8 AĞUSTOS 2014
Değerli Müminler
İnsanoğlunu yoktan var eden Allah başıboş bırakmamış, Peygamberler ve ilahî mesajlar vasıtası ile insanlığa hayat biçimini öğretmiştir. Bu eğitim öğretim süreci içerisinde Peygamberlerini topluma en güzel şekilde örnek kılmıştır.
Nitekim Yüce Allah: “Ey Peygamber! Biz seni bir şahit, bir müjdeleyici, bir uyarıcı; Allah’ın izniyle kendi yoluna çağıran bir davetçi ve aydınlatıcı bir kandil olarak gönderdik buyurmaktadır.
Bir başka ayette Cenab-ı Hak bu örnek olma haliyle bizleri de şöyle vasıflandırmaktadır: “Böylece sizler insanlara birer şahit/örnek olasınız ve peygamber de size birer şahit/örnek olsun diye sizi orta ümmet yaptık.”
Muhterem Müslümanlar
Müslüman’ın İslam’a ve insanlığa yapacağı en büyük hizmet önce kendi hayatına, ailesine ve çevresine İslamî ve insanî değerleri en güzel şekilde tatbik etmektir. Böylece günahlara bulaşmaktan, kötü örnek olmaktan kurtulacak ve etrafına aydınlık, huzur ve güven yansıtacaktır. Madden ve manen içi dışı bir bütünlük arz edecek, özü ile sözü bir olacak kâmil bir bütünlük oluşturacaktır. Nitekim Allah c.c. kişinin sözü ile özünün söylemi ile eyleminin birbiriyle tezat oluşturmamasını emretmektedir. “Ey İman edenler! Yapmayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz? Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz, Allah katında büyük gazap gerektiren bir iştir” buyurmaktadır.
Peygamber Efendimiz de özüyle sözü bir olmayanların hazin akıbetini şöyle açıklamaktadır: “Kıyamet gününde bir kimse getirilerek Cehenneme atılır. Bağırsakları karnından dışarıya fırlar ve o haliyle değirmen çeviren merkep gibi döner. Cehennem ehli başına toplanır ve Ey filan kişi bu ne hal? Sen bizlere iyiliği emredip kötülüklerden alıkoymaz mıydın? Derler. O kişi de Evet size iyiliği emreder kendim yapmazdım; kötülükten alıkoyar fakat kendim sakınmazdım, yapardım” diye cevap verir.
Aziz Kardeşlerim
İyi örnek olup kötülüklerden men etme görevinin nasıl uygulanacağını da peygamber efendimiz (s.a.s) bir hadislerinde şöyle açıklamışlardır: “Sizden biriniz bir kötülüğü gördüğü zaman eliyle düzeltsin; buna gücü yetmezse diliyle düzeltsin, buna da gücü yetmezse kalbiyle buğzetsin. Bu son uygulama imanın en zayıfıdır. Bir başka hadiste de sahabisine üstün müslüman vasfını şöyle anlatmaktadır: “Ebu Musa r.a. anlatıyor, “Ya Resulullah! Hangi Müslüman daha üstündür diye sordum” Efendimiz (s.a.s) de “Dilinden ve elinden müslümanların emniyette olduğu kimsedir” buyurdular.
Değerli Müminler
Müslüman yaşantısını iman üzere son nefesine dek sürdürmek için bütün benliği ile azmetmeli, her türlü kötülükten, haksızlıktan, yolsuzluktan ve ahlâksızlıktan uzak durmalı, güzel örnek olmalıdır. Hutbemi peygamber efendimiz (s.a.s.)in bir hadisiyle bitiriyorum: “İslâm’da iyi bir çığır açan kimseye, bunun sevabı vardır. O çığırda yürüyenlerin sevabından da kendisine verilir. Fakat onların sevabından hiçbir şey noksanlaşmaz. Her kim de İslâm’da kötü bir çığır açarsa, o kişiye onun günahı vardır. O kötü çığırda yürüyenlerin günahından da ona pay ayrılır. Fakat onların günahından da hiçbir şey noksanlaşmaz.”