti. Her Müslüman gibi bende kadere inananlardanım. Ancak, kadere inanıyoruz diye Yaşar Panga’nın başına gelen olayı kaderi böyle yazılmış diye geçiştiremeyiz. Bunun altında yatan ana sebep sevinmesini bilmiyor olmamız ve adam gibi sevinemeyişimizdir.
Hiç kimsenin ben seviniyorum kime ne deme hakkının olmadığı artık bilinmelidir. Özellikle de silahla sevinme alışkanlığımızdan vazgeçmemiz beş vakit namaz gibi farzdır. Artık bunun bilincinde olmalıyız. Aksi halde merhum Yaşar Panga ne ilk ne de son olacaktır. Ve bizler bu tür olaylardan sonra yorum yapmaya, ahkam kesmeye devam ederiz ki, üzülerek ifade etmeliyim, bu yol kesinlikle doğru bir yol olmayacaktır.
Hani derler ya araba devrildikten sonra yol gösteren çok olur. Ben araba devrilmeden önce yol göstermek için Sayın Valimize silahla ilgili bir açık mektup yazmıştım. Tabi biz yazıp biz okuduğumuz ve yetkililer tarafından da herhangi bir önlem de alınmadığı için o istenmeyen olay yaşandı ve Yaşar Panga hayatını kaybetti, ailesi ile biri erkek üç çocuğu yetim kaldı.
Olayın müsebbibi teslim olmuş. İyi yapmış. Vicdan azabı çekiyorum demiş. Doğru söylemiş. Ne var ki, bu doğrular Yaşar Panga’yı geri getirmeyecektir. Onun için ben Sayın Valimiz başta olmak üzere güvenlikten sorumlu tüm yetkilileri bir kez daha göreve davet ediyorum. Afiş bastırarak ve afişe silahla sevinmeye son yazmakla silah seslerini susturamadığımıza göre daha etkin önlemler alarak bu kötü gidişata dur demek lazım. Ben tüm yetkilileri silahları susturmaya, insanların rahat ve huzur içinde yaşamalarına imkan verecek ortamı yaratmaya davet ediyorum. Zira ben evimde ve evimin balkonunda gönül rahatlığı içinde oturmak istiyorum. Her bir vatandaşın da aynı düşüncede olduğunu biliyorum. Bildiğim bir şey daha var ki o da bu isteğimde haklı olduğumdur.
ASRIN DEPREMİ
17 Ağustos 1999 günü sabah saatlerinde yaşadığımız asrın depremi ile sadece Akyazı’da 74 insanımızı kaybettik. Aynı depremde enkaz altında kalan onlarca insanımızda yaralandı.
Önceki gün yaşadığımız asrın depreminin 16.yıldönümüydü. Acılar bir kez daha yaşandı. Yıldönümü münasebetiyle S.A.B.A.H Derneği bir anma programı hazırladı. Hazırlanan programa çok sayıda Akyazılı katıldı. Programda Kuran-ı Kerim okundu ve deprem şehitlerimiz için dualar yapıldı. Programı düzenleyenleri ve erken saatte kalkıp programa katılan hemşehrilerimi yürekten kutluyorum.
17 Ağustos 1999 denildiğinde öncelikli olarak aklımıza yaşadığımız o müthiş sarsıntı geliyor. Bir de sarsıntılardan sonra bütün imkanlarını seferber ederek yaraların sarılması için gece gündüz demeden mesai veren değerli Kaymakamımız Cemalettin Özdemir geliyor.
O günler aklıma geldikçe değerli , değerli olmanın ötesinde ismi bizim için artık EFSANE olan Cemalettin Özdemir ve yanında onunla birlikte müthiş bir çalışmayla yaraların en kısa sürede sarılmasına katkı sağlayan mesai arkadaşları geliyor.
İşte bu değerli Kaymakamımız her yıldönümünde olduğu gibi bu yıl ki yıldönümünde de değerli ve kadim dostum Kenan Certel aracılığı ile biz Akyazılılara mesaj göndermiş. Gönderdiği anlamlı mesajı ile EFSANE Kaymakamımızın bizi ve o günleri unutmadığını bir kez daha anlıyoruz.
Akyazı’mız İlçe olduğu 1944 yılından itibaren (02.08.1944-02.02.1946 arası) vekil olarak atanan ilk Kaymakam Mustafa Öztürk ile 27.08.2013 yılında atanıp göreve başlayan son Kaymakamımız Kamuran Mustafa Ballı arasında 32 Kaymakam daha görev yapmış. İlk ve son Kaymakamlarımızla birlikte İlçemizde görev yapan Kaymakam sayısı ise 34 olmuştur..
Akyazılılara bu 34 Kaymakam arasında şu anda kimleri hatırlıyorsunuz diye bir soru yöneltsek alacağımız cevap en fazla 5’dir. Akyazılılar diğerlerinin isimlerini bile hatırlamıyorlardır.
İşte ismi hatırlanan Kaymakamlar arasında Cemalettin Özdemir ilk sırada yer alır.Tam bir görev adamı olması, mesai mevhumunun olmaması, günün her saatinde kapısının herkes için ardına kadar açık olması, kapısına gelen herkesi dinlemesi ve elinden geldiği kadar, hatta imkanlarını zorlayarak sorunlarını halletme yoluna gitmesi, insanları yürekten sevmesi, kin gütmemesi ve hepsinden de önemlisi yaşanan asrın depreminde olağanüstü bir gayretin içinde olması ve Akyazı’yı kısa sürede ayağa kaldırması ve çok sayıda esere kavuşturması onun sevilmesine,sayılmasına, unutulmamasına bir numaralı nedendir.
Ben şu anda İstanbul Vali yardımcılığı görevini yürütmekte olan değerli Kaymakamımız Cemalettin Özdemir’e bizim için yaptığı tüm hizmetler ve kazandırdığı eserler için bir kez daha teşekkür ediyorum. Yaşadığımız o asrın depreminde Kaymakamımıza büyük destek ve moral veren, eşi kadar gayret gösteren Cemalettin Özdemir’in değerli eşine saygılarımı, çocuklarına da sevgilerimi gönderiyorum.
Kendilerini iyi ki tanımışım. İyi ki birlikte çalışma imkanı bulmuşum. Bu mutluluk bana yeter.