Pazar günü AK Partinin ilçe kongresi yapıldı. Kongrenin yapıldığı salon dar gelince hem delegeler hem de misafirler büyük sıkıntı yaşadı. Birçok delege ve misafir kongreyi ayakta izlemek zorunda kalırken, ayakta izlemek istemeyenlerde salonda çabuk ayrıldı.Yapılan kongreye ilginin fazla olacağı AKP İlçe teşkilatı tarafından bilinmeli, salon ona göre seçilmeliydi. Bu konuda bana göre İlçe teşkilatı sınıfta kaldı.
Ben şahsen kongrenin canlı ve heyecanlı geçeceğini sanıyordum. Başından sonuna kadar takip ettiği kongrede maalesef heyecan da yoktu canlılıkta yoktu. Alkışlarda bile coşku yoktu. Hatta Genel Başkan ve Başbakan’ın gönderdiği başarı mesajına bile benim beklediğim ölçüde alkış bile gelmedi.
Eğer Pazar günkü kongrede Mustafa Yıldırım’ın öncülük yaptığı liste seçime girebilmiş olsaydı bu AKP’de belki de ilk olacaktı. Ne var ki, her yerde tek liste diyen Genel Merkez, Mustafa Yıldırım’ı davasından ve isteğinden vazgeçiremeyince hiç istenmeyen yollara başvuruldu ve sonunda ikinci liste seçime sokulmayarak Genel Merkezinde isteği yerine getirilmiş oldu.
Halbuki ayak oyunları yerine iki liste de seçime girmiş olsaydı. Kongre daha heyecanlı ve canlı olsaydı daha iyi olmazmıydı diye AKP’nin kurmaylarına sormak isterim. Kesinlikle iyi olurdu. Daha da önemlisi partilerinin başında bulunan Adalet de bu şekilde yerine gelmiş olurdu.
Maalesef bu olmadı ve Yıldırım’ın listesinde yer alan bazı adayların divana müracaat ederek isimlerini sildirmesi ile tüzük hükümleri uygulamaya sokuldu ve yönetim ve il delegeliklerinde yeterli isim bulunmadığı gerekçe gösterilerek Yıldırım ve ekibi seçime sokulmadı.
Şayet Yıldırım ve ekibi seçime sokulmuş olsaydı ne olurdu dersiniz. Hemen söyleyeyim. Seçimi yine Nail Kahveci ve ekibi kazanırdı. Bunu nereden çıkardın diye soranlarınız olursa fazla bekletmeden cevabını vereyim.
Delege sayısı 403. Bunlardan 63’ü kongreye hiç gelmemiş. Kongreye gelip imzalarını atan delegenin sayısı 340. Bu delegelerden 218’i oy kullanmış diğerleri adaletsizliği protesto ederek salondan ayrılmış ve oyunu kullanmamış. Oy kullananlardan da ikisi zarfı sandığa boş atmış. Onlarda protestolarını bu şekilde belirtmişler.
Şimdi bir hesap yapalım. Kongreye katılan delege sayısı 340. Oy kullananların sayısı 218. Kullanmayanların sayısı 122. Kullananlardan ikisi de sandığa boş oy atmış. Geriye kaldı 218 oy.
Peki salonu terk edenler ya da bir başka söylemle oylarını kullanmadan gidenlerin sayısı kaç 122. Kazanan listenin aldığı oy miktarı kaç 216. Görüldüğü gibi seçimi Nail Kahveci ve ekibi rahatlıkla kazanacaktı.
Nail Kahveci ve ekibi zaten suyun b aşında değillermiydi? Delegeleri onlar tespit etmedi mi? O zaman nerden korkuldu da Yıldırım ve ekibi seçime sokulmadı. Ya da girememesi için bazı ayak oyunları oynandı.
Olaya bir de başka bir gözle bakalım. Mustafa Yıldırım listesini yaparken o istifa edenlerle bire bir görüşüp onların rızalarını almadı mı. (Bir iddiada böyle) Eğer almadı da onların bilgisi olmadan onları listeye yazdıysa yapılan istifalar için söylenecek bir söz yok. Yok bire bir görüşüp onların rızaları alındıda onlardan bazıları salonda baskı altına alınıp istifa mı ettirildi (Yıldırım ve ekibinin iddiası da böyle)
Divan başkanının Yıldırım ve ekibi için tüzük hükümleri yerine gelmedi o nedenle ikinci liste seçimle giremez açıklamasını yaptıktan sonra Nail Kahveciye söz vermiş olsaydı. Kahveci o kürsüden bırakın seçime iki liste girelim. Kim kazanırsa onun etrafından yumak olalım diyecekti. Bundan adım kadar eminim.
Olaya nasıl bakarsanız bakın sonuç ta Yıldırım ve ekibi seçime girememiş ve Kahveci ve ekibi hiç de zorlanmayacağı ve rahatlıkla kazanabileceği bir seçimi üzerinde az da olsa bir leke ile kazanmış oldu. Sonuçlar alındıktan sonra da görüştüğüm Kahveci ekibinden bazı dostlarda benimle aynı fikirde. Onlarda keşke bu seçim iki listeyle olsaydı diyorlar.
Mustafa Yıldırım ve ekibi bu kongrede bilgi eksikliğinden seçime giremediler. Eğer onlar istifalar nedeniyle seçime giremeyeceklerini bilmiş olsalardı, ya da kestirmiş olsalardı öyle zannediyorum ki onlarda Kahveci listesinden birkaç isme istifa ettirebilirlerdi. Ama acemiliklerinin kurbanı oldular.
Sonuç olarak; Bu seçim gösterdi ki AKP’de Genel Merkeze rağmen bir şey olmuyor. Yapmak isteyenlere de çeşitli yollarla engel konuyor ve partinin başında olan Adalet maalesef yerine getirilmiyor. Hayırlısı diyorum Kahveci ve ekibini kutluyorum ama tek şartla Akyazı’ya hizmet etmek şartıyla.