İslâm, barış, anlaşma, itaat etme, ihlâs gibi anlamlara geldiği gibi; barışa kavuşmak, barışa girmek, selam vermek anlamlarını da ihtiva eder. Adlarından biri Selam olan Rabbimiz barış ve esenlik kaynağı; Müslüman da barış ve esenliğe ermiş kimsedir. Cenab-ı Allah Ayet-i kerimede “Ey iman edenler! Hepiniz topluca barış ve güvenliğe (İslam’a) girin. Şeytanın adımlarını izlemeyin. Çünkü o, size apaçık bir düşmandır” buyurmaktadır. Rabbinin emrini yerine getiren Müslüman, iç dünyası ve insanlarla barışık bir hayat yaşar.
Muhterem Cemaat!
Dinimiz fertlerin ve toplumların barış içerisinde yaşaması için bazı yasaklar koymuş, adaletsizliği, fitne fesadı, fertlerin birbirlerine zarar vermelerini yasaklamıştır. Kur’an-ı Kerim bizlere fitnenin adam öldürmeden daha kötü bir şey olduğunu; Cenab-ı Hakk’ın da bozgunculuk yapanları sevmediğini haber vermektedir.
Rabbimiz Müslümanlardan barış taraftarı olmalarını istemekte; Kur’an’da “Eğer barışa yanaşırlarsa sen de onlara yanaş ve Allah’a güven, O her şeyi işiten ve bilendir” buyurmaktadır. Nitekim Efendimiz de Ayet-i Kerimenin gereğini yerine getirerek müşrikler ve ehl-i kitaba karşı hep barış taraftarı olmuş, Hudeybiye Antlaşması bu anlayışla imzalanmıştır. Bu anlaşma imzalandığında hükümleri itibariyle Müslümanlar aleyhine gibi gözükse de, anlaşmadan sonra Müslümanlar ve müşrikler arasındaki barış ortamı pek çok müşrikin İslâm’ı kabul etmesine vesile olmuştur.
Aziz Kardeşlerim!
Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde savaşla ilgili olarak şöyle buyurmuştur: "Ey insanlar! Düşmanla karşılaşmayı temenni etmeyin. Allah'tan afiyet (esenlik ve barış) dileyin. Fakat düşmanla karşılaşınca da sabredin ve bilin ki cennet kılıçların gölgesi altındadır." Kuran’a göre savaş, yapılan zulüm ve haksızlıkları ortadan kaldırmak için meşru kılınmıştır. Savaşta haddi aşmak ise Allah-u Teâla tarafından yasaklanmıştır. Rasûlullah İslâm ordusunu Mûte’ye gönderirken onlara çocukları, kadınları, yaşlıları ve din adamlarını öldürmemelerini emretmiştir.
Kıymetli Cemaat!
İslam, Müslüman kardeşler arasındaki küslüğü yasaklamış; Müslümanlar arasındaki küslükleri gidermek diğer Müslümanlara Allah tarafından bir görev olarak verilmiştir. Kuran-ı Kerim’de Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: “Tüm mü’minler kardeştir. O halde her ne zaman araları açılırsa kardeşlerinizin arasını düzeltin.” Peygamber Efendimiz’in Müslümanları barıştırdığına dair birçok örnek bulunmaktadır. Amr bin Avf oğulları arasında problem çıktığında Peygamber (s.a.s) ve ashabı onların arasını bulmak ve barıştırmak için onların yanına gitmiştir Yine Kuba halkı birbirlerini taşa tutarak kavga etmişler bu durumu haber alan Allah Resulü, yanında bulunan ashabına “Oraya gidip onları barıştıralım” buyurmuştur.
Muhterem Mü’minler!
Günümüzde insanlığın barışa her zamankinden çok ihtiyacı vardır. Rabbimiz bizlere İslamı yaşayabileceğimiz barış ortamları nasip etsin! Bütün Müslüman ülkeler ve bütün Müslüman kardeşlerimiz için Rabbimizden esenlikler diliyoruz.