TARİH : 13.04.2012
Muhterem Mü’minler!
Dinimiz İslâm’ın gayesi, insanların her iki cihanda huzur ve mutluluklarını tesis etmektir. Rabbimiz, Mü’minlerin birlik, beraberlik, dayanışma duygularıyla huzur içerisinde yaşamalarını sağlamak için onları kardeş ilan etmiştir. Bu hususta Yüce Kitabımızda şöyle buyrulmaktadır: “Mü’minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin! Allah’a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin.”
Azîz Kardeşlerim!
Kardeşlik duygusunun ve hukukunun korunması için Müslümanlara bazı görevler düşmektedir. Örneğin dinimiz, Müslümanlara aralarında selamı yaymalarını, birbirlerini ziyaret etmelerini, hediyeleşmelerini, infak etmelerini, yardımlaşma ve paylaşmaya dikkat etmelerini tavsiye etmiştir. Bununla birlikte Müslümanlara kin, düşmanlık, sû-i zan, iftira, dedikodu, yalan söylemek, yalancı şahitlik, haksız kazanç, insanları alaya almak, onlara lakap takmak, dargınlık ve küskünlük, velhasıl İslâm kardeşliğine zarar verecek, birlik ve beraberliği bozacak her türlü kötü davranış kesinlikle yasaklanmıştır.
Muhterem Kardeşlerim!
Bir Mü’minin, din kardeşine kin ve düşmanlık duyguları beslemesi, onu hor görmesi, onu yalnız ve yardımsız bırakması İslâm kardeşliğine sığmaz. Hz. Peygamber (s.a.s) bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuştur: “Müslüman, Müslüman’ın kardeşidir. Ona, zulmetmez, onu mahrum bırakmaz, onu hakir görmez. (Eliyle göğsünü işaret ederek) Takva şuradadır.
Kişinin Müslüman kardeşini hakir görmesi şer olarak ona yeter! Her Müslüman’ın malı, kanı ve ırzı diğer Müslüman’a haramdır.”
Aziz Kardeşlerim!
Paylaşma, kardeşlik duygusunu kuvvetlendirecek en önemli hususiyetlerden biridir. Sevinçler paylaşıldıkça çoğalır, üzüntüler paylaşıldıkça azalır. Maddi ve manevi paylaşımlarla kardeşler arasında doğabilecek haset ve kıskançlık duyguları yok edilmiş, kardeşlik duygusu perçinlenmiş olur. Rasûlullah (s.a.s), Müslümanlar arasında olması gereken o güçlü kardeşlik bağını şu misalle anlatmıştır: “Birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamette, birbirlerine şefkatte mü’minlerin misali, bir bedenin misali gibidir. Bedenden bir organ rahatsız olsa, diğer organlar da uykusuzluk ve hararette ona iştirak ederler” Bu hadise göre bir Müslüman, kardeşinin yaşadığı sıkıntıdan rahatsız olacak kadar kardeşine sevgiyle bağlı olmalıdır. Kardeş olarak Müslümanlar arasındaki bu sevginin temelinde “Allah için sevme” düşüncesi yatmalıdır.
Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) bir başka hadîs-i şerîflerinde de Müslüman’ın din kardeşine yardım etmesinin, onun sıkıntılarını gidermesinin faziletini şu şekilde ifade buyurmaktadır: “... Din kardeşinin ihtiyacını karşılayanın, Allah da ihtiyacını karşılar. Müslümandan bir sıkıntıyı giderenin, Allah da kıyamet gününde sıkıntılarından birini giderir. Bir Müslümanın ayıbını örtenin, Allah da kıyamet gününde ayıplarını örter. ”
Muhterem Kardeşlerim!
Hz. Peygamber (s.a.s)’in, “Hiçbiriniz kendi nefsiniz için arzu ettiğinizi kardeşiniz için de arzu etmedikçe iman etmiş olmazsınız” buyruğuna uyarak, her zaman din kardeşlerimizin iyiliğini ve hayrını istemeliyiz. Müslümanlar olarak; aramızda sevgi, hoşgörü ve merhameti yaymaya; birlik, beraberlik, yardımlaşma ve dayanışma temeline dayalı İslam kardeşliğimizi hâkim kılmaya azamî gayret göstermeliyiz.