Zekât, sözlükte arınma ve temizlenme anlamlarına gelir. Dini bir terim olarak ise belirli bir malın belli bir miktarını, belli bir zaman sonra muhtaç ve fakir Müslümanlara, Allah rızası için vermektir.
Bu vecibe, akıl, baliğ, hür olan, borcundan ve zaruri ihtiyaçlarından başka kazanç sağlayıcı nitelikteki belirli bir miktara ulaşmış mal ve servete sahip zengin Müslümanlar üzerine farzdır. Kuran-ı Kerimin birçok ayetinde ‘‘namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin’’buyrulmaktadır.
Zekâtın fakirlerin hakkı olduğunu Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de şöyle bildirmiştir‘‘Onların mallarında, ihtiyaç sahibinin ve yoksulun hakkı vardır.’’ Zekât Tevbe süresindeki ayete göre fakirlere, düşkünlere, esaretten kurtulacaklara, borçlu düşenlere, Allah yolunda cihada koyulanlara, yolda kalmışlara, zekât toplamakla görevlendirilen memurlara, kalpleri İslam’a ısındırılmak istenen kimselere verilir. Zekât bu kimselere Allah rızası için verilmeli ve şu ayet-i kerimedeki uyarılar dikkate alınmalıdır. ‘‘Ey inananlar, zekât dâhil her türlü sadakanızı başa kakmak ve eziyete dönüştürmek suretiyle boşa çıkarmayınız. Bu, inanmadığı halde malını gösteriş için harcayan kişinin tutumudur.’’
Zekât fakir ve zenginler arasındaki köprüdür. Peygamber Efendimiz (sav) ‘‘Zekât, İslam’ın köprüsüdür’’ buyurmuştur. Başka bir hadiste yine“Zekât, cehennem ile cennet arasında bir köprüdür. Kim zekâtını öderse köprüyü geçerek cennete ulaşır.” Buyrulmuştur.
Kıymetli Müslümanlar!
Zekât gibi sadaka-i fıtır da sosyal adaleti sağlamaya yönelik mali bir ibadettir. Sadaka-i fıtıra baş, beden zekâtı ve fitre de denmektedir. Ramazan ayının sonuna yetişen ve asli ihtiyaçların dışında en az nisap miktarı mala sahip olan, her Müslüman’ın sadaka-i fıtır vermesi vaciptir.
Sadaka-i fıtrın hataları temizlediğini Allah Resulü şöyle bildirmiştir: ‘‘Sadaka-i fıtr, oruçlu için faydasız, çirkin ve fena sözlerden temizliktir.’’
Aziz Kardeşlerim!
Zekât ve fitre sosyal bir yardımlaşma ve dayanışma vesilesi olması nedeniyle toplum fertlerinin birbirlerine şefkat, sevgi ve saygı bağlarıyla bağlanmalarını sağlar. Zekât zengin için Allah’ın verdiği servete bir şükürdür ve mala olan hırsını azaltır, fakir olanlara şefkati öğretir, fakir için ise çalışma isteğini artıran, kendilerine ihsanda bulunan kimselere karşı duacı olmayı öğreten bir ibadettir.
Hutbemi şu ayet-i kerimelerle bitiriyorum:
‘‘Siz Allah için verirseniz, Allah onun yerine(daha iyisini) verir.’’
‘‘Allah faizli kazançları bereketten mahrum eder. Sadakası ve zekâtı verilen paranın ise bereketini arttırır.’’