30 Ağustos günü Zafer Bayramımızı kutladık. Komşu İlçelerimize baktığımızda biz im yaptığımız kutlamanın yavan geçtiğini söyleyebilirim. Biz Akyazı olarak 30 Ağustos günü Atatürk anıtına çelenk koyduk, saygı duruşunda bulunduk ve ardından İstiklal Marşımızı söyledik ve İstiklal Marşımız eşliğinde göndere bayrağımızı çektik. Daha sonra Askerlik Şube Başkanımız Asteğmen Muhsin Alkan günün anlamına ilişkin konuşma yaptı ve Konuralp Anadolu Lisesinden Ümmü Gülsüm Arslan ve Alperen Bayram isimli iki öğrencimizde günün anlamını ihtiva eden iki şiir okudular ve Anıt önündeki tören son buldu. Anıt önünden ayrılan protokol ve vatandaş Kaymakamlığa giderek Makamda tebriklerini sundular ve böylece bayramı kutlamış olduk.
Komşu İlçelerimizden Hendek ve Karasu’ya baktığımızda (Basına yansıdığı için bu iki İlçenin adını kullanıyorum. Başka İlçelerde yapmış olabilir) onların Zafer Bayramımızı bizden daha coşkulu kutladıklarını görüyor ve anlıyoruz. Her iki İlçede düzenlenen fener alayı yürüyüşü v e bu yürüyüş sonrası gerçekleşen çeşitli etkinlikler bayramın adına yakışır nitelikteydi. İki İlçemizde görev yapan meslektaşlarımız kutlamaların coşkusunu ballandıra ballandıra anlatıyor olmaları beni imrendirdiğini söyleyebilirim. İki komşu İlçemiz Zafer Bayramımızı coşkulu bir şekilde kutlarken biz Akyazı olarak neden kutlayamadık ve bayramı geçiştirmek için gayret gösterdik anlamış değilim
Kutladığımız Bayram Türkiye Cumhuriyetinin var oluş hikayesinin yazıldığı bir bayram olmasına rağmen sanki üzerimize ölü toprağı serpilmiş gibi bir davranış sergiliyor olmamızı ben şahsen kabullenemiyorum. Bir kabullenemediğim iki husus daha var. Birincisi özellikle çarşı esnafımızın bayrak asmada duyarsız kalması, ikincisi ise Anıt önünde gerçekleşen çelenk koyma törenine katılması gerekenlerin katılmayış olmaları ve ilgisiz kalmalarıydı.
Zafer Bayramımıza duyarsız kalan sadece Akyazı ve Akyazılılar değildi. Bir duyarsızlıkta Diyanet İşleri Başkanlığından geldi. Cuma gününe rastlayan Bayram’da kürsüye çıkan din görevlilerimizin Cuma hutbesinde Bayramımızdan bahsederken Zaferin gerçek mimarlarından bahsetmemeleri tarihi ve var oluş zaferlerimizden biri olduğunu iyi bilenleri derinden üzdü. Bu eksikliği ile Diyanet İşleri Başkanlığı birçok insanın gönüllerinde yara açtı, onların sevgi ve saygısını kaybetti.
Kim nasıl düşünürse düşünsün, kim bu güzel ve anlamlı bayramı nasıl kutlarsa kutlasın ya da hiç kutlamasın gerçekleri örtemez. İnşallah gelecek yıllarda bu yıl gördüğümüz eksikleri görmeyiz ve Zafer Bayramımızla birlikte diğer resmi bayramlarımızı adam gibi kutlarız. Çünkü bizim hiç kimseden bir eksiğimiz yok bilakis fazlalığımız var. Bunu asla unutmamalıyız.