12.adamın büyük etkisi vardır. Eğer 12.adam takımı için elinden geleni fazlasını yaparsa, destek verdiği her ne ise mutlaka ona elde ettiği başarıları ile cevap verir.
Pazar günü Atatürk stadımızda hayati bir maça çıktık. Rakibimiz ligimizin güçlü takımlarından biri olan Hacattepe’ydi. Taraftarımız da oynayacağımız maçın önemini çok iyi bildiği için o da görevini fazlasıyla yaptı ve maçın başlamasına saatler kala doldurduğu tribünlerden takımına beklenenin üzerinde destek verdi. Verdiği destek o kadar büyüktü ki, maçı izlemeye gelen yabancılar bile şaşırdı kaldı ve işte 12.adamlık budur dedirtti.
Ben Pazar günü Atatürk stadını dolduran ve maçtan saatler öncesinden başlattıkları desteği 90 dakika durmaksızın sürdüren o muhteşem taraftarımızı yürekten kutluyorum ve kendilerine en derin sevgilerimi gönderiyorum.
Gelelim maçımıza; Hacettepe maçı sadece bizim açımızdan değil bizim gibi düşme hattında olan Çıksalın için de önemliydi. Hafta içinde Çıksalın başkanının verdiği olumsuz beyanatlar hepimizi germişti. İşte o gerginlik sahaya çıktıklarında oyuncularımızda da görüldü.
Ne var ki, bahse konu ettiğim o gerginliği üzerinden kısa sürede atmayı başaran futbolcularımız oyuna konsantre oldu ve kendisi için lazım olan ve hayati önem arz eden bir puanı alarak bulunduğu ligde kalmayı başardı.
Maçın henüz 20.saniyesinde öne geçebilirdik. Kaptanımızın yaklaşık 35 metreden attığı o bazuka gol olsa inanın sezonun golü olabilirdi. Ancak, rakip takım kalecisi Taha’da o müthiş bazukayı müthiş bir refleksle kornere atmayı başardı.
İlk yarıda size anlattığım pozisyonla birlikte bizim takım rakip kelede iki kez tehlike yaratırken, rakibimiz Hacettepe’de sadece bir kez tehlikeli oldu. Yarattığımız ikinci pozisyonda Aykut’un getirip alda at dediği ortasında topla buluşan Hacı Ömer’in o topu ağlarla buluşturamaması ve kaleciye nişanlaması bana göre beceriksizlikti.
62.dakikadaki pozisyonda rakip oyuncu Emre’nin bulduğu pozisyonda topu kalemize çok yakın mesafeden dışarı göndermesi bizim için şanstı.
İkinci yarıdaki görüntü de ilk yarıdaki görüntü gibiydi. Her iki takım oyuncuları birbirlerini kontrol ederek oynamayı tercih ettiler. Bu nedenle top kalelerin önüne fazla gelemedi ve sürekli olarak orta alanda dolaşıp durdu.
Maçın 50.dakikasında kaptanımızın ceza alanında düşürülmesi bana göre penaltıydı. Hakem o pozisyonda kaptanımıza beni aldatmak istedin diyerek sarı kart gösterdi ve böylece penaltımızı vermemiş oldu.
Önemli olan bir puan almak ve ligde kalmak bizim için çok önemliydi. Sonuçta maç berabere tamamlandı ve bizim için hayati önem taşıyan bir puanı almak suretiyle ligde kalmış olduk. Kısıtlı ve de tecrübesiz bir kadroyla ligde kalmayı bir başarı olarak değerlendiriyorum. Bu nedenle oyuncularımızı kutlamayı görev sayıyorum. Zira, maçan sonra ki o sevinçleri gerçekten görülmeye değer güzellikteydi.
Pazar günkü maçta açılan pankartlar arasında bir tanesi dikkatimi çekti. O pankartta acıları miras bırakanları unutmayacak torunları yazılıydı. Çok anlamlı bir pankarttı. Gerçekten Efsanemizi bu hallere düşürenleri tarih ve gelecek nesil asla af etmeyecektir. Benim inancımda bu yöndedir.
Yazımı bir temennim ile noktalamak isterim. Temennim şudur ; Önümüzdeki sezon ligi tehlikeli bölge içinde değil, tepesinde tamamlarız. Böylece efsanemizde hem kendine gelmiş olur hem de hak ettiği ve bulunması gereken ligine koşar adımlarla ulaşır.