Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim, Allah-u Teala tarafından insanların dünya ve ahiret mutluluğuna ulaşabilmeleri için Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (Sas)’e gönderilen hidayet rehberi ve hayat kılavuzudur.
Kur’an-ı Kerim’in geçmişten günümüze bilinegelen şekliyle tarifi de şöyledir: “Allah (cc) tarafından Cebrail aracılığıyla bütün insanlığa ve tüm zamanlara gönderilen, tevatür yoluyla günümüze kadar ulaşan, tilavetiyle ibadet olunan, Mushaflarda yazılı olan ve insanlığın kurtuluşa ermesini sağlayacak olan mu’ciz kelamdır”.
Muhterem Müslümanlar!
İnsanlar hem inanç ve düşünce hayatlarında hem de beşerî ve ahlâkî münasebetlerinde takip etmeleri gereken yolu Kur’an’dan öğrenirler. Çünkü Kur’an hem ferdî hem de sosyal hayatın gerekli prensiplerini ihtiva eder. Yüce Allah “(Rasûlüm!) Kendilerine okunan (bu) Kitab’ı, sana bizim indirmemiz onlara yetmiyor mu? Hiç şüphesiz bunda inanan bir toplum için elbette (büyük) bir rahmet ve (kulluğunu yerine getirmede) bir öğüt/bir hatırlatma vardır.” buyurarak; Kur’an ve Sünnetin insanlara her hususta kâfi geleceğini bildirmektedir. Bunun içindir ki Rabbimiz: “Onlar Kur’an(ın söyledikleri) üzerinde düşünmezler mi? Yoksa kalpleri(nin) üzerinde kilitler mi var? buyurmaktadır.
Şüphesiz bu prensiplere göre hareket etmek de ancak Kur’an’ın manasını iyice anlamak ve onun üzerinde düşünmekle olur. Kur’an’ı sadece evlerde ve mezarlıklarda okumak, süslü kılıflarla duvarlara asmak insanları sorumluluktan kurtarmaz. Çünkü Kur’an’da “(Kur’an) mübarek bir kitaptır ki onu sana, ayetlerini iyiden iyiye düşünsünler ve aklı olanlar öğüt (ve ibret) alsınlar diye indirdik.” buyrulmaktadır.
Değerli Mü’minler!
Kur’an, insanların düşünüp öğüt almaları gereken bir hayat kitabıdır. Allah (cc) bu gerçeği Kur’an-ı Kerim’de şöyle ifade etmektedir: “ Ey İnsanlar! Rabbinizden size bir öğüt, gönüllerde olan (kötü duygulara, batıl inançlara, dert ve sıkıntı)lara bir şifa, inananlara bir yol gösterici ve bir rahmet (olan Kur’an) gelmiştir.”
Muhterem Mü’minler!
Kur’an-ı Kerim, Allah’ın buyruğudur. Kur’an’ın hükümleri, insanların Allah’a ve birbirlerine karşı görevlerini bildiren ilâhî kanunlardır. Bunun için hepimize düşen görev; her türlü önyargıdan uzak, temiz, duru, dingin bir kalp ile Kur’an-ı Kerim’i idrak edecek şekilde okumak, anlamak ve yaşamaktır.
Hutbemi İmam Gazali’nin bu konudaki sözleriyle bitirmek istiyorum: “Kur’an-ı Kerim’i gereği gibi okumak için dil, akıl ve kalp işbirliği içerisinde olmalıdır; dil okumalı, akıl tercüme etmeli, kalp ise ders almalıdır.” “Kur’an-ı Kerim’i aynen bir amirden memura gönderilen mektup gibi dikkatle ve özenle muhafaza etmeli, bizden neler istediğini düşünerek okumalı, anlamalı ve gereğini yapmalıyız.”