https://www.bizimakyazi.com/files/uploads/user/hutbe.jpg
Cuma Hutbeleri

DÎN-İ MÜBÎN-İ İSLAM

28-10-2016 23:20 1962 kez okundu.

Cumanız mübarek olsun Aziz Kardeşlerim!

Ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: “Ey İnsanlar! ‘Şeytana tapmayın. O, sizin apaçık düşmanınızdır. Sadece bana kulluk edin. İşte dosdoğru yol budur.’ diyerek sizden söz almadım mı?” 1 Okuduğum hadis-i şerifte ise Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: “Ben size gecesi gündüz gibi, apaçık bir yol bıraktım.”2 Kardeşlerim! Hz. Ömer anlatıyor: Bir gün Peygamberimiz (s.a.s)’in yanında oturuyorduk. Bir adam çıkageldi. Elbiseleri bembeyazdı. Saçları simsiyahtı. Üzerinde bir sefer, bir yolculuk izi yoktu. Aramızda onu tanıyanımız da yoktu. Peygamberimiz (s.a.s)’in huzurunda oturdu. Dizlerini Resûl-i Ekrem (s.a.s)’in dizlerine yasladı. Ellerini de dizlerinin üzerine koydu. Ve dedi ki: ” Ey Muhammed! Bana İslam’ı anlat.” Resul-i Ekrem (s.a.s); “İslam; Allah’tan başka ilah olmadığını Muhammed’in Allah’ın elçisi olduğunu kabul etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman ve eğer imkânın varsa haccetmendir.” buyurdu. Gelen zat, “doğru söyledin” dedi. Hz. Ömer diyor ki: “Adama şaşırdık, hem soru soruyor, hem de tasdik ediyordu”. Sonra o kişi bana imanı anlat” dedi. Allah Resulü (s.a.s) “İman; Allah’a, meleklerine, peygamberlerine, kitaplarına, ahiret gününe, kadere, hayrın ve şerrin Allah’tan olduğuna inanmandır.” dedi. Bu cevap üzerine adam, yine “doğru söyledin” dedi. Bu sefer ” Bana ihsanı anlat” dedi. Peygamberimiz (s.a.s): “İhsan, Allah’ı görüyormuşçasına O’na ibadet etmendir. Her ne kadar sen O’nu göremesen de O, seni her an görüyor” karşılığını verdi. Adam yine “doğru söyledin” dedi. O zat, bir soru daha sordu;  Kıyamet “ne zaman kopacak” dedi. Resul-i Ekrem (s.a.s): “Bu konuda kendisine soru sorulan kimse, soruyu sorandan daha bilgili değildir” buyurdu. O şahıs aramızdan ayrılıp gidince, Peygamberimiz (s.a.s): “Bu soruları soran kimdi biliyor musunuz?” dedi. “Allah ve Resulü daha iyi bilir” dedik. Efendimiz (s.a.s): “O Cebrail idi, size dininizi öğretmek için geldi” buyurdu.3 Kardeşlerim! İslam kaynaklarında Cibril hadisi diye bilinen bu hadis, bize İslam’ın şartlarını, imanın esaslarını, ahlakın ilkelerini açık bir şekilde göstermiştir. Buna göre İslam, açık, net, sade, arı, duru ve berraktır. Bu kadar açık hükümler varken, elde Kur’an gibi bâkî bir hakikat bulunuyorken, Yüce Dinimiz İslam’ı; sır, gizem, rüya, keşif, kerametler ve gelecek tasavvurları üzerine bina etmeye kalkışmak asla kabul edilemez. En büyük keramet daima sırat-ı müstakim üzere olmaktır. Önümüzde Peygamberimiz (s.a.s) gibi büyük bir rehber varken, kurtarıcı beklentileri içerisinde, kıyamet alametleri üzerinden bir din ihdas etmek asla kabul edilemez. Hassaten Kur’an’ın “  diye tarif ettiği “karmakarışık rüyalar” üzerine asla bir din bina edilemez. Allah’ın açık hükümleri dururken, heva ve heves eseri olan rüyalarla amel edilemez. Resûl-i Ekrem (s.a.s)’in sahih hadisleri dururken rüyalarla iyi kötüye, kötü iyiye dönüştürülemez. Zulüm ve haksızlık rüya üzerine bina edilemez. Zira Peygamberlerin rüyası dışında hiçbir kimsenin rüyası bir bilgi kaynağı olarak kabul edilemez. Rüyalarla insanların vicdanları, gönül dünyaları istismar edilemez. Aziz Kardeşlerim! Cebrail (a.s)’ın kıyamet ne zaman kopacak? sorusuna Peygamberimiz (s.a.s)’in verdiği cevap çok manidardır; “Bu konuda kendisine soru sorulan kimse, soruyu sorandan daha bilgili değildir” buyurmuştur. Buna rağmen gayb âlemine dair, Peygamberimiz (s.a.s)’in bile “ben bilmiyorum” dediği bilgilerle akılları karıştırmak, zihinleri bulandırmak beyhudedir. Bugün birilerinin gayptan verdiği haberler üzerine hayatımızı bina etmemiz anlamsızdır. Gayb ve melekût âlemine dair kıyamet senaryoları üzerinden dini anlamak, dini okumak kabul edilemez. Kardeşlerim! Bize düşen ahirete inanmak ve ona hazırlanmaktır. Bir gün bir sahabi, Allah Resulü’ne “kıyamet ne zaman kopacak?” diye sorduğunda, Peygamberimiz (s.a.s), “O gün için ne hazırladın?” diye cevap verdi.4 Allah Resulü (s.a.s), bu cevabı ile bize kıyametin ne zaman kopacağıyla ilgilenmek yerine, ondan sonrası için ne hazırladığımızı sorgulamamızı öğütlemektedir. Kardeşlerim! Hutbemi Kur’an-ı Kerim’de bize öğretilen bir dua ile bitiriyorum. “Rabbimiz! Bizi doğru yola eriştirdikten sonra kalplerimizi saptırma, bize tarafından bir rahmet bağışla. Kuşku yok ki lütfu bol olan yalnız sensin” 

Neler Söylendi?

DİĞER YAZILARI KURBAN İBADETİ VE ÖNEMİ ŞİFA AYI RAMAZAN BAŞLADI MİRAC KANDİLİ İMAN VE İSTİKAMET ZAFERLERİMİZİN ARDINDAKİ RUH VE MANA MİRAS: HER HAK SAHİBİNE HAKKINI VERMEK MİRAC GECESİNDE PEYGAMBERİMİZİN YAŞADIĞI HADİSELER KADİR GECESİ KUR’ÂN İLE ŞEREFLENEN GECE AİLEDE ŞEFKAT VE NEZAKET DİLİ KESİNTİSİZ HAYIR ÇEŞMESİ: VAKIFLAR TEPKİLER ÜZERİNE DİYANETTEN DÜZELTME KURBAN BAYRAMI-- Sakarya Müftülüğü ÖFKEYE HÂKİM OLABİLMEK PEYGAMBERLER ALLAH’IN KUTLU ELÇİLERİDİR HİCRİ YILBAŞI NEDİR RAMAZAN MEKTEBİNİN ÖĞRETTİKLERİ VAKİT İYİLİK VAKTİ: BU RAMAZAN VE HER ZAMAN PAHA BİÇİLMEZ SERMAYE: ÖMÜR DİLİN AFETLERİ ZAMAN BİLİNCİ HZ. İBRAHİM (a.s) VE İKRAM ÖĞRETMENLERİMİZ AHİRETE İMAN AŞÛRA GÜNÜ KURBAN BAYRAMI RABBE YOLCULUK: ÖLÜM HAYAT BİR İMTİHAN YERİDİR KÖTÜ ÖRNEK OLMAMAK ORUCUN HİKMETLERİ MİRAÇ KANDİLİ VE NAMAZ GELECEĞİMİZİN TEMİNATI GENÇLİĞİMİZ ENGELLİLER ve İSLAM SİHİR VE BÜYÜ HARAMDIR ÇEVRE BİLİNCİ KONU : HOŞGÖRÜ KURBAN VE KURBİYYET KONU: CAMİ ADABI VE CAMİLERİMİZİN ÖNEMİ İBADETİN ÖZÜ İHLAS VE SAMİMİYET DOĞAL AFETLER, TEDBİR VE TEVEKKÜL DENGESİ ZEKAT VE FİTRE KUR’AN’I OKUMAK, ANLAMAK VE YAŞAMAK İSLÂMÎ BİR DEĞERİMİZ: EDEB İSLÂM VE GENÇLİK TURUNCU DEVRİMİ Mİ O DA NE? ÜÇ AYLAR VE REGAİB KANDİLİ MÜ’MİNLER ANCAK KARDEŞTİR ÖFKEYİ YENMEK ŞEHİDLİK VE ÇANAKKALE ZAFERİ DUA ve ÖNEMİ ALLAH SEVGİSİ KUTSAL KİTAPLAR VE KUR’AN-I KERİM’E İMAN EŞLER ARASINDAKİ SEVGİ VE SAYGININ ÖNEMİ İMÂN NAMAZ VE TADİL-İ ERKAN’IN ÖNEMİ ÖLÜM, KIYAMET, AHİRET MEVLİD KANDİLİ MEVLÜT KANDİLİ MEVLİD KANDİLİNİN MÂNÂ VE ÖNEMİ ZARARLI ALIŞKANLIKLAR GEÇMİŞİN MUHASEBESİ VE ZAMAN SABRETMEK GÖREBİLMEKTİR MEVLANA VE YEDİ ÖĞÜDÜ İSLÂM’IN SOSYAL İNSAN YAKLAŞIMI İSLÂM’IN SOSYAL İNSAN YAKLAŞIMI HOŞGÖRÜ AHLAKI KÖTÜLÜĞE KİLİT İYİLİĞE ANAHTAR OLMAK KAN VERMEK, ORGAN BAĞIŞLAMAK CUMHURİYET İSRAF VE YOKSULLUK SEVİNCİMİZ SADECE BİR DAKİKA SÜRDÜ AHÎLİK VE TİCARET AHLÂKI CAMİLERİMİZ VE DİN GÖREVLİLERİMİZ ŞEHİTLİK VE GAZİLİK KUR’AN VE İLK EMİR “OKU” HAYATIMIZIN GAYESİ İSLAM, BARIŞLA GELEN ZAFER ZAFER BAYRAMI DEPREM VE AFETLERİN BİZE ÖĞRETTİKLERİ KADİR GECESİNİN ANLAM VE ÖNEMİ KULUN MAL İLE İMTİHANI: ZEKÂT TEMEL İBADETLERİMİZDEN ORUÇ Ramazan Ayı ve Önemi ÖKSÜZ VE YETİMİ GÖZETMEK KUR’AN’LA YAŞAMAK BİR DEĞER OLARAK AİLE SAHÂBE ve SÜNNETE BAĞLILIK KARDEŞLİK ve PAYLAŞMA İSLAM’DA SAĞLIĞA VERİLEN ÖNEM TEVAZU VE KİBİR ÇANAKKALE ZAFERİ EVLAT, EŞ VE ANNE OLARAK KADIN YEŞİLAH HAFTASI VE ZARARLI ALIŞKANLIKLAR KUR’AN-I KERİM’İ OKUMAK, ANLAMAK VE YAŞAMAK SABIR EBEDİ MUTLULUK YURDU CENNET EDEP VE HAYÂ EŞLERİN HAK VE SORUMLULUKLARI SAĞLIKLI BİREY, SAĞLIKLI TOPLUM ZEKÂT VE ÖNEMİ