Bugün itibarıyla seçime 27 gün kaldı. Seçime girecek olan partiler ve adayları kıyasıya bir yarışın içindeler. Mahalle mahalle, sokak sokak, hatta ev ev dolaşıyor ve sıkmadık el bırakmamak için yoğun gayret gösteriyorlar.
Hepsinin hedefi aynı. Hedef seçimi kazanmak. Gazeteci olarak bizler de hem seçime katılanları, hem de bu seçimde oy kullanacakları sıkı sıkıya takip ediyoruz.
Adaylara ve mensubu oldukları partilerin yetkililerine “ seçimi kim kazanır” diye soruyoruz. Aldığımız cevaplar aynı “seçimi biz kazanacağız”
Umut fakirin ekmeği ve geçim kaynağı derler. Umut siyasiler için ayrı ayrı düşünceler ifade edebilir. Bazı siyasiler umudu geçim kaynağı olarak görürken, bazıları ise önce seçimi kazanmak, kazandıktan sonra da ilçesine, kendisini oyları ile destekleyenlere hizmet getirmek olarak görebilir. Hizmet için kazanmaya çalışanlar benim için çok değerlidirler.
Saha çalışmalarında bazı partiler ve adayları bir hayli yol aldılar. Bazı partiler daha yeni yeni sahaya çıkmaya hazırlanıyorlar. Bazı partiler ise henüz sahada da yoklar, çıkmaya da niyetli değiller gibi görünüyorlar. Çalışan kazanır sözü siyaset için çok geçerlidir. Çalışasın ki kazanasın. Oturduğun yerde kimse sana oy vermez. Bunu tembel siyasetçiler için söylüyorum.
31 Mart seçiminin Akyazı’da renkli geçeceğine inananlardanım. Sandıklar açıldığında oy verenlerin saha çalışması yapan ve kendilerine ulaşanlara “hiç merak etme benim oyum sana” diyenler mi, yoksa biz gazetecilerle bire bir görüşüp “benim oyum, destekliyor göründüğüme değil falanca adaya gidecek” diyenlerin söyledikleri mi gerçek olacak.
Bunu öğrenebilmek için 27 gün daha beklemem gerekecek.