Bugün dünya genelinde en fazla genç nüfusa sahip ülkelerden biri olmamız, milletimiz adına mutluluk vesilesidir. Bir milletin geleceğine yön verecek, şekillendirecek olanlar o milletin gençleridir. İnsan ömrünün en değerli hazinesi, hayat mevsimlerinin bahar faslı, dinamizmin ve enerjinin sembolü gençliğimiz, geleceğimizin teminatıdır.
Aziz Kardeşlerim!
Milletlerin geleceklerini tahmin edebilmek keramet değildir. Bunun için o milletin gençlerinin hayat tarzlarına ve enerjilerini nerelerde tükettiklerine bakmak kâfidir. Çünkü gençliğin hayat tarzı, o milletin geleceğini gösteren çok net bir ayna gibidir. Bu sebeple Kur’an’ın tabiriyle ‘Rahman’ın kullarının “Ey Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl ve bizi de sana karşı gelmekten sakınanlara önder eyle” şeklindeki duayı ve “Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insan ve taşlar olan ateşten koruyun…” ayetinin yüklediği sorumluluğu, anne-babalar ve bütün yetişkinler olarak tüm benliğimizle hissetmek, buna uygun bir gençliğin yetişmesi için çaba harcamak, aziz milletimizin bekası için büyük bir önem arz etmektedir.
Nitekim bu durumun en bariz örnekleri, Çanakkale ve milli müdafaa savaşlarında görülmüştür. Maddi gücümüz düşmanların maddi gücünden çok azdı. Buna rağmen gençlerimizin gönüllerindeki iman gücü karşısında, düşmanın maddi gücü onların zafere ulaşmalarına yetmedi.
Aziz Kardeşlerim!
Peygamber Efendimiz (sas) gençliğin kıymetini ve enerjisini çok iyi takdir etmiş, peygamberlik vazifesinin ilk günlerinden itibaren gençlerle yakından ilgilenmiştir.
Mesela; on yaşında İslam’ı kabul eden, her alanda zirve bir şahsiyet olan Hz. Ali (r.a); On dokuz yaşında İslam ordusuna komutanlık yapan Hz. Üsame bin Zeyd; Mekke’nin en zengin ve en yakışıklı gençlerinden on sekiz yaşında Müslüman olan, bu sebeple ailesi tarafından hapsedilen, Peygamberimiz tarafından yirmi beş yaşında Medine’ye İslam’ı öğretmek için gönderilen Hz. Mus’ab b. Umeyr. Fetihten sonra yirmi yaşında Mekke’ye ilk İslam valisi olarak atanan Hz. Attâb bin Esîd; Peygamber Efendimiz’in vahiy kâtibi, Kur’an-ı Kerim’i cem eden komisyona yirmi iki yaşında başkanlık yapan Hz. Zeyd. b. Sâbit ve daha niceleri sevgili Peygamberimiz (s.a.v)’in özellikle ilgilenerek yetiştirdiği gençlerden sadece bir kaçıdır.
Kıymetli Kardeşlerim!
Peygamber Efendimiz (sas), geleceğimizin teminatı olan gençlere yön ve istikamet veren hadis-i şerifinde şöyle buyurmaktadır:
“Başka bir gölgenin bulunmadığı Kıyamet gününde Allah Teâlâ, yedi sınıf insanı, arşının gölgesinde barındıracaktır: (bu yedi mutlu sınıftan biri de) Rabbine kulluk ederek temiz bir hayat içinde serpilip büyüyen gençtir.”
“Allah Teâlâ, gençliğini kendisine itaat yolunda geçiren…”, “…gayr-i meşrû istekler peşinde olmayan genci çok sever.” Başka bir hadis-i şeriflerinde ise; “…ihtiyarlıktan önce gençliğin kıymetini bilin…” zira “kıyamet gününde, gençliğinizi nerede harcadığınızdan sorulacaksınız?” buyurmaktadır.
Geleceğimizin teminatı olan gençlerimizi, enerjilerini hayır, maneviyat ve fazilet yolunda, vatan ve millet uğruna sarf edecek kıvamda yetiştirebilmemizi Yüce Allah’tan niyaz ediyorum.