İsmail Ertekin’in göreve gelmesiyle başlayan yükselişimiz ve yenilmezlik unvanımızı maalesef Pazar günü Niğde’de kaybettik. Ligin ikinci yarısında gördüğümüz düşüş Niğde’de devam edince yenilgide kaçınılmaz oldu. Bu yenilgi ile 19 maçlık yenilmezliğimiz sona erdi ve böylece büyümüzde bozulmuş oldu.
Manisaspor’u güçlükle yenen takımımız için Niğde ve ardından oynayacağımız Amed maçı çok önemliydi. Bu iki maçı tahribatsız atlatmamız halinde önümüzün açık olduğu gerçeğini herkes biliyordu. Ne var ki, daha ilk deplasmanda yenildik ve çok değerli üç puanı kaybettik. Bu hafta sonu oynayacağımız Amed maçı çok daha fazla önem kazandı. Zorda olsa bizim bu maçı kazanmaktan başka çaremiz kalmadı.
Bunun şunun için söylüyorum. Grubumuzun ilk 5’in de yer alan takımlar öyle bir sıralanış gerçekleştiriyorlar ki, bir beraberlikte bile lider bir anda değişiveriyor ve lider olan takım bir anda birkaç basamak aşağılara inebiliyor. Nitekim lider olarak gittiğimiz Niğde’de bjz yenilince rakiplerini yenen Keçiören liderlik koltuğuna, Samsun’da ikincilik koltuğuna oturuverdi.
Sakaryaspor’umuzun hemen toparlanması lazım. Lazım ama kadromuza baktığımızda bu işin o kadar kolay olmayacağını da görebiliyoruz. Çünkü o kadar kısıtlı bir kadromuz var ki, bu kadro yetersizliği o zorluğu da beraberinde getiriyor.
Niğde karşısında sakat olan Berk İsmail, cezalı olan kaptan Ferhat oynayamadılar. Kaptan bu haftaki Amed maçında takımdaki yerini alacak ama Berk İsmail’in durumu henüz netlik kazanmış değil. Bu eksikler yetmiyormuş gibi bunlara Niğde maçında kırmızı kart gören Oğuz Kocabal da eklendi. Hakem tarafından tribüne gönderilen ve bu hafta oynayacağımız Amet maçında takımın başında yer alamayacak olan teknik direktörümüz İsmail Ertekin’i de dahil ettiğimizde işimizin ne kadar zora girdiğini görememek için kör olmak lazım.
63 dakika 10 kişi oynamak zorunda kalan takımımızın uzatma dakikalarında golü yemesi gerçekten üzüntümüzü daha da katladı. En azından oradan bir puanla dönebilmiş olsaydık çok iyi olur, hem büyümüz hem de yenilmezlik unvanımızda bozulmamış olurdu. Ama olmadı ve talihsiz bir şekilde yediğimiz o gol bizi liderlik koltuğundan indirdi ve bize pahalıya mal oldu.
Maçın hakemi yine yapacağını yapmış. O hakem tartışılabilecek bir kırmızı kartla takımımızı 10 kişi bırakmış ve takımımız 63 dakika 10 kişiyle mücadele etmek zorunda kalmış. Bu yetmiyormuş gibi ardından da teknik direktörümüzün tribüne göndermiş. Bir hakem bir takıma ancak böyle zarar verebilirdi o da fazlasıyla vermiş.
Niğde’de taraftarlarımız rakip takımın seyir isi tarafından taşlanmış. Aralarında yaralananlar olmuş. Niğde taraftarlarını şiddetle kınıyorum. Güvenlik güçlerinin böylesine önemli ve tansiyonu yüksek bir maç için daha etkin tedbir almadıkları için onlara da teessürlerimi yaralanan taraftarlarımıza geçmiş olsun dileklerimi gönderiyorum.
Bu hafta sonu çok önemli bir deplasman maçına daha çıkacağız. Bu maçı kazanmaktan başka çaremiz yok. Şartlar ne olursa olsun bu maçı kazanıp üç puanla Sakarya’ya geri dönmeliyiz. Amet bizi yenmek için her türlü olumsuzluğun içine girmiş görünüyor. Hiçbir televizyona yayın hakkı vermemesi bunun en açık delili. Onlar dünya ile bağlantıyı koparıp bizi yenmek istiyor. Buna izin verilmeyeceğini ve Sakaryaspor kafilesinin iyi korunacağına olan inancımı muhafaza etmek istiyorum. İnşallah kazasız belasız gider ve rakibimizi yenip geliriz. Bugünlük söyleyeceğimiz son sözümde budur.