Bir müddettir Kuzuluk Mahalle sakinlerinin içme suyu sıkıntısı vardı. Bize temiz içme suyu vermekle yükümlü olanlar bu sıkıntıyı pislik içinden çıkardıkları artezyen suyunu çeşmelerimizden akıtmak suretiyle gidermenin yolunu seçince Mahalle sakinleri ayağa kalktı ve aralarında topladıkları imzaları bir yazı ekinde ilgili yerlere ya elden vererek ya da posta ile göndererek sıkıntısını dile getirdi ve giderilmesi hususunda o yetkililerden yardım istedi.
Herkes bilir ki, su konusu SASKİ’ye ait bir konu. Yani bu sorunu çözecek olan Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Zeki Toçoğlu, sonra da SASKİ Genel Müdürü ile birlikte diğer SASKİ çalışanları. Ancak aradan geçen zamana rağmen o yetkililer bize pis, kirli ve içilebilir özelliği olmayan, her tarafından mikrop akan, kokusu insanların midelerini ayağa kaldıran, içilmeye başlandığı andan itibaren önemli bir sağlık sorunu yaratan, dinlendirilmemiş, ilaçlanmamış, kuyudan çıktığı haliyle ana şebekeye bağlanan suyla ilgili en küçük bir girişimde bulunmadıkları ve hala o sağlığa zararlı suyu bizlere içirmeye zorladıkları için geçtiğimiz Pazar günü artezyenin başında mahalle sakinleri olarak bir eylem düzenledik ve basın aracılığı ile sesimizi duyurmak istedik.
Mahalle sakinleri adına konuyla ilgili hazırlanan çalışmalara katılan ve hazırlanan yazılara imza atanlardan biri de benim. Bizim isteğimiz sadece ve sadece temiz su içmekti. Bunun dışında bir başka düşüncemiz yoktur. Buna rağmen bazı kendilerini bilmezler yaptığımız eylemi baltalamak, hatta yaptırmamak için büyük gayret gösterdiler ama başarıya ulaşamadılar.
Ne yazdığımız ilk yazıdan ne de yaptığımız basın açıklamasıyla ilgili olarak şu ana kadar ilgililerden bir yanıt alamadık. Gecikmenin uzaması halinde konuyu elimizde var olan bu su değil içmek için çamaşır, bulaşık ve el yıkamak için bile kullanılamaz notu düşülen raporumuzla birlikte yargıya taşımaya hazırlandığımızı ifade etmek isterim.
Sıkıntımızı uzun uzadıya bu köşede tekrarlamak istemiyorum. Zira sıkıntımızı birkaç günden beri yerel basın sayfa sayfa geniş bir şekilde veriyor. (Hazır yeri gelmişken bu hayati önem taşıyan konuda bizleri yalnız bırakmaya ve yanımızda yer alan, köşelerine taşıyan basın mensubu arkadaşlarıma, kardeşlerime teşekkür ediyorum.) Benim bu gün bu köşe yazısını yazmamın iki nedeni var. Birincisi başkan Akcan’ı göreve ve konuyla ilgili olarak elini taşın altına sokmaya davet etmek. İkincisi ise bu haklı tepkimizi görmezden görüp yalan yanlış ifadelerde bulunanlara nasihatte bulunmak.
Hasan hoca’nın sıkıntımıza ortak olmadığını görüyorum. Kendisiyle görüşen Kuzuluk Mahallesi sakinlerine siz sorumluların boğazını sıkın, ben de size yardım edeyim dediğini duydum. Eğer doğruysa çok üzüldüm. İnsanlara temiz suyu içirmek SASKİ’nin işi ama sende Akyazı Belediye başkanısın. Sıkıntıyı yaşayan senin başkanlık yaptığın İlçede yaşayan insanlar. Öyleyse senin de taşın altına elini hatta gövdeni sokup bu sorunu çözme gibi görevin var. Çünkü sen göreve talip olurken sizlere hizmet etmek, sıkıntılarınızı gidermek istiyorum diye oy istemiştin. O sıkıntıyı yaşayan insanlar senin o sözüne güvenip oy verdiler. Köprüyü geçtikten sonra bu iş benim işim değil deme hakkına sahip değilsin bunu bilmeni isterim. Hele hele yüzde 80 oranında sana oy veren Kuzuluk Mahalle halkına böyle bir sözü asla söyleyemezsin.
Evet hocam seni bu sonunu çözmeye, Kuzuluk Mahalle halkının yanında yer almaya davet ediyorum. Konuya senin el atmanla, Mahalle sakinlerinin el atması arasında dağlar kadar fark olduğunu sende bende biliyoruz. Öyleyse gel bizimle birlik ol ve sorunu çözmek için taşın altına elini de gövdeni de koy. Su sıkıntısı başka sıkıntılara benzemez. Bunu senden hem ben bekliyorum hem de Mahalle sakinleri bekliyor.
Gelelim ikinci hususa; Mahalle sakinleri temiz su içmek istiyor. O nedenle her çareye başvuruyor. Onlardan biride artezyen suyunun çıkarıldığı alanda basın yoluyla kamuoyuna dertlerini anlatmak oldu.
Bunu duyan çokbilmiş bazı kişiler mahalle sakinlerinin haklı tepkilerini dile getirecekleri eylemi baltalamak için ellerinden geleni her şeyi yaptılar. Başarılı olabildiler mi. Elbette ki HAYIR. Çünkü yapılmak istenen eylem haklı bir eylemdi. O insanların tek derdi vardı o da temiz su içmek. Bu da onların en tabi hakkıydı. O nedenle karşılarına kim çıkarsa sıksın onları dinlemezlerdi. Nitekim dinlemediler ve eylemin yapıldığı alana gelerek destek verdiler.
Konuyu iki kişiye nasihatta bulunarak tamamlamak istiyorum. İlk nasihatım Bize neden kuyu suyu içiriyorsunuz diye soran Kuzuluk Mahalle sakinlerine sorup araştırmadan külliyen yalan bunu kim uyduruyor diyen Belediye Meclisi üyesi ve Mahallemizin damadı Kemal Özten’edir. Siyasetin daha ilk basamaklarında böyle hatalar yaparsa işinin zor olduğunu belirtmeliyim. Ben şahsen kendisinden önce araştırıp sonra açıklama yapmasını beklerdim.
İkinci nasihatım da doğduğu gündenberi sol kulvarda gezinen ve solculuğu ile sürekli övünen, ancak Hasan Hoca ile dünür olduktan sonra 180 derece U dönüşü yaparak fikir değiştiren komşum Yaşar Yaylı’yadır. Konu hakkında yaptığı konuşmalar ve komşuları ile girdiği polemikler ona yakışmadı. Öyle konuştuğuna göre dünürü Hasan hoca herhalde kendisine içinde temiz su olan özel bir hat döşedi diye düşünmekten de kendimi alamıyorum. Komşuma kendisini aşan konularda daha sakin olmasını tavsiye ederim.