Her seçimde olduğu gibi bu seçimde de gönlünden Milletvekili olmayı geçirenler Parti Genel Merkezlerinin belirlediği tarihler arasında müracaatlarını yaparak aday adayı oldular. Adını ister erken seçim koyun isterseniz baskın seçim koyun Milletvekili olmak isteyenler alel acele Partilerine gidip müracaat ettiler ve aday adayı oldular.
Milletvekilliği için müracaat eden bütün aday adayları bugünlerde Partileri tarafından hazırlanmakta olan listede ve de seçilebilecek bir yerde isimlerini görmek için sabırsızlanıyorlar. Partilerin yapacağı sıralamayı şahsen bende merakla bekliyorum. Benim merakım hangi Parti olursa olsun seçilebilecek bir sırada bir Akyazılının olup olmayacağıdır.
Böyle zamanlarda ve seçim atmosferi içinde yerelde görev yapan parti yetkililerinin özellikle de şu anda iktidar olan AK Partili yöneticilerin söylemlerini dikkatli bir şekilde takip etmek lazım. Çünkü o söylemleri arasında Teşkilat olarak bizde bir Akyazılının aday olmasını ve seçilebilecek olan bir sırada bulunmasını istiyoruz açıklaması varsa o açıklamada yer alan hususlar önemlidir ve dikkatle takip edilmesi gerekir.
Bende AK Partiden gelen açıklamaları dikkatli bir şekilde takip edenlerdenim. Yaptıkları açıklamalarında onlarda Akyazılı bir ismin Milletvekili olmasını arzuladıklarını söylüyorlar. Bu söylemin güzel bir söylem olduğunu belirtmeliyim. Ancak, bu güzel söylemin mutlak surette eyleme geçirilmesi lazımdır. Yani AK Partili yöneticiler Akyazılı bir ismin Milletvekili olması için yukarıya bu isteklerini bastırmalıdır.
Burada asıl olan istemek değil, o istemi hayata geçirmektir. Aksi takdirde söylenenler ve istekler havada kalır. Tabi söylemlerinin havada kalmasını ve yarın da biz istedik ama olmadı demek istemiyorlarsa AK Parti teşkilatının bu konuda daha aktif çalışmaları gerektiğini hatırlatmak isterim. Aksi halde eylem olmadığı için yapılan söylemlerde etkisiz kalır ve biz yine her zaman olduğu gibi yine Vekilsiz kalabiliriz. Benim korkum budur. O bakımdan Fevzi Bora başta olmak üzere Partide etkin olan herkesi sorumluluk almaya davet ediyorum.
Akyazı olarak biz STK’lar bakımından hayli zengin bir İlçeyiz. ATSO, BORSA ve ZİRAAT ODASI gibi önemli Odaların yanı sıra SESOB’a bağlı 8 Oda daha varlıklarını sürdürüyorlar. SESOB’a bağlı Odaların başkanlarının sık sık bir araya gelmelerini önemsiyorum. Bu bir araya gelişlerde Başkanlar mutlak surette karşılıklı olarak bilgi aktarımı yapıyorlardır diye düşünüyorum.
Bahse konu olan bu 8 Oda başkanı geçtiğimiz günlerde bir kez daha bir araya gelmişler, birlikte oturup yemişler içmişler ve birde ortak açıklama yapmışlar. Oda başkanları açıklamalarında Parlamentoda Akyazılı bir Milletvekili görmek istediklerini ifade etmişler. Ne kadar güzel bir açıklama. Akyazılı bir Milletvekili istemeyenin gözü çıksın derim ben.
Oda başkanlarının bu açıklamaları önemlidir. Başkanların bu açıklamalarının arkasında durmaları şarttır. Onlara hatırlatmak isterim ki, işin sonunda bu istekleri yerine gelmezse biz istedik ama vermediler. İsteyenin bir yüzü kara vermeyen araptır diyemezler. Eğer böyle bir söylemde bulunurlarsa bende o zaman onlar için bizim Oda başkanları bal yapmayan arıya benziyorlar. Sadece vızıltı çıkarıyorlar. O da yeterli değildir derim. Bu konuda SESOB’a bağlı Oda başkanlarını da yaptıkları açıklamanın arkasında durmaya davet ediyorum.
Akyazılı bir Milletvekili illa da şu andaki iktidar partisinden çıkacak seçilecek diye bir şartta yoktur. Yine şu anda muhalefette olan Partilerden de bir Akyazılı hemşehrimiz seçilebilecek olan bir sırada olabilir ve Milletvekili seçilebilir. Biz bağcıyı dövmek istemiyoruz. Bizim isteğimiz üzüm yemek olduğuna göre seçilecek olan Milletvekilinin partisi bizi fazla ilgilendirmez.
Şimdi bazı okurlarım Milletvekili iktidar partisinden olmazsa hizmet alamayız diyebilirler. Haklılık payları hayli yüksektir. Bende cevaben şunu söyleyeyim. Kim bilir bugünün iktidarı yarının muhalefeti olabilir. O nedenle bizden biri Milletvekili seçilsin de nereden seçilirse seçilsin tezimi savunuyorum.
Bunu söylerken de seçilmesini istediğimiz Milletvekili adayımız dürüst olmalıdır. Çalışkan olmalıdır. Kendisini seçenlere borcunu hizmet ederek ödemelidir. Artık bizim yeni yüzlere ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum ve o nedenle eskimiş her hangi bir siyasetçiyi seçip Meclise göndermeyelim diyorum