Rahman ismiyle merhamet eden, Rezzak ismiyle rızık veren Rabbimiz, Vedud ismiyle de hem sever hem sevilir. Vedud ismi, hem “En çok seven” hem de “En çok sevilen” anlamındadır. Hubb kelimesinden türeyen Muhabbet ise, sevmek, hoşlanmak, istemek, gönüllü olmak, tercih etmek gibi anlamlara gelir. Âlemin özü olan insan da içinde taşıdığı bu muhabbet tohumunu yeşertip büyüttüğü ölçüde kulluğunu isbat etmiş olur
Muhterem Müslümanlar!
Allah sevgisi her şeyin üzerinde olmalı, hiç kimsenin sevgisi Allah sevgisinden daha ileri olmamalıdır. Çünkü Allahu Teala Kuran-ı Kerimde şöyle buyuruyor: "De ki: 'Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, hısım akrabanız, kazandığınız mallar, kesâda uğramasından korktuğunuz ticaret, hoşlandığınız meskenler size Allah'tan, Rasûlünden ve Allah yolunda cihad etmekten daha sevgili ise, artık Allah emrini getirinceye kadar bekleyin. Allah fâsıklar topluluğunu hidâyete erdirmez."
Allah'ı seven bir kul zamanla O'nun tarafından sevilme nimetini kazanır. Allah'ın sevdiği kullara ise âhirette korku ve üzüntü olmayacağı ayet-i kerimede şöyle müjdeleniyor: "İyi biliniz ki Allah'ın dostlarına korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir."
Bir kul, sevgisiyle Allah'a itaat eder, farz ibâdetlerin yanında nâfile ibâdetlerle de Allah'a mânevî yakınlık kazanmaya çalışırsa Allah'ın sevgisine lâyık olur. Allah bir kulunu sevdimi onun gören gözü, işiten kulağı, tutan eli ve yürüyen ayağı olur. Yani kul, Allah'ın görmesini istediği şeyi görür, işitmesini istediği şeyi işitir, tutmasını istediği şeyi tutar. Daha açık ifadeyle Allah sevdiği kuluna daima râzı olduğu işleri yapmayı nasip eder
Kıymetli Müminler!
Allah’ı sevmenin alameti Hz. Peygamber’e bağlılık ve onun yolunu izlemektir. Ona itaat edenlerin Allah'ın sevgisine ve affına nail olacakları müjdelenmektedir. Nitekim ayet-i kerimede şöyle buyrulmuştur: “De ki: “Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
Peygamber Efendimiz (sas) de şöyle buyuruyor: “Bir kimsede şu üç özellik bulunursa imanın tadını almış olur: 1- Allah ve Peygamberinin kendisine herkesten daha sevgili olması, 2-Sevdiği kimseyi yalnız Allah için sevmesi, 3-Allah onu küfürden kurtardıktan sonra tekrar küfre dönmeyi ateşe atılacakmışçasına kerih görmesi.
Muhterem Müslümanlar!
Allah sevgisi diğer varlıkları sevmeye engel değildir. Ana, baba, eş, evlât, dünya ve dünya nimetleri de sevilir. Ancak bu sevgi, Allah sevgisinden daha üstün olmamalıdır. Sevgi; imanı olgunlaştırır. Allah'ı ve Rasûlullah'ı her şeyden daha çok sevmek, mü'minin imanının kemâlini gösterir.
Allah’a duyduğu muhabbeti, Yunus Emre bakın ne güzel dile getirmiştir:
Ne varlığa sevinirim
Ne yokluğa yerinirim
Aşkın ile avunurum
Bana seni gerek seni
Aziz Cemaat!
Hutbemi şu ayet mealiyle bitirmek istiyorum: “İnsanlar arasında Allah’ı bırakıp da O’na ortak koşanlar vardır. Onları, Allah’ı severcesine severler. Mü’minlerin Allah’a olan sevgisi daha güçlü bir sevgidir.”