Bu sonuçları görünce insanın aklına acaba bu saha bize uğursuz mu geliyor düşüncesini getiriyor.
Saha bizim için uğursuz geliyor olabilir ama asıl uğursuzluk bizde. Biz o sahada maalesef sezonun en kötü futbollarını oynadık ve sonuçta da farklı skorlarla yenildik. Son oynadığımız Akçakoca maçında biraz silkinebilseydik ve özellikle de rüzgarı arkamıza alıp oynadığımız ikinci yarıda rakip kaleye Ümit Derecinin attığı bazuka gibi birkaç bazuka gönderebilmiş olsaydık inanın kötü futbollumuza rağmen o maçtan puanla dönebilirdik. Çünkü rakibimizin bizden üstün tarafı hiç mi hiç yoktu.
Rakip bizden üstün değildi ama o takımda sivrilen bir tek oyuncu maçı alıp götürdü. Adı Burak olan o oyuncuyu bizim takım maalesef durduramadı. Durdurmayı bırakın o gol atsın diye bizim oyuncular öyle mükemmel asistler yaptı ki bende tribünde şaştım kaldım.
Bir takımı sırtına alıp götüren ve sürükleyen bir tek oyuncu var. Bu oyuncuyla özel bir önlem alınmazı mı diye hocamıza sormak isterim. Bana ne cevap verir bilemem ama Sait hocanın yerinde ben olsam o oyuncuyu oynatmamak ve durdurmak için elimden geleni yapardım.
Sayın başkana buradan size seslenmek istiyorum. Bizim takımda maalesef gruplaşma var. Kimi hocayı sevmiyor kimi yanında oynayan arkadaşını. Oyuncular kendi aralarında onun adamı bunun adamı diye ayrışmış durumdalar. Hal böyle olunca o takımdan başarı beklemek elbette ki hayal olur. Nitekim beklenen başarıyı da maalesef gelmiyor.
Sayın Başkanım uzaktan görebildiğim kadarı ile grupların başını çekenler açıkça belli. O zaman hiç zaman geçirilmeden ve kangren olmadan o başlar kesilmeli ve takımdan derhal uzaklaştırılmalıdır. Eğer bunu yapmazsanız gelecek sene oynayacağımız ligin adı süper lig olur. Benden söylemesi.
Vedat’a ve Yasin’e de birer çift sözüm olacak. Önce Vedat’a; Güzel kardeşim sen kimsin ki topu ayağında gereğinden fazla tutuyor ve rakibe kaptırıp kalemizde tehlike olmasına neden oluyorsun. Dünyanın en mükemmel ön liberosu bile senin kadar topu ayağında tutmuyor. Hatta sıkıştığında topu taca bile atabiliyor. Öyle yaptı diye değerinden bir şey mi kaybediyor. Kesinlikle hayır.
Maçı benimle birlikte izleyen Akçakoca taraftarı yaptığın hataları görünce senin için aman Allahım tam bir canlı bomba ifadesini kullandılar. Gerçekten de Pazar günü öyle hatalar yaptın ki yazmaya kalksam yerim dar gelir. Futbol için her şeye sahipsin v e artık kendine gelmelisin. O bakımdan bende Akçakoca taraftarının ortak fikrine katılıyorum.
Vedat’a son sözlerim şu olacak; Maç sırasında arkadaşlarına bağırıp çağırma. Neredeyse kendi hatalarını bile arkadaşlarına yükleyeceksin. Bu huyundan vazgeç.
Yasin’e gelince; Her zaman yazdım çizdim ve dedim ki, bir futbolcuda bulunması gereken tüm meziyetler Yasin’de var. Ama o bunun farkında değil. Sahaya çıktığında meziyetlerini ortaya koyman gerekirken sen sadece gönül eğlendiriyorsun. Hal böyle olunca da ortaya kötü bir futbolcu profili çıkıyor. Buna hakkının olmadığını bir kez daha söylemekte yarar görürüm. Birde şunu ilave edeyim. Maç esnasında tribünle haşır neşir olma. Kulaklarını tıka v e sen sadece futbolunu oynamaya bak. Bunu yapmazsan Pazar günkü gibi maçtan tamamen kopar gidersin.
Rakip takımın bizden üstün tarafı pek yoktu ama onlar akıllı oynayıp maçı kazanmayı bildiler. Yukarıda da belirttiğim gibi bir tek Burak takımını sırtladı galibiyete taşıdı.
Maçın Uşak bölgesi hakemi için iyi bir yönetim gösterdi diyebilirim. Maçın sonucuna etki yapacak hata yapmadı ve 90 dakika içinde eşitlik ilkesine uymak için gayret gösterdi.