Uzun yıllardan beri Akyazı Belediyesi AK Partililerin elinde. Belediye son 5 yıl içinde hayli çalkantılı bir dönemden geçti. Yönetici konumunda olanlar bu 5 yıllık süre içinde yaptıkları hizmetlerden daha ziyade yapamadıkları ve Belediyeyi soktuğu borç batağı ile anılır hale geldiler.
31 Mart yerel seçimlerinde Belediye başkanı ile bazı meclis üyeleri değişti ama yarıya yakın meclis üyesi yeni yönetimin içinde yer almayı başardı. Böylece yeni yönetim Akyazılıların istediği gibi bir değişim rüzgarı estiremedi.
Yapılan seçimde iş başına gelen Başkan Bilal Soykan göreve başladıktan kısa bir süre sonra yaptığı açıklamada Belediyenin durumunu netleştirdikten sonra edindiği bilgileri kamuoyuyla paylaşacağını söyledi ama aradan 7 ay geçmesine rağmen bir türlü o beklenen açıklamasını yapmadı.
Son Belediye Meclisi toplantısında görüşülen konulardan biri de Belediyeyi teftiş eden müfettiş tarafından hazırlanan rapor ve raporda yazılı olduğu söylenen ve Karayollarının Mahkeme kararı ile Belediyeden alacağı 700 bin lira ile ilgiliydi.
Bu konu Akyazı’da da çok konuşuldu. Birçok kişi bu konuya müdahil oldu ve yine birçok kişi konuyla ilgili konuştu. Hatta bir önceki başkanın sosyal medya üzerinden yaptığı açıklama çok sert ve sert olmasının yanı sıra o açıklamanın içinde hakaret sayılacak sözlerde vardı.
Herkes gibi biz basın mensupları da bu açıklamaya verilecek olan yanıtı duyabilmek için kulaklarımızı ardına kadar açtık ama bir türlü o beklenen açıklama sahibinden gelmedi. Derken konuya bu defa İl Başkanı müdahil oldu ve yaptığı açıklamayla konuşması gerekenleri susturdu. O gün bugün herkes suspus sessiz bir bekleyiş içindeler.
Tepeden gelen bu talimat sonrasında kimsenin söyleyecek bir sözü kalmamış oluyor. Ama Akyazılılar bu konuda bilgilenmek istiyor. O zaman talimatı veren ya da verdirenler konuyla ilgili bir açıklama yapmak zorunda olduklarını bilmelidirler. Şu unutulmamalıdır ki, gizlilik belli bir zamana kadardır. Daha sonra o gizlilik ortadan kalkar ve olaylar bütün çıplaklığı ile ortaya konulur ve herkes neyin ne olduğunu öğrenir. O zamanda iş işten geçmiş, o olay değerini ve tazeliğini yitirmiş olur. Onun için diyorum ki, siz siz olun size oyları ile destek ve güç veren Akyazılıların doğruları-yanlışları, yapılanları- yapılmayanları ve nedenlerini bilmenin hakları olduğu gerçeğini asla unutmayın. Konuyla ilgili bir ilavem de şudur; Bırakın da suçlananlar, hakarete uğrayanlar ve aldıkları kurumun durumunu kamuoyuyla paylaşsınlar ve konuşabilsinler.
Hazır sözü AK Partiden açmışken devam edeyim. Geride bıraktığımız haftanın ortasında İlçe teşkilatı genişletilmiş divan toplantısı yaptı. Toplantının başlama saati biz basın mensuplarına 14.00 olarak bildirildi.
Bize bildirilen saatte toplantının yapılacağı İlçe binasına gittim ama toplantı bir türlü belirtilen saatte başlamadı. Ben de 15-20 dakika bekledikten sonra toplantının başlamadığını görünce oradan ayrıldım. İlçe Başkanı Mesut Ekrem kardeşime buradan sesleniyorum. Belirlediğiniz başlama saatlerine lütfen uyunuz. Partilileriniz belki saatlerce bekleyebilir ama biz basın mensupları ve özellikle de ben şahsen bekleyemem. Herkesi kendine göre bir planı ve işi var. Onun için yapacağınız toplantılara basın mensuplarını ya davet etmeyin ya da davet ediyorsanız o zaman başlama saatini geciktirmeyin. Hatırlatmakta yarar gördüm.
Son sözüm sevgili meslektaşım ve kardeşim Hüseyin Cumalı’yla ilgilidir. Yaptığı bir haber nedeniyle hiç de şık olmayan ve asla tasvip edilemeyecek bir şekilde ifadeye götürülmesini kabullenmek kesinlikle mümkün değildir. Biz Gazetecilerin hukuka ve yargıya olan saygısı asla tartışılamaz. İstenildiğinde her gazeteci kardeşim kendiliğinden o istenilen yere gider ifadesini verir. Polis nezaretinde ifadeye götürülmesi Sakarya’da ilk kez karşılaştığımız bir durumdur. Bu durumu kabullenmek ve tasvip etmek keskinlikle mümkün değildir. Tekrarı olmamasını temenni ediyorum ve Cumali kardeşime geçmiş olsun dileklerimi gönderiyorum.