Hiç abartmıyorum…
Küçücük bir böcek nedeniyle geleceğimiz tehlikede…
Sakarya'mızın yeşil örtüsü ve bereketli toprakları, kahverengi kokarca olarak bilinen zararlı böceğin istilası altında inliyor.
Bu istilacı tür, sadece ilimizi değil, tüm ülkemizi tarımsal ve ekonomik açıdan ciddi bir tehdit altına almış durumda.
Kahverengi kokarca, özellikle Karadeniz Bölgesi'nde yetişen fındık ağaçlarına büyük zararlar veriyor.
Türkiye’de ilk olarak 7 yıl kadar önce Ordu’da görüldü.
Gerekli önlemler alınmadığı için neredeyse tüm Karadeniz bölgesini istila etti.
Sakarya'da da önemli bir gelir kaynağı olan fındık üretimi, bu zararlının saldırılarıyla karşı karşıya.
Böceğin salgıladığı zehirli sıvı, fındıkların gelişmesini engelliyor ve verimi önemli ölçüde düşürüyor.
Bu durum, hem üreticilerimizin gelir kaybına yol açıyor hem de ülkemizin önemli bir ihraç ürünü olan fındık sektörünü zora sokuyor.
Bu yıl ilk kez fındık randımanı 30’lı rakamlarla ifade edilir oldu. Tüccar bu çürük fındığı almadı.
Bir çok üretici fındığını toplamadı, bahçede çürümeye bıraktı.
Hendek köy muhtarları toplanıp üreticilerin bankalara olan borçlarının ertelenmesi talebinde bulundu.
Kokarca böceği sadece fındığa zarar vermiyor.,
Fındığın yanı sıra, elma, armut, kiraz gibi diğer meyve ağaçları da kahverengi kokarcadan nasibini alıyor.
Dün bir arkadaşım anlattı. Sebzelere de dadanmış. Domates ve biberlere de zarar vermeye başlamış.
Bir başka üreticiden de mısır tarlalarına zarar vermeye başladığını duymuştum.
Anladığım kadarıyla böceğin beslendiği bitkilerde deformasyonlar oluşuyor, meyveler dökülüyor ve ürün kalitesi düşüyor.
Bu durum, hem üreticilerimizin ekonomik kayıplarına neden oluyor hem de doğa büyük zarar görüyor.
Kahverengi kokarca, sadece tarım ürünlerimiz için değil, aynı zamanda halk sağlığı için de bir tehdit oluşturuyor.
Böceğin vücudunda bulunan toksik sıvılar, ciltte tahrişe, gözlerde kalıcı hasarlara ve solunum problemlerine yol açabiliyor.
Özellikle çocukların ve hassas cilt yapısına sahip kişilerin bu böcekle temasından kaçınmaları gerekiyor.
Kahverengi kokarca istilasıyla mücadele etmek için yetkililerin acil önlemler alması gerekiyor.
Ama bu yetmez.
Bir seferberlik ilan edilmeli.
Valisi, Belediye Başkanı, Vekili, Kaymakamı, Rektörü, Ziraat Odası Başkanı, velhasıl herkes bu konuda kendine görev yazmalı…
Bilim insanları böceğin yaşam döngüsü ve yayılım alanları hakkında detaylı araştırmalar yapmalılar.
Doğal düşmanları kullanarak böceğin popülasyonunu kontrol altına alma çalışması yapılmalı.
Köylerde, kırsalda yaşayanların tavuk bakmaları teşvik edilmeli, kuş türlerinin avlanması yasaklanmalı.
Gerekli durumlarda çevreye duyarlı pestisitlerle mücadele edilmesi, bunun için kapsamlı çalışmalar yapılmalı.
Vatandaşların böcek hakkında bilinçlendirilmesi ve alınması gereken önlemler konusunda uyarılması geciktirilmemeli.
Kahverengi kokarca istilası, sadece tarım sektörümüzü değil, aynı zamanda turizm ve çevre gibi diğer sektörleri de olumsuz etkilemektedir.
Bu nedenle, bu sorunun çözümü için tüm paydaşların bir araya gelerek ortak bir mücadele vermesi gerekmektedir.
Aksi takdirde, Sakarya'mızın doğal güzellikleri ve ekonomisi ciddi zararlar görebilir.
Kahverengi kokarca istilası, sadece yetkililerin sorunu değil, hepimizin ortak sorunu.
Bu nedenle, her birimiz bu konuda duyarlı olmalı ve üzerimize düşen görevi yapmalıyız.
Böcek görüldüğünde yetkililere bildirmek, bahçelerimizi düzenli olarak kontrol etmek ve bilinçsiz ilaçlama yapmamak gibi basit önlemler bile bu mücadelede önemli bir adım olacaktır.
Unutmayalım ki, sağlıklı bir çevre, sağlıklı bir yaşam demektir!