ve bu nedenle de yerleri ve evleri istimlak edilen köylüler inşaatı alan firmanın araç ve gereçleri önlerinden geçip çalışma sahasına girmesin diye bir haftadan beri yol kapatma eylemini sürdürüyordu.
Köylülerin yol kapatma eylemleri yasalar gereği suç gibi görünüyorsa da onlar haklarını alabilmek ve uğradıkları mağduriyete bir son verebilmek ve hepsinden önemlisi seslerini bizleri yönetenlere duyurabilmek için bu eylemi yaptılar.
Eylemi yapan köylülerin iki isteği vardı. Birincisi seçip Ankara’ya gönderdiğimiz Milletvekillerimiz, yine bizleri yönetsin diye seçtiğimiz mahalli yöneticileri, ikincisi ise atanmış olanları dertlerine çare bulabilirler diye yanlarında görmek istiyorlardı.
Köylülerin ikinci istekleri gerçekleşmedi. Atanmışlar bir haftadır süren eyleme ilgi göstermediler ve köylülerin yanına gelerek derdiniz nedir diye sormadılar. Bundan dolayı barajdan etkilenecek olan bin 100 hanede yaşayan tüm insanlar atanmışlara kırgınlar.
Köylülerin ilk isteklerine ilk cevap Milletvekili Hasan Ali Çelik’ten geldi. Çelik köylülerin temsilcileri ile muhtarları önce Sakarya’da sonra da Akyazı’da dinledi. Olaya el koydu ve yapılan istimlakın baş sorumlusu konumunda olan DSİ Bölge Müdürü Erol Şenöz ile yine DSİ’nin istimlaklardan sorumlu komisyon başkanı Abdullah Çömlekçi’yi Sakarya’ya çağırdı ve onlarla görüştükten sonra da aynı ekibi ve iktidar partisinin Akyazı’daki temsilcilerini de yanına alarak Dere mahallesine gitti, muhtarlarla ve köylülerle yüz yüze görüşüp sorunu bir kez daha masaya yatırdı ve çözüm için yollar aradı.
Hasan Ali Çelik ve beraberindeki DSİ yetkilileri köylülere istimlak bedellerinin arttırılacağı ve mağduriyetlerinin önleneceği konusunda yapacaklarını tek tek sıraladılar ve sözler verdiler. Barajdan etkilenecek olan ve istimlak bedellerinin yeterli olmaması nedeniyle sıkıntı yaşayacaklarına inanan muhtarlar ve köylüler Hasan Ali Çelik’in bu davranışını ve verdiği sözleri yerinde gördü ve ona inanarak eylemini sonlandırdı.
Buraya kadar her şey güzel. Asıl iş bundan sonrası. Yani verilen sözlerin tutulması ve köylülerin var olan mağduriyetlerinin giderilmesi. Milletvekilimiz Hasan Ali Çelik ve DSİ yetkililerine bu konuda düşen görev hayli ağır. Onlar bu ağır görevin üstesinden gelebilmek için bir hayli gayret göstermek zorundalar.
Burada görev sadece taşın altına elini koyan Milletvekilimiz Hasan Ali Çelik’e düşmez. Görev tüm Milletvekillerimize düşüyor. Çelik’in dışında kalan diğer Milletvekillerimizde bu konu üzerinde mesai harcamalı ve köylülerin sıkıntıları giderilmesi hususunda gayret göstermelidir. Aksi takdirde sadece Hasan Ali Çelik’in gayretleri bu sorunu çözmeye yetmeyebilir. Sorun ancak elbirliği ile çözülür diye düşünüyorum.
Eylem verilen sözler üzerine sonlandırıldı. Şimdilik sular duruldu. Ancak verilen sözler mutlaka yerine getirilmeli, hem de hiç zaman geçirilmeden yerine getirilmeli ki, köylüler sıkıntıdan kurtulsun, geri kalan hayatlarını idame ettirecekleri yeni yerleşim alanlarını sıkıntısız bir şekilde bulsun. Aksini düşünmek bile istemiyorum. Aksi olursa işte o zaman keten helvanın yandığı gün o gün olur. Onun için herkes verdiği sözünü tutmalı ki, keten helva yanmasın ve köylüler rahat ve huzura erişsin. O köylerde yaşayanların bu kadarına hatta daha fazlasına hakları var. Bu da unutulmasın.