TARİH : 27.01.2012
Allah Teâlâ Kerim olan Kitabında “Şüphesiz Peygamberde sizin için güzel bir örnek vardır” buyurmuş, Âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimiz de “Ben ahlakî güzellikleri tamamlamak üzere gönderildim.”Buyurarak, kıyamete kadar bütün insanlık için bir önder ve güzel bir örnek olduğunu beyan etmişlerdir.
Muhterem Müminler!
Hayâ, utanmak demektir. Hayâyı Allah’ın hoşlanmadığı her türlü kötü huydan arınmak olarak ta tarif edebiliriz. Kişiye fazilet yollarını açan, manen ve maddeten ilerleme yollarını gösteren hayâ bir mü’minde bulunması gereken en önemli özelliklerden biridir..
Hz. Peygamber (a.s.) hayâ ile iman arasında önemli bir ilişki olduğuna dikkat çekmiş ve hayâyı imanın bir şubesi olarak nitelendirmiştir. “İman yetmiş küsur şubedir. En üst derecesi “lâ ilahe illallah” demek, en alt derecesi de geçenlere zarar verecek şeyleri yoldan gidermektir. Hayâ da imandan bir şubedir.”
Aziz Kardeşlerim!
Hayâ insanı her türlü kötülükten alıkoyan bir huydur. Resul-i Ekrem efendimiz, “Hayâ ancak hayır kazandırır.” Diye buyurmuş, başka bir hadis-i şerifte ise “Hayânın hepsi hayırdır.” Buyurarak ümmetinin davranışlarını hayâ ile süslemesini istemiştir.
Sevgili Kardeşlerim!
Utanma duygusuna sahip olmayan bir kimsenin önünde hiçbir engel yoktur. Dolayısıyla öyle bir kimse her türlü çirkinliği kolayca yapabilir.
Allah’tan ve insanlardan utanan bir kimsenin, ise nefsinin istediği her hareketi yapması mümkün değildir.
Aziz Kardeşlerim!
Hayâ duygusunun esası, Allah’tan hayâ etmektir. Allah’ın her yerde her an olduğunun bilinciyle yaşayan bir insan ihsan şuuruna ermiştir. “Nerede olsanız, o sizinle beraberdir. Allah, bütün yaptıklarınızı hakkıyla görendir.” Ayeti bizlere bu şuuru kazandırmaya çalışmaktadır. “Allah teâla’dan gerektiği gibi haya ediniz” buyuran Peygamber Efendimize ,”Ya Resulallah! Allah’tan gereği gibi nasıl hayâ edebiliriz? Sorusu yöneltilmişti. Bunun üzerine Allah’ın Resulü; başını ve başında yer alan organları, karnını ve karna bağlı organı koruyan, dünya hayatının süsüne kendini kaptırmayan, ölümü ve çürüyüp yok olmayı unutmayan kimsenin Allah Taaladan gereği gibi hayâ etmiş olacağını haber vermiştir. Başın korunması, aklın iyiye kullanılması, baştaki organların korunması ise, dinen yasaklanan şeylere bakmamak, kötü sözlere kulak vermemek, haram yememek ve yalan söylememekle gerçekleşir. Karnın korunması ise, haramla beslenmekten sakınmakla olur.
Aziz Kardeşlerim!
Edep ve hayâdan yoksun olan insan her türlü çirkinliği işlemeye meyillidir. Edebe aykırı olaylar ortaya çıkınca, kalbin bu işten rahatsız olması kişide hayânın var olduğunun belirtisidir.
Muhterem Mü’minler!
Günümüzde Müslüman toplumun hayâ ve edep duygularını yıpratıp erozyona uğratacak, iffet duygularını yok edecek, zinayı ve ahlaksızlığı hoş gösterecek bir medya politikası görmekteyiz. Rabbimiz, “Ey iman edenler kendinizi ve ailenizi yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem azabından koruyunuz” diye buyurarak, çocuklarımızı ve İslam toplumunu her türlü inanç ve ahlak yoksunluğuna karşı koruma altına almamızı ve bu konuda uyanık olmamızı bize öğütlemektedir.
Muhterem Mü’minler!,,
Sözde ve davranışta haddi aşmak, kötü söz ve çirkin davranışlar sergilemek iyi bir mü’mine yakışmaz. Hayâ dediğimiz utanma duygusu, kötü ve çirkin sayılan şeylerden uzak durmak, tavır ve davranışlarda ölçülü olmak herhangi bir işte haddi aşmamaktır. Hutbemi bir Hadis-i şerif ile bitiriyorum. “Bir işte çirkinlik bulunması onu lekeler; bir işte hayâ duygusunun bulunması ise onu süsler.”