Kurumsal nitelik taşıyan yerlerde yönetici olarak bulunanlar işler rayında gitmeyince, ya da istedikleri sonucu alamayınca işin kolay tarafına kaçarak suçu basına yüklemeyi marifet sayarlar. Anlaşılan o ki, bu durum dün de böyleydi bugünde yarında böyle olacak.
Yanılmıyorsam Bakanlık emri gereği olsa gerek Kaymakam halk günleri başlattı. (Takip ettirilmediğimiz için devam edip etmediğini bilmiyorum) Daha ilk toplantıda sır kalması gereken sorunlar olabilir, vatandaş basının önünde derdini söyleyemez o nedenle halk günlerinin yapıldığı salona basın alınmasın talimatı verince biz de halk günü toplantılarını izleyemedik. Sonra ne oldu anlatayım. O toplantılara katılıp dertlerini ve sorunlarını Kaymakama aktaran vatandaşlar, aktardıkları sorunlarına çözüm bulunmayınca soluğu bizim yanımızda aldılar ve bizden yardım istediler. Peki, biz ne yaptık. Biz o toplantılara sokulmamış olmamıza rağmen yine vatandaşın yanında yer alıp sorunlarını kamuoyu ile paylaştık. Her ne hikmetse Kaymakamımız da bizi yani basını sevmiyor. Hiç yerinde oturmuyor sürekli halkla iç içe, birçok etkinliğin içinde yer alıyor ama basının bunlardan haberi bile olmuyor. Kaymakam Kalaylı yaptıklarını sadece twitter hesabından bir iki resim ve tek satırla takipçileri ile paylaşıyor.
Şimdi aynı durum Belediye Başkanının yaptığı halk günü toplantısında da görüldü. Basın yapılacak olan sorun dinleme toplantısına davet edilmesine rağmen düzenlenen ilk toplantıya katılımın yeterli seviyede olmaması nedeniyle birden suç bize yüklendi ve basın dışarı çıkartıldı. Sebebi sorulduğunda yapılan açıklama bir önceki açıklamadan farksızdı. Denildi ki, vatandaş basının önünde derdini anlatamıyor.
Şimdi o yöneticilere buradan madem basın olunca vatandaş derdini anlatamıyor o zaman basına toplantı yapılacak diye neden bilgi veriyor ve davet ediyorsunuz diye sormak istiyorum. Gerçekten verecekleri cevabı büyük bir merakla bekliyorum.
Her iki yetkilinin basını dışarı çıkarmasının altında yatan asıl sebep vatandaşın derdini bizim yanımızda anlatamaması değil. Asıl sebep o sorunların çözüme kavuşturulup kavuşturulmadığını bizim takip edecek olmamızdır. Asıl korku buradadır. Çünkü yapılan o toplantıları göstermelik yapılmış toplantılar olarak değerlendiriyorum.
Hasan Akcan’ın göreve gelmesinin üzerinden 4 yıla yakın bir zaman geçti. (Mart 2018 de 4 yıl dolmuş olacak) Gecen bu zaman içinde vatandaşla bir araya gelmeyen Belediye başkanının birden halk günü yapıyor olmasını ben şahsen manidar buldum. Ama yine de bu toplantıların yararlı olduğunu düşündüğüm için de sonuçları da inşallah hayırlı olur delmeyi de uygun buluyorum.
Ben bu uygulamayı şiddetle kınıyorum. Her iki yöneticimize şöyle bir hatırlatma yapmak istiyorum. Bugün dışarı çıkarttığınız o basın yarın size de lazım olabilir.
FESTİVAL KONUSU
Geçtiğimiz Salı günü Kaymakamlık tarafından düzenlenen toplantıya yapılan davet üzerine katıldım. Toplantı HEM ve Kız Meslek Lisesi eski Müdürü Emekli Eğitimci Saliha Şimşir’in birkaç arkadaşı ile birlikte Kaymakam Ömer Kalaylıya gidip biz Akyazı’ya bir festival kazandırmak istiyoruz. Bu konuda bize destek verirmisiniz talebi üzerine yapılmıştı.
Akyazı’ya gelmeden önce çalıştığı İlçelerde bu tür etkinlikler düzenleyen ve başarılı da olan Kaymakam Ömer Kalaylıda bu talebi bu tür etkinlikler bir buluşma, bir araya gelme ve en önemlisi de İlçenin tanıtımı için önemlidir düşüncesinden hareket ederek uygun bulmasıyla düzenlenen o toplantıda Festival konusu katılımcılar tarafından enine boyuna tartışıldı.
Yapılan konuşmalarda yapılması istenen festivalin İlçeye katkı sağlayacağı fikri ağırlık kazandı ama festival ismi üzerinde bir anlaşma sağlanamadı. Projeyi sunan Salih Şimşir’in festivalin ismi kabak festivali olsun teklifi toplantıya katılanların çoğunluğunu sağlayacak oyu alamadı ve isim belirlenmesi Ocak 2018 ayında yapılacak olan ikinci toplantıya kaldı.
Festival düzenleme fikrini sonuna kadar destekliyorum. Ancak isim konusunda titiz davranılması ve Akyazı’nın tamamını kucaklayacak bir isim olmasına dikkat edilmesi gerektiğini hatırlatmak isterim. Ayrıca, yapılan ilk toplantıya katılanlara baktığımda çoğunluğunu kamu personelinin olduğunu gördüm. Hayli geniş kapsamlı olan bu projenin sadece Kamu personeli ve birkaç kuruluşun destekleri ile hayata geçirilemeyeceğini belirtmekte yarar görürüm. O nedenle ikinci toplantının daha geniş tutularak Akyazı’yı ayakta tutan tüm katmanların davet edilmesi gerektiğini hatırlatmak isterim.