DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Kenan Certel
Kenan Certel
Giriş Tarihi : 17-08-2023 00:14

17 AĞUSTOS ASRIN DEPREMİ UNUTULDU MU? UNUTULMADI MI?

17 Ağustos 1999 Marmara depreminin yaşandığı tarih ve bu tarih asla unutulmayacaktı ve de unutturulmayacaktı. O gün doğan çocuklarımız 24 yaşına bastı ve yaşanan bu felaketi onlar görmediler ve de yaşamadılar.

17 Ağustos asrın depreminin ardından tam 24 yıl geçti. Belediye Başkanımız Bilal Soykan bu acı gün dolayısı ile “ 17 AĞUSTOS’U UNUTMAYACAĞIZ VE DE UNUTTURMAYACAĞIZ.” konulu bir mesaj yayınladı.  Oysa geçen süre içinde zamanın bir çok şeyi unutturduğunu, hafızalarımızı biraz yoklarsak anlayacağız. Ne olmuştu o gün. Sevdiğimiz kaç kişiyi alıp götürmüştü o büyük deprem. Eminim bir çok kişi sayısını dahi hatırlayamayacak. Dolaştığımız caddelerde hangi evler yerle bir olmuştu hatırlamakta zorlanacağız. Evlerimiz bundan sonra 2 katlı olacaktı. 4 katlı binaların 4. katları alınacaktı. Depremden hemen sonra 150 metre olarak belirtilen fay hattı vatandaşın isteği üzerine 30 metreye indirilmesi ise televizyonlarla canlı yayınlarla alay konusu olmuştu.

Tekrar o acıları hatırlamak için değil ama o günleri unutmamak için unutturmamak için bir an o günün sabahına dönelim.

Ağustos sıcakları sürüp gidiyor. Bütün vatandaşlar derin uykuda. Saatler 03.02 yi gösteriyor. Ay ışığı dünyayı aydınlatıyor. Gece sakin ve sessiz. Her şey olağan gibi görünüyor. Birden büyük bir patlama sesi duyuluyor. Sanki yer yerinden oynuyor. Gökyüzünde müthiş bir aydınlık. Ve aydınlığın yerini büyük bir uğultu ve toz bulutu alıyor. Binalar adeta yere yatıp kalkıyor. Derin uykusundan uyanan halk olup biteni anlamaya çalışırken karanlıkta bir an ne yapacağına bile karar veremiyor. Sonra canını kurtarmak için oraya buraya koşuşuyor.

Oysa kaçmak ne mümkün. Ayakta durmak bile olanaksız. Herkes can derdine düşmüş. Canını kurtarmayı başaran anne, baba, çoluk, çocuk herkes sokakları dolduruyor. Herkes bir an kıyametin koptuğunu düşünüyor. Evlerden feryatlar, sokaklardan çığlık sesleri gecenin sessizliği içinde yankılanıyor. Deprem hala devam ediyor. Sevdiklerini evlerinde bırakıp kaçabilenler başka bir umutsuzluğa kapılıyor.

Kısa süre içinde 45 saniye süren 7.4 şiddetindeki depremin merkezinin Gölcük olduğu anlaşılıyor. Bu büyük sarsıntı bir anda Elektrik, Su ve haberleşme sistemlerini felç ediyor. Dünya ile ilişkimiz kesiliyor.

Günün ilk ışıkları ile birlikte acı haber kulaktan kulağa dalga dalga yayılıyor. Depremin Gölcük başta olmak üzere Adapazarı ve Akyazı, Yalova ve İstanbul’un bazı semtlerinde büyük can ve mal kaybına sebep olduğu gerçeği yürekleri parçalıyor.

Yakınlarını enkaz altından kurtarmak için amansız bir gayret gösterenler sağ bulabildikleri yakınları ile sevinçlerini paylaşırken, Hastaneler yaralılarla dolup taşmıştı. Yakınlarını kaybedenler ise büyük bir acı içinde kahroluyor.

Akyazı’lı vatandaşlar bu güne kadar bir çok deremi görmüş ve yaşamıştı ama böylesini ne görmüştü ne de yaşamıştı. Deprem 11 i köylerde olmak üzere toplam 74 sevdiğimizi alıp götürmüştü. Yaralı olarak hastanelere kaldırılıp bir daha kendisinden haber alınamayan kayıp insanımız bu sayı içinde yer almadı. Depremin bölgemizde aldığı can ise resmi kayıtlarda 18 bin civarında gösterilirken gerçek rakam ise asla öğrenilemedi.

İlçemizde depremin meydana getirdiği yıkımın kaldırılması dışarıdan gelen ekiplerin de desteği ile yaklaşık 2 yıl sürdü. Deprem bizleri adeta avladı. Deprem bölgesinde olduğumuz ve depremle iç içe yaşamak zorunda olduğumuzu asla öğrenemedik ve de halkımıza bir türlü öğretemedik. O günler en büyük sloganımız “17 Ağustos’u Unutmayacağız, unutturmayacağız.” Cümlesi idi. Akyazı için bu cümle sözden öteye, icraata geçirilemedi. Olay o kadar büyüktü ki canlarımızı enkaz altından kendi imkanlarımızla kurtarabilmek için kazma kürek dahi bulmakta güçlük çektik. Cesetlerimiz için ceset torbası bulamadık. Ölülerimizi bile cemaatsiz az sayıda yakını ile defnedebildik. Kış bastırdı yağmurlar yağdı. Barınmak için yeterli çadır bile bulamadık. Naylon satanlar! Felaketi fırsat bilip değerini 3 hatta 4 misli yükseltip satmaya utanmadılar bile. Kaymakamlık, Belediye toplantı üstüne toplantılar düzenleyip hatta uzmanlar getirip aldıkları kararlarla bundan sonra deprem kuşağında olduğumuz ve depremle iç içe yaşamak zorunda olduğumuz için neler yapılarak depreme hazırlanılması konusunda önemli kararlar alınmıştı. Mesela Büyük bir depomuz olacak ve bu depomuzda olası bir depremde kullanılmak için arama kurtarma malzemeleri, elektrik kesintilerine karşı jeneratörler, çadırlar, sağlık malzemeleri, ceset torbaları ve daha akla gelebilecek bir çok yaşam malzemesi olacaktı.

Şimdi yetkililere soruyorum. Belediyemizin böyle bir hazırlığı var mı.? Var da biz mi bilmiyoruz. Halkımız deprem anında nasıl davranacak. Halkımız toplanma merkezlerini biliyor mu.? Mahalle ve sokaklarımızda gönüllü arama kurtarma ekipleri oluşturuldu mu.? Bu konuda kendi imkanları ile eğitimler veren ve önemli giderleri kendi imkanları ile karşılayan, Van, Elazığ ve 5 Şubat tarihinde meydana gelen dünyanın en büyük depremlerinde biri olan Kahraman Maraş depremlerine ekip gönderip arama kurtarma faaliyetlerine katılan S.A.B.A.H. ve SAKTİM gibi gönüllü arama kurtarma derneklerine destek veriliyor mu?

Gördüğümüz kadarı ile hayır. Maalesef bu konuda ilçe yetkililerinden atılmış  ciddi bir adım göremedik.

Kısacası biz 17 AĞUSTOS ASRIN DEPREMİNİ çoktan unuttuk! Neden mi unuttuk. İlk yıllar Fayton Durağı ve değirmenler caddesi esnafı her 17 Ağustos tarihlerinde büyük katılımlarla depremde kaybettiklerimiz için kuran-ı kerim ve mevlütler okutur dualarını kaybettiklerine iletirlerdi. Şimdi yapılıyor mu.? Hayır.

S.A.B.A.H. Derneği geçtiğimiz yıla kadar 17 Ağustos akşamları depremi unutturmamak adına etkinlikler yapıp, depremde canlarını kaybedenler için hem eğitim verip kuran okutturduğu dua yaptırdığı halde bu etkinliklere  halkımızın ilgi göstermediği, ölenlerin yakınlarının bile katılmadığını görmek depremin unutulmuş olduğunu göstermiyor mu?

Biz Akyazı’lılar 17 Ağustos depremini çoktan unutmuşuz. Bir gün aynı depreme yakalanırsak. 17 Ağustos 1999 sabahı ne yaşamışsak o gün de aynı şekilde hazırlıksız bir şekilde aynı acıları yaşayacağız demektir.

17 Ağustos depremini aradan geçen 24 yıla rağmen unutmayan ve bizlere hatırlatan biri var.

O günlerin Akyazı Kaymakamı Cemalettin Özdemir. Deprem sabahından itibaren tam 3 yıl gecesini gündüzüne katarak mücadele veren, depremin yaralarının en kısa zamanda sarılması için nasıl mücadele verdiğini benim gibi 30 yaşını aşkın bütün Akyazılı biliyor ve minnetle anıyor.

Cemalettin Özdemir. O depremi unutmadı, biz de onu unutmadık. ‘O’na Adam gibi adam’dı diyerek hak ettiği itibarı verdik.

O günden bu güne kadar hiçbir yetkilinin hatırlamadığı hatta unuttu diyebileceğimiz 17 Ağustos depremini O hiçbir zaman unutmadı. Buralardan çok uzaklarda olmasına rağmen aracılığımızla gönderdiği mesajlarla Akyazı’ya ve Akyazı’lılara taziyelerini göndermeyi ihmal etmedi. Eminim ki bu sabah da telefonla arayarak taziye mesajını çok sevdiği Akyazı’lılara aracılığımızla iletecek.

 

 

 
NELER SÖYLENDİ?
@
NAMAZ VAKİTLERİ
Gazete Manşetleri
Yol Durumu
BURÇ YORUMLARI
  • KOÇ
    Koç Burcu
  • BOĞA
    Boğa Burcu
  • İKİZLER
    İkizler Burcu
  • YENGEÇ
    Yengeç Burcu
  • ASLAN
    Aslan Burcu
  • BAŞAK
    Başak Burcu
  • TERAZİ
    Terazi Burcu
  • AKREP
    Akrep Burcu
  • YAY
    Yay Burcu
  • OĞLAK
    Oğlak Burcu
  • KOVA
    Kova Burcu
  • BALIK
    Balık Burcu
ANKET OYLAMA TÜMÜ
E-Bülten Kayıt
ARŞİV ARAMA