da yedek oluşu yüzünden As Akyazı tamamen yeni transferlerden kurulu bir takımla sahaya çıkmak zorunda kaldı.
İlk kez izlediğim takımı beğendin mi diye bir soru sorsanız ben o soruya sadece daha vakit erken diye cevap verebilirim. Çünkü Pazar günü izlediğim takımla ilgili olumlu ya da olumsuz bir görüşe sahip olamadım.
Pazar günkü maç tam bir orta saha mücadelesi şeklinde geçti. Özellikle ilk yarıyı her iki takımda rakibini tanımakla geçirdi. Bu yarıda sadece ve sadece tehlikeli sayılabilecek bizim de rakibinde birer atağı vardı. Rakip takımın atağında kalecimiz İlhan Can’ın mükemmel kurtarışını izlerken, ilk yarının son dakikası içinde yer alan bizim atağımızda ise üç oyuncumuz bir türlü topu ağlara gönderemez ve attıkları şutta top rakip takım oyunculara çarparak geri dönerken, son olarak topla kalenin iki adım gerisinde topla buluşan ileri uç elemanımız Can Polat’ın o topu nasıl oldu da ağlar yerine auta gönderdiğini benim gibi herhalde Can Polat’ta anlayamamıştır.
İkinci yarı ilk yarıya göre biraz daha hareketliydi. Özellikle ikinci yarının hemen başında oyuna dahil olan Yasin Kopal’ın sol kanattan geliştirdiği ataklar ve yaptığı ortalar seyircimizi heyecanlandırdı ama ileri uç elemanlarımız son vuruşlarda etkisiz kalınca yapılan ortalar rakip kalede tehlike yaratmadan erimiş oldu.
Pazar günkü maça gelenler ilk yarıda tamamen, ikinci yarıda da kısmen uyudular ama maçın son iki dakikasında iki müthiş gol görme şansını da buldular. 89.dakikada Oğuzhan’ın ceza alanı dışından attığı bazukayı nasıl ki onların kalecisi seyrettiyse, bu golden bir dakika sonra Cenk’in aynı mesafeden ve aynı mükemmellikte attığı bazukayı da bizim kalecimiz sadece seyretti. Her iki golde gerçek anlamda harikaydı ve şapka çıkarılacak cinstendi. Bende böylesine mükemmel gollere imzalarını atanları kutluyorum.
Bizim takımda genç kalecimizi beğendim. Yediği golde yapabileceği bir şey yoktu. Yaptığı kurtarışlar takımımıza bir puan getirdi. Geri dörtlümüzün orta bloğunu da beğendim. Hiç top sektirmediler ve birbirlerini sürekli olarak tamamladılar. Orta alanda Kaptanımızı henüz hazır görmedim ama 8 numaralı formayı giyen Tamer’e bayıldım. Bitmek bilmeyen enerjisi ile orta alanı ayakta tuttu.
Oyun zekasını takdir ettiğim Yasin Kopal’ın neden yedek soyundurulduğunu doğrusunu isterseniz anlayamadım. Oyuna girdikten sonra takıma kazandırdığı heyecan ve atak oyun herhalde teknik heyetinde gözünden kaçmamıştır.
Golümüzü atan Oğuzhan’ da hazır değil ama iyi bir kumaş olduğu her halinden belli. Nitekim attığı mükemmel golü onun klasını ve tecrübesini gösteren önemli bir kanıt olarak değerlendiriyorum.
Takımımızı genel olarak değerlendirdiğimde sırıtan fazla oyuncu yoktu. İsimlerini yazmadığım oyuncularımızda görevlerini yaptılar ama kendilerini fazla gösteremediler. İnşallah ileriki haftalarda daha iyi olurlar diye umutlanıyorum.
Rakip takımında bizden üstün bir tarafı yoktu. Onlarda birkaç oyuncunun dışında takımlarını tamamen yenilemişler. Maçı birlikte izlediğim kulüp ikinci başkanı “Geçen yılki takımı muhafaza edebilseydik ve onlara bir iki yeni oyuncu takviye yapabilmiş olsaydık inanın o takım bu lige sallardı” dedi. Demek ki onlarda bizim gibi geçen seneki takımlarını muhafaza edememişler.
Maçın son dakikası içinde kazandığımız golü muhafaza edebilmiş ve 20 saniye daha dayanabilmiş olsaydık rakibimizi yenmiş ve Sakaryalı rakiplerimiz gibi biz de üç puanın sahibi olmuş olacaktık. Ama kısmette galibiyet olmadığı için üç puanın sahibi olamadık.
Bundan sonraki maçlarımızda daha dikkatli ve daha iyi futbol oynayarak iki maçta kaybettiğimiz 4 puanı telafi etmenin yollarını arayıp bulmalıyız diyor ve haftayı üçer puanla kapatan Adapazarıspor ile Kocaalisporu kutlayarak yazımı noktalıyorum.