Son zamanlarda yönetenlerle biz gazeteciler arasında bir soğuk rüzgar esiyor. Yönetenler yönettikleri kurumlarla ilgili olarak düzenledikleri toplantılara basın mensuplarını davet etmiyorlar. Bu durum kuşkusuz mesleği gazetecilik olan bizlerin canını sıkıyor. Özellikle de benim canımı fazlasıyla sıkıyor.
İletişimin kolaylaştığı bugünlerde bahsetmeye çalıştığım kurumların başındakiler yaptıkları ya da yapacakları çalışmalarla ilgili bilgileri istedikleri gibi hazırlayıp kendi bünyelerinde oluşturdukları basın merkezi kanalı ile bizlere servis yaptırıyorlar.
Bu durum hiç koşmadan, yorulmadan ve araştırma zahmetine katlanmadan rahatlık içinde haber önüne geldiği için bazı meslektaşlarımın işine gelebilir. Ben bu durumdan son derece rahatsızım. Bunun altını çizmek isterim. Çünkü ben bir haberin peşinden koşmalıyım, en kısa zamanda ve de en doğru biçimde o haberi okurlarla buluşturmalıyım. Bu benim düşüncemdir. Katılan meslektaşım olur katılmayan da olabilir. Her gazeteci bu konuda hürdür.
Geçmişte İlçemize bir Devlet büyüğümüz gelecekse biz gazeteciler bu ziyareti günler öncesinden İlçemizin en yetkili mahalli idarecisinden yani Kaymakamından öğrenirdik. Buna Belediye Başkanlarını da dahil edebilirim.
Bugün ise bırakın Ankara’dan gelecek olan Devlet büyüğümüzün ziyaretini Valimizin ziyaretini bile öğrenemiyoruz. İş işten geçtikten sonra ya Valilik basından ya da Belediye basından bize atılan haberden bu ziyareti öğreniyoruz.
Bu durumu şöyle örneklendirmek isterim; Geçtiğimiz hafta içinde Kaymakamımızın başkanlığında İlçe Hıfzıssıhha toplantısı yapıldı. Bir gün sonra da bu defa Sayın Valimizin katıldığı ikinci toplantı yapıldı. Toplantılarla ilgili bilgileri yine Belediye basın bize servis yaptı. Her iki toplantının yapılacağını ben bilmiyordum. Arkadaşlarıma sordum onlarda bilmediklerini ve söylediler.
İlçemizde yapılan her iki toplantı gerek içeriği bakımından gerekse konuşulan ve alınan kararlar bakımından gerçekten çok önemliydi. Çünkü o toplantılarda konuşulan konu bugünlerde İlimizi ve İlçemizi gerek hasta sayısı ve gerekse bulaş açısından kıpkırmızı yapan koronavirüsle ve bu salgınla ilgili olarak alınması gereken tedbirlerle ilgiliydi.
Her iki toplantı ile ilgili olarak bize bilgi verilmediğine göre yapılan o toplantılarda konuşulanlar acaba devlet sırrımıydı o nedenle mi bize çağırmadılar diye düşündüm ama bize servis edilen habere okuduğumda İlçede yaşayanların tamamını yakından ilgilendirdiğini görünce de konuşulanların bir sır olmadığını anlamış oldum.
Yapılan toplantılara bizi davet etmiyorlar ama konuşulanların yayılması ve herkesin bilmesinin sağlanması için bizden destek istiyorlar. Burada bir çelişki var. Bu çelişkinin ortadan kalkması yapılacak olan bu tür önemli toplantılardan bizlerin haberdar edilmesi ile giderilebilir. Zira bu gidişat iyi bir gidişat değil. Hatırlatayım istedim.