Her şeyin bir mevsimi olduğu gibi düğünlerinde bir mevsimi var. Sebebi bilinmez ama insanlar özellikle Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında evlenmek isterler. Bu durum geçmişte de böyleydi, şimdide böyle. Akyazı’da da düğün yapılış aylarında önemli bir değişiklik görünmüyor. Akyazılılarda evlenme ayı olarak yukarıda ifade ettiğim ayları dikkate alırlar. Hal böyle olunca bu aylarda hissedilir ölçüde düğün konvoylarında bir artış gözlenir.
Tabi ki zamanı gelenler, zeminlerini hazırlayanlar evlenecekler, yuva kurup çoluk çocuk sahibi olacaklardır. Bu durum insanları her zaman memnun ve mutlu eder. Benim anlatmak istediğim husus bu değil. Benim anlatmak istediğim husus gelinlerini almak için yola çıkan, ya da gelinlerini aldıktan sonra düğünün yapılacağı yere gitmek için yola çıkan düğün konvoylarının o gidiş ve gelişlerinde etraflarına verdikleri gürültü kirlilikleridir.
Düğün konvoyunda olan araçların kesintisiz olarak çaldığı korna sesleri gerçek manada insanları rahatsız eder ama kimsenin umurunda bile olmaz. O konvoyda yer alıp bir taraftan araç kullanırken bir taraftan da açtığı camdan dışarı elini çıkararak elindeki silahla ateş edenlere ne demeli. Onlar bellerinden çıkardıkları silahlarını öylesine pervasızca kullanırlar ki, tehlike yaratıp yaratmadığını dikkate bile almazlar. Ta ki, bir yaralanma da ölümle sonuçlanan bir olay olana kadar. Böyle bir durum söz konusu olduğunda kazadır derler ve geçerler.
Öyle yağma yok beyler. Siz zevkinizi tatmin etmek için belinizdeki silahı çıkarıp dikkatsiz bir şekilde ateşleyeceksiniz, her zaman için mümkün alabilecek yaralanma ya da ölümle sonuçlanan bir olayın faili olacaksınız sonra çıkıp ta kaderi böyleydi, kazayla oldu diyeceksiniz. Böyle bir durumu ne ben ne de bir başkası asla kabullenemez. Böyle bir olay olduğunda ve o olay ölümle sonuçlandığında ben onun adına asla kaza oldu demem onun adına ben CİNAYET derim. Bu konuda isteyen istediği gibi düşünür ama benim düşüncem budur ve bu düşüncemin de sonuna kadar arkasında yer alırım.
Silah sesleri sadece konvoylardan gelmiyor. Silah sesleri düğün bahçelerinden de geliyor. Gecenin geç saatlerine kadar devam eden düğünlerde silah sıkılması alınacak etkin tedbirlerle mutlaka önlenmelidir. İzin almaya gelen düğün sahipleri ile düğünlerin yapıldığı işletmelerin yetkilileri bu konuda en sert şekilde uyarılmalı, uyarılar dikkate alınmazsa yasal işlem mutlaka yapılmalıdır. Böyle bir uygulamanın caydırıcı olabileceğine inanıyorum.
Uzun süredir duymadığımız silah seslerini bugünlerde sıklıkla duymaya başladık. Konvoylar geçerken sıkılan silahlardan çıkan mermilerin nereye gittiğini bilmeden o işlemi yapanlar o kadar rahat hareket ediyorlar ki, onların o rahatlıklarına baktığınızda yapılanın doğru olduğunu zannedersiniz. Aslında bu durum tehlikeli ve de önlenmesi gereken bir durumdur.
İnsanlar evlerinin balkonunda rahat bir şekilde oturmak isterler. Birileri seviniyor diye sıkmakta olduğu silahlardan çıkan mermilerin kendilerine isabet etmemesi için konvoy geçene kadar yere yatarlar. Neden çünkü kör bir kurşuna hedef olmayalım diye. Bu durum korkunç bir durumdur. Dünyanın hiç bir yerinde böyle bir durum söz konusu değildir. Bu sadece ve sadece bizde vardır.
Burada yapılacak olan tek bir husus vardır o da bu olumsuzluğun kökünden halledilmesidir. Yani TBMM’nde çıkarılan yasaların harfiyen uygulanmasıdır. Yasa uygulayıcılar bu konuda sert ve katı olmalıdırlar. Siyasetçilerde bu konuda yapılan işlemler nedeniyle yasa uygulayıcılara baskı uygulamamalı hatta destek vermelidirler. Aksi takdirde yaşanabilecek olan olumsuz bir olayda can kaybının yaşanması halinde bundan kendilerinin de sorumlu olduklarını asla unutmamalıdırlar.
Ben silahla sevinmeye son sloganının pankartların ya da kağıtların üzerinde kalmasını istemiyorum. Ben yasa uygulayıcıların daha aktif çalışmalarını ve caydırıcılık etkinliklerini en üst düzeye çıkarmalarını ve yasaların kendilerine verdiği yetkiyi sonuna kadar korkmadan, adam kayırmadan kullanmalarını istiyorum. Bu konuda ben Kaymakamımızı, yasa uygulayıcılarını ve özellikle de taraf olmamaları ve yasa uygulayıcılarına destek vermeleri için siyasileri göreve davet ediyorum. Çünkü hiç kimse bir maganda kurşunu ile ölmek istemez diyerek konuyu sonlandırıyorum.
Yazımı bir başsağlığı ve bir de geçmiş olsun dileğiyle noktalamak istiyorum. Geride bıraktığımız hafta içinde yürekten sevdiğim okul arkadaşım Şinasi Yılmaz (Agırba) hakkın rahmetine kavuştu. Bana Şinasi Yılmaz için nasıl biriydi diye sorsalar Şinasi Yılmaz gibi dürüst, namuslu, haddini bilen, sevgiye ve saygıya layık, çok da çalışkan ikinci bir kişi tanımam şeklinde bir cevap verirdim.
Böyle değerli bir can arkadaşımı kaybettiğim için son derece üzgünüm. Kendisine yüce mevlamdan rahmet diliyorum. Mekanı cennet olsun diye yaradanıma dualarımı gönderiyorum. Kederli ailesine, özellikle de çocuklarına ve kardeşlerine, kısaca geride bıraktıklarına s abır ve başsağlığı diliyorum.
RATED Başkanı sevgili kardeşim Remzi Adıyaman geçtiğimiz gün bir rahatsızlık geçirdi. Hastaneye kaldırılan Adıyaman’a gereken müdahale yapıldıktan sonra aynı günün akşamında evine gönderildi ve istirahata çekildi. Adıyaman bizim camiada çok sevilen bir kardeşimiz. Rahatsızlığını duyanlar hastaneye koştular, hastaneye gidemeyenlerde telefonla durumunu öğrenmeye çalıştılar. Adıyaman bizleri biraz korkuttu ama şu anda durumu iyi. Kendisine geçmiş olsun dileklerimi gönderiyorum. Bilin istedim.