TARİH 27 Temmuz 2012
Muhterem Müslümanlar!
Kelime olarak oruç, bir şeyden uzak durmak, bir şeye karşı kendini tutmak demektir. Fıkıh terimi olarak ise, oruç imsak vaktinden iftar vaktine kadar bir amaç uğruna ve bilinçli olarak, yeme içme ve cinsel ilişkiden uzak durmak demektir. K. Kerim’de Rabbimiz, ‘Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakınmanız için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı” buyurmuştur.
Muhterem Cemaat
Oruç bedenle yapılan ibadetlerdendir. Bu ibadetin sağlığımıza sayısız faydaları vardır. “Oruç tutun, sıhhat bulun” buyuran Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) orucun bu yönüne işaret buyurmuşlardır. Oruç maddi olduğu kadar manen de Müslümanlar için koruyucudur, adeta manevî bir temizleyicidir. Efendimiz (s.a.s) orucu kalkana benzeterek şöyle buyuruyor: “Oruç bir kalkandır; sakın bir kimse oruçluyken cahillik edip de kötü söz söylemesin. Birisi sataşır veya kötü söz söyleyecek olursa ben oruçluyum, ben oruçluyum desin.” Oruç ibadetinin, asıl karşılığı ahirette alınacak, orucun Müslüman’ın kurtuluşunda önemli bir etkisi olacaktır. Peygamberimiz (s.a.s) bu hususta şöyle buyurmuştur: “Kim Allah için bir gün oruç tutarsa, Allah yetmiş yıllık bir mesafe kadar onu cehennem ateşinden uzaklaştırır.” Niyet ederek ve ecrini Allah’tan bekleyerek Ramazan orucunu tutan kişinin geçmiş günahları bağışlanır.
Aziz Cemaat!
Oruç, riyanın karışmadığı, mükâfatı bizzat Allah (c.c) tarafından verilecek emsalsiz bir ibadettir. Rabbimizin oruç tutan kimseye özel mükâfat vereceğini Peygamber Efendimiz (s.a.s) şu kutsi hadisinde ifade buyurmuştur: “Âdemoğlunun her amelinin karşılığı kat kat verilir. Bir iyiliği on katından yedi yüz katına kadar mükâfatlandırılır. Yalnız oruç hariç… O benim içindir. Çünkü oruçlu, yemesini içmesini ve nefsanî arzularını sırf benim için terk ediyor. Onun mükâfatı bana aittir.”
Kişiyi haram ve kötülüklerden korumayan oruca Allah’ın (c.c) ihtiyacı yoktur. Peygamberimiz (s.a.s) bu hususu hadisi şerifte şöyle dile getirmiştir: “Kim yalan sözü terk etmezse ve yalan ile iş yapmayı bırakmazsa Allah’ın onun yeme ve içmesini terk etmesine ihtiyacı yoktur”
Muhterem Cemaat!
Oruç tutan Müslümanlar için günlük meşguliyetler, ibadet sevabıyla karşılık bulur. Efendimiz bu hususa şöyle işaret ediyor: “Oruçlunun susması tespihtir. Uykusu ibadettir. Duası makbuldür ve yaptığı amellerin karşılığı da kat kat verilecektir.” Hatta oruçlunun ağız kokusu kıyamet günü Allah katında misk kokusundan daha hoştur. Yine orucun hakkını veren mümin cennete Reyyân kapısından girer. Rasulullahın (s.a.s) ifadesiyle, “Cennette bir kapı vardır ki ona Reyyân derler. Kıyamet gününde bu kapıdan oruçlular girecekler, onlarla birlikte başka hiç kimse giremeyecektir.”
Biz oruca sımsıkı tutunursak, oruç da bizi tutacak, reyyan kapısından cennete sokacaktır.