Gazi Mustafa Kemal Atatürk ölümünün 75. yılında O’nu seven ve anlayan milyonlar tarafından büyük bir özlemle anıldı. O bazı kesimler tarafından ne kadar karalamaya çalışılsa da ne kadar unutturulmaya çalışılsa da aradan geçen bu kadar zaman içinde bırakın unutulmayı artan bir özlemle artan bir sevgi ile içimizde yaşamaya devam ediyor.
İşte kendi sözleri ile Atatürk
“ Hürrüyet ve Bağımsızlık benim karakterimdir. Ben Milletimin ve büyük ecdadımın en kıymetli mirasından olan bağımsızlık aşkı ile yaratılmış bir adamım. Bence bir millette şerefin, haysiyetin, namusun Ve insanlığın yerleşmesi ve yaşaması, mutlaka O Milletin hürriyet ve bağımsızlığına sahip olmasına bağlıdır. Ben şahsen, bu saydığım özelliklere çok önem veririm. Ben yaşayabilmek için mutlaka bağımsız bir milletin evladı kalmalıyım !. Bu sebeple milli bağımsızlık, bence bir hayal meselesidir.
Arkadaşlarımız ve Milletin bütün fertleri gibi, milli davamızda benim de emeğim geçmiş ise bu çalışmada iş yapma kuvveti ve başarı varsa, bunu şahsıma bağlamayınız. Ancak ve ancak bütün milletin manevi kişiliğine bağlayınız. Ben, Milletin bu yüksek, manevi şahsiyeti içinde bir naçiz fetr olmakla mutluyum.
30 Ağustos’ta sevk ve idare ettiğim muharebe, Türk Milletinin yanımda bulunduğu halde idare ettiğim ilk ve son muharebedir. Bir insan kendini, milletle beraber hissettiği zaman, ne kadar kuvvetli buluyor bilir misiniz?. Buu anlamak çok zordur.
Hayatımda en büyük dayanak ve kuvvetim vatandaşlarımdan gördüğüm itimat ve destektir. Bütün vazifelerimde manevi, vicdani olan en büyük endişem, emanetinizin hürmet ve kutsallığına devamlı olarak dikkat etmektir.
Benim için en büyük mevki ve mükafat milletin bir ferdi olarak yaşamaktır. Eğer Canab-ı Hak beni bunda muvaffak etmiş ise, şükrederim. Bu gün olduğu gibi ömrümün sonuna kadar milletin hizmetinde olmakla iftihar edeceğim.
Benim şan ve şerefimden bahsetmek te hatadır. İyi dinleyiniz. Öğüdüm budur ki içinizden her hangi bir adam çıkar, şan,şeref davası güder ve benzersiz olmak isterse, başınızın belasıdır, ilk önce kafası kırılacak adam budur.! Mensup olduğum Türk Milleti’nin şan ve şerefi varsa, benim de bir ferdi olmak sıfatıyla şerefim vardır. Asla başka değilim.
Sizler, yani yeni Türkiye’nin genç evlatları, yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz. Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler asla ve asla yorulmazlar. Türk Gençliği gayeye bizim yüksek idealimizle durmadan, yorulmadan yürüyecektir.
Büyük davamızın en medeni ve en müreffeh millet olarak varlığımızı yükseltmektedir. Bu yalnız kurumlarında değil düşüncelerinde köklü inkılaplar yapmış olan büyük Türk Milletinin dinamik idealidir. Bu ideali en kısa zamanda başarmak için fikir ve hareketi beraber yürütmek zorundayız.
Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim düşüncelerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir.
Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize aldıkları tahsilin hududu ne olursa olsun en evvel her şeyden evvel Türkiye’nin bağımsızlığını kendi benliğine milli geleneklerine düşman olan unsurlarla mücadele etmek gereği öğretilmelidir.
İki Mustafa Kemal vardır. Biri ben ölümlü Mustafa Kemal, diğeri milletin içinde yaşattığı Mustafa Kemaller ülküsüdür. Ben onu temsil ediyorum. Her hangi bir tehlike anında ben ortaya çıktımsa beni bir Türk anası doğurmadı mı. Türk anaları daha Mustafa Kemal’le doğurmayacaklar mı?.
İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan oluşmuştur. Mümkün müdür ki bu kütlenin bir parçasını ilerletelim. Ötekini ihmal edelim de millet ilerleyebilsin. Mümükün müdür ki bir cismin yarısı toprağa zincirlerle bağlı kaldıkça öteki kısmı göklere yükselebilsin.? “
