Canlı, cansız tüm varlıkları içerisinde barındıran çevre, Allah'ın bizlere emaneti, bizlerin de gelecek nesillere bırakacağı mirasımızdır. Allah (c.c.) ‘Yeryüzü ve gökyüzündeki canlı cansız bütün varlıkları belli bir ölçü ve dengeye göre yaratmış’, ‘İnsanın tabiattan faydalanma esnasında bu ölçü ve dengeyi bozmaması gerektiğini’ ifade etmiştir.
Değerli Müminler!
Yüce Rabbimiz yeryüzünü kusursuz yaratıp, insanoğlunun hizmetine vermiş ve bu emanetin aslına uygun bir şekilde muhafazasını emretmiştir. Zira Kur'an-ı Kerim'de “Sizi yeryüzünde yaratıp, orayı imar etmenizi dileyen Allah'tır”, “İnsanların kendi işledikleri (kötülükler) sebebiyle karada ve denizde bozulma ortaya çıkmıştır. Dönmeleri için Allah, yaptıklarının bazı (kötü) sonuçlarını (dünyada) onlara tattıracaktır” buyrulmuştur. Bu ayetlerde, doğal hayatın bozulmaması için gerekli tedbirlerin alınması emrediliyor. Aksi takdirde, Rabbimiz, hatalarımız neticesinde kötü sonuçlarla karşı karşıya kalacağımız konusunda bizleri uyarıyor. Bir başka ayette de Rabbimiz, insanın başına gelenler konusunda şöyle buyurmaktadır: ‘Başınıza her ne musibet gelirse, kendi yaptıklarınız yüzündendir. O yine de çoğunu affeder.’
Kardeşlerim!
Peygamber Efendimiz (sav), temizlik konusundaki titizliğini bir hadisinde şöyle ifade etmiştir: ‘Temizlik imanın yarısıdır’ Bu ifade, hem bireysel temizliği, hem çevre temizliğini kapsar. Bireysel temizlik, kişinin öz bakımıdır. Çevre temizliği ise, çevre namına ne varsa onların düzenli ve temiz tutulması, tabii kaynakların korunması ve yine Peygamberimizin (sav) ifadesiyle durgun suların kirletilmemesidir. İnsanların dinlenme mekânlarının ve yolların temiz tutulması da bu kapsamdadır. Peygamber (sav)’in şu ikazı, konunun ehemmiyetini gösterir mahiyettedir: Rasûlullah (sav) ashâbına: ‘Lâneti gerektirecek iki şeyden sakınınız’ buyurdu. Sahâbe-i kirâm: ‘Lâneti gerektirecek iki şey nedir?’ diye sordular. Peygamber Efendimiz (sav) de ‘İnsanların gelip geçtikleri yollara ve gölgelendikleri yerlere abdest bozmaktır’ buyurdu.
Kıymetli Müminler!
Allah, insanı şerefli bir varlık olarak yaratmış ve ona birtakım sorumluluklar yüklemiştir. Nitekim Lokman suresinin 20. ayet-i kerimesinde Allah (c.c.) ‘Görmüyor musunuz ki Allah göklerde ve yerde bulunan şeyleri size boyun eğdirdi. Üzerinizdeki nimetleri açık ve gizli olarak tamamlayıp bol bol verdi’ buyuruyor. O halde insan, Allah (cc)'ın verdiği sayısız nimetleri israf etmeden, haddini aşmadan, sorumluluk bilinciyle kullanmalıdır. Nitekim Peygamber Efendimiz (sav) kaynakları sınırlı kullanma hususunda; ‘akarsu dahi olsa abdest alırken israf edilmemesi gerektiğini’, ifade etmiştir. Kaynakların artırılması hususunda da ‘Kıyamet kopmaya yakınken, elinizde bir ağaç fidanı var ve onu dikmeye vakit bulabilirseniz, onu dikin’ buyurmuştur.
Kardeşlerim!
Kur'an-ı Kerim'de Yüce Rabbimiz ağaçlık ve yeşillik manasına gelen cenneti; altlarından ırmaklar akan, içerisinde çeşit çeşit meyveler bulunan, insanların huzur buldukları yer olarak tasvir etmektedir. Demek ki insana, mükâfat olarak, en güzel çevre olan cennet sunulacaktır. Müslümanların ahireti cennetse, dünyaları da cennet gibi tertemiz ve yemyeşil olmalıdır.