Akyazı belediyesi geçtiğimiz günlerde ihale yaptı. İhalenin şeffaflık ilkesine uymaması nedeniyle yerel basın konunun üzerine gitti ve gerek internet siteleri ve gerekse yerel gazeteler yapılan ihaleyi kapalı kapılar ardında ihale başlıkları ile verince devreye Belediye yetkilileri girdi ve yapılan ihalenin yasalar çerçevesinde yapıldığını, ihalelerde art niyet aranmaması gerektiği hususunu ön plana çıkaran bir basın bildirisi yayımladı.
Eğer siz yaklaşık 8 milyon lira beklediğiniz bir ihale yapıyorsanız kusura bakmayın ama o ihaleyi yasalar ne emrederse emretsin siz şeffaf bir ortamda yapmalısınız. Eğer biz yasalara uygun ihale yapıyoruz diye işi geçiştirmeye çalışırsanız basında görevini yapar ve konuyu kapalı kapılar ardında ihale manşetiyle kamuoyuna duyurur.
Hasan hocanın başkanlığında toplanan komisyon öncelikli olarak ihaleyi yasalara uygun yapmaya karar vermişse bile ihale tamamlandıktan sonra başkan Akcan’ın ya da bir komisyon üyesinin dışarı çıkıp saatlerce ihale sonucunu bekleyen basın mensuplarına bir açıklama yapması gerekirdi. İhale tamamlandıktan sonra orada bekleyen basın mensuplarına her hangi bir açıklama yapılmıyorsa doğal olarak basın mensupları da olayı farklı yorumlar ve yukarda belirttiğim başlıkları atabilir. Bundan kimsenin gocunmaması lazım.
Kimse kusura bakmasın ama yapılan ihalelerle ilgili olarak basında yer alan haberlerin hemen akabinde Belediye tarafından yapılan açıklama bana hiç de inandırıcı gelmedi. Burada basının üzerinde durduğu husus ihalenin yapıldığı odaya basın mensuplarının alınıp alınmaması değildi. Basının üzerinde durduğu husus ihale tamamlandıktan sonra herhangi bir açıklamanın yapılmamış olmasıydı.
Dediğim gibi açıklamanın inandırıcı olmaması yapılan açıklamada sadece yasalardan bahsedilmesinden kaynaklanmıştır. Halbuki, ihale tamamlandıktan sonra komisyon başkanı ya da görevlendirilen bir komisyon üyesi yapılan satışların kime ve kaç paraya yapıldığını açıklamış olsa ortaya böyle bir olumsuzluk çıkmazdı.
Ben buradan bir kez daha Hasan hocaya sesleniyorum ve diyorum ki, yaptığınız ihalede hangi mahalledeki yeri kim kaç para ödeyerek aldı. Açıklayın. Açıklayın ki, insanların kafasında oluşan olumsuz düşünceler ortadan kalksın.
Gelelim şu ruhsat meselesine; İhalelerle ilgili haberlerin yerel basında yer almasının hemen ardından yerel basının Akyazı temsilciliklerine Zabıta Memurları gönderilerek temsilcilere çalışma izniniz ve ruhsatınız var mı? şeklinde sorular yönetildikten sonra tutanaklar tutuldu ve cevaplanması için de 10’ar gün süre tanındı.
Bu uygulamayı biz basın mensupları aba altından sopa göstermek olarak algıladık. Zabıta Müdürü Beyefendi her ne kadar bu konuda yalnız size değil 550’ye yakın esnafa gidildi diyorsa da o açıklamaya inanmamı kimse benden beklemesin.
Tarafıma tebliğ edilen tutanakla ilgili olarak 25.08.2015 günü Belediye Başkanlığına itirazda bulundum. İtirazım kabul görür görmez bilemem ama hakkımı da sonuna kadar arayacağımı aynı dilekçemde belirttim. Buradan da tekrarlıyorum.
Hasan hocaya bir ağabey tavsiyesinde bulunmak isterim. Tavsiyem şudur; “Gazeteciler Cemiyeti Başkanımız Sevgili kardeşim Sezai Matur, yine sevgili kardeşlerim Coşkun Bilir ile Güven Hasbaş’ın da yazdıkları gibi siyasiler ve özellikle de belediye başkanları basınsız adım atamazlar. Yaptıklarını kamuoyuna duyurmak için basından destek isterler ve de alırlar. Durum böyle olmamış olsaydı Belediye basından bizlere yağmur gibi haber atılmazdı. Hal böyle iken yapılan bir haberi bahane ederek basın bürolarına Zabıta gönderilip tutanak tutturulması, aba altından sopa gösterilmesi gibi tutum içine girilmesini yadırgadığımı ifade etmeliyim. Bu uygulamadan kesinlikle basın zararlı çıkmaz. Çünkü basın kamuoyunu aydınlatma görevini şartlar ne olursa olsun yerine getirir. Bundan ne belediye başkanlarının ne de herhangi birinin şüphesi olmamalıdır.”
Konuyla ilgili düşüncelerimi şimdilik kaydı ile noktalıyorum. Gelişmeleri yakından takip ediyorum. Gerçi 4,5 yıl dediğin ne ki. O da gelir geçer. 42 yıldan beri bu mesleği yapıyorum. Bu süre içinde birçok kişi gerek isteyerek gerekse istemeyerek koltuklarını başkalarına devretti ama ilkeli gazetecilik yapanlar hala aynı yerde ve dimdik ayaktalar. Bilmem anlatabildim mi?